Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Öyle duyumlar vardır ki aslında bir uykudurlar; bir sis tabakası gibi aklımızı tamamen işgal eder, düşünmemize de, hareket etmemize engel olur, varlığımızı açıkça sürdürmemize izin vermezler. Gece uyuyamamışız gibi, düşten kalma bir şeyler içimizde yaşamayı sürdürür ve gündüz güneşliğin verdiği bir uyuşukluk, duyguların durgun düzeyini ısıtır. Hiçbir şey olmamanın esrikliğidir bu; irademizin ise, avludan geçerken ayağımızla öylesine devirdiğimiz bir su kovasından farkı yoktur.
Kalduk bu sabah avludan ayvaylan nar toplayıp önümüze kodu. Vurduk yedik, kırdık yedik. Hep beraber yedik. Yahu dedim, dünya böyle olmaya mı?
Reklam
Gününüz kutlu olsun hanımlar...
"Düşünce ve hayat iki zıt kutuptur. Bu nedenle -Orlando da şimdi bir koltukta oturup düşünüyor- o işini bitirene kadar takvimin aylarını ezbere sıralamaktan, tespih çekmekten, sümkürmekten, ateşi körüklemekten, pencereden dışarı bakmaktan başka yapılacak bir şey yok. Orlando öyle sessiz oturuyordu ki yere iğne düşse duyardınız. Keşke bir iğne
Üç karısı vardı Reşo Ağa'nın
Avludan geçip odaya varınca üç karısı diz çöküp çizmelerini çekmeye hazırlandılar. Ancak o, yeşil gözlü, kara saçlı, ince belli, geniş kalçalı olan Güllü'ye çizmelerini uzattı. Güllü sevinçle çizmelere asıldı. Kim çizmeyi çekerse, o yatardı Reşo Ağayla. Reșo Ağa, o gece Güllü'yü koynuna aldı.
Ancak yerinde dikiliyor, bir yere kıpırdamıyor, kendi kendine "Beni burada tutan daha ne var ki?" diye soruyordu. Hem kendine hem de özgür ve mutlu olabileceği kırlara, ormanlara koşmak yerine taşların üzerinde yuvarlanan bu siyah köpeğe kızıyordu. İkisinin de bu avludan çıkıp gitmesine engel olan tek bir şey vardı: Esarete ve köleliğe olan alışkanlık...
Sayfa 113 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Kova
“Hiçbir şey olmamak bir tür sarhoşluktur ve irade, avludan geçerken ayağımızın ucuyla kayıtsızca dokunup devirdiğimiz bir kovadır.” Pessoa.
Sayfa 58 - Ayrıntı Yayınları
Reklam
Koyunlarımızı kaçırdık…
2 koyunu avludan kaçırdık… Oradan buradan geçeceği yerleri tıkayarak bir avluya soktuk. Kurban bayramında koyununu, keçisini, ineğini, danasını kaçırmayan da ne bileyim 😊😂😂
Herkesin bir unutma süreci var. Bazıları bu avludan çıkar çıkmaz unuturken, bazıları günlerce; aylarca onu yâd edecek.
Sayfa 60 - Everest yayınlarıKitabı okudu
Gece uyumamışız gibi, düşten kalma bir şeyler içimizde yaşamayı sürdürür ve gündüz güneşinin verdiği bir uyuşukluk, duyuların durgun düzeyini ısıtır. Hiçbir şey olmamanın esrikliğidir bu; irademizin ise, avludan geçerken ayağımızla öylesine devirdiğimiz bir su kovasından farkı yoktur.
Can YayınlarıKitabı okudu
Süleymaniye Külliyesi'nin yapımı sırasında "İslam dünyası yine bir şaheseri ortaya çıkarıyor" haberleri ile telaş içine düşen Vatikan bir mermer blok içerisine dışarıdan belli olmayacak şekilde "Haç" döktürür ve Sultan Süleyman'a "Mâbedinizin minberi için hediyemizdir." diye gönderir. Sultan Süleyman bu hediyenin istihbaratını almış ve Mimar Si- nan'a bloku ortadan kestirip "Haç"ı ortaya çıkartmıştır. İki parça olan mermer ve haçlar yine iki adet olan ve dış avludan iç avluya geçen kapıların girişinde yere yerleştirilmiştir. Böylelikle bundan böyle avluya girecek olanlar "Haç'ı çiğneyip girecektir. Daha sonra Vatikan'a haber yollanmıştır: Hediyenizi aldık, kabul ettik, doğru yere yerleştirdik." Bugün yerlerdeki haç, iyice aşındığı için çok zor ve ancak çok yakından seçilebiliyor, ama blok hâlâ yerinde.
673 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.