Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Yazmam Daha Aşk Şiiri
Oydu bir bakışta tanıdım onu Kuşlar bakımından uçarı Çocuk tutumuyla beklenmedik Uzatmış ay aydın karanlığıma Nerden uzatmışsa tenha boynunu …
Sayfa 61 - Can Yayınları, 4.BaskıKitabı okudu
Dünyada ölmeden önce görülecek şeyler arasında çocuk rüyaları yok mu? Dünyanın yedi harikası arasında sayılmadığına bakmayın.
Reklam
"İki gönül bir olunca samanlık seyran olur" lafı iki ay için geçerlidir. Hele faturalar ödenmediği için elektrik kesilince görün o samanlığı. Yanlışlıkla bir de çocuk yapmışsanız oooof yandınız ki hem de ne biçim.
Aşiret kurmak isteyene formül :)
Efsaneye göre ilk çağlarda yağmurdan oluşan seller Karadağcı denilen dağdaki mağaraya çamur sürükler. Bu çamurlar, mağaradaki insana benzeyen yarıklara dökülür. Su ve toprak yarıkta dokuz ay kalır, rüzgar eser, güneşin ısısı (ateş) pişirir. Erkek, güneşin çok sıcak olduğu saratan (yengeç) burcunda, kadın ise yaz sonunda güneşin sıcaklığını yitirdiği sünbüle (başak) burcunda meydana gelir. Erkeğin adı Ay Atam, kadının ise Ay-va'dır. İkisi evlenirler, dünyaya kırk çocuk gelir.
“İstikbal aradan çıkarmamız gereken bir dizi tecrübeden ibaretti, yirmi dört ay askerlik, iş, evlilik, çocuk. Bizden beklenen, geleneği aktarmayı doğallıkla kabullenmemizdi. Bu baştan sona belirlenmiş gelecek karşısında, insan ister istemez olabildiğince uzun süre genç kalma arzusu duyuyordu. Söylem de kurumlar da arzularımızın çok gerisindeydi fakat toplumun söylenebiliriyle bizim söylenemezimiz arasındaki uçurum bize normal ve çaresiz geliyordu, aksi düşünebileceğimiz bir şey dahi değildi.”
“Etrafına bakındı, oturma odası biraz boğucu, bir baygınlık gibi zayıf aydınlanmış. Hafifçe başını kaldırdı, etrafı inceledi ve evin karanlıkta kaybolan diğer bölümünü fark etti, köşelerde ciddi ve belirsiz nesneler kayıyordu. Kapıdan geçtiği anda yolunu el yordamıyla bulması gerekecekti. Ve özellikle de bir çocuk olsa, yengesinin evinde, gece uyansa, ağzı kurumuş, su almaya gitse. İnsanların her birinin delinemez, gizli uykularında soyutlanmış olduklarını bilerek. Özellikle de o çocuk olsaydı ve o geceki ya da o gecelerdeki gibi, mutfağa geçerken bir mezarlıktaki gibi, özgür, kararsız rüzgarda, avludaki hareketsiz ay ışığıyla karşılaşsaydı… Özellikle de korkmuş çocuk olsaydı, karanlıkta belirsiz nesnelere çarpardı ve her dokunuşta nesneler açık, soğuk, sabit gözleri olan sandalyeye ve sehpalara, engellere dönüşürlerdi birden. Ama aynı zamanda tutsak da. Yumruktan sonra acı, ay ışığı beton terası ortaya çıkarıyor, susuzluk bedeninde hatıra gibi uyanıyor. Evin derin sessizliği, hareketsiz, kurşuni komşu çatılar…”
Sayfa 149Kitabı okudu
Reklam
Nişan
Üniformasını bir ceset gibi terk edilmiş olarak görünce boğazında bir hıçkırık düğümlendi; tıpkı anneyle çocuk gibi onun varlığıyla bütünleşmiş olan bu üniformayı yirmi savaş boyunca taşımıştı.
Bizim kültürümüzde çocuk dört yaş, dört ay, dört günlük oldu mu ona "bed'-i besmele" merasimi düzenlenirdi. Yani bir çocuk, dört yaş dört ay, dört günlük olduktan sonra besmele çekebilecek, harfleri tanıyabilecek, okuyabilecek bir konuma gelmiştir, demektir.
Sayfa 182 - Erkam Yayınları, İstanbul 2011Kitabı okudu
Ben de bir zamanlar senin gibi çocuk oldum Kınalı Yapıncak... Ben de bir zamanlar yaklaşan ayrılık günlerine senin bu güzel yeşil gözlerinin mustarip korkusuyla baktım... Ben de bir aynı saadeti , bir aynı heyecanı mezarıma kadar kalbimde taşıyacağıma inandım... Bunlar bütün çocuk vehmi... İnsanın.bu etrafımızdaki topraklardan hiçbir farkı yok... Bakıyorsun birgün bütün arzular sonbahar yaprağı gibi dağılıp gidiyor, içinde herşey ölüyor , herşey kuruyor... Artık ümidi kesiyorsun... Bundan sonra bahar, hayat, saadet bitti diyorsun... Fakat üç ay sonra herşey canlanmağa başlıyor. O kuru toprak, eskisinden daha güzel baharlarla bezeniyor.
Sayfa 105 - KenanKitabı okudu
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.