Karanlık basınca hepimizi koğuşa götürür, sabaha kadar kapalı tutarlardı. Avludan koğuşumuza dönmek bana her zaman güç gelirdi. Burası uzun, basık, havasız, içyağı mumlarının donuk ışığıyla aydınlatılan, ağır, boğucu bir kokuyla dolu bir odaydı. Orada on yıl nasıl yaşadığımı şimdi bir türlü anlayamıyorum. Ranzam üç tahtadan ibaretti; bana ayrılan bütün yer bu kadardı. Aynı ranzalarda, yalnız bizim odada otuz kişi kadar vardı