Adı her yıl nobel için geçse de her ne hikmetse (!) bir türlü aday gösterilmeyen yüzyılımızın halen yaşamakta olan edebiyat ustalarından olan Murakami'den bir öykü kitabı:
‘’Kadınsız Erkekler’’
Her biri bir sebeple terkedilmiş erkeklerin birbirinden farklı 7 adet hikâyesinden oluşuyor. Kadınlar için; Terkedilen/aldatılan erkeklerin
...
İnsanoğlunun ateşi, yaşam gereçlerini ve dili kendine mal etmesinden önce, ay insanların değişmez dostuydu. Gökten tutulan bir fener gibi karanlık dünyayı zamanı gelince aydınlatıyor, insanların korkusunu yatıştırıyordu. Büyüyüp küçülmesi, insanların zaman kavramını daha iyi anlamalarını sağlamıştı.
Ayın bu karşılıksız merhametine yönelik minnettarlık duygusu, çoğu yerden karanlığın kovulduğu bugün bile insanoğlunun genlerine güçlü bir şekilde kazınmış haldeydi. Ortak, sıcak bir bellek olarak.
...
Yazar, kitabın ilk sayfasında, tüm yazdığı eserleri çok sevdiğini ama ‘Marina’nın yerinin farklı ve özel olduğunu söylüyor. Kendini en yakın hissettiği kalbine dokunan eserlerden biriymiş. Benim içinde öyle oldu. Bu yazarın okuduğum üçüncü kitabı ve gerek tarzı gerekse konusuyla farklı bir etki bıraktığını rahatlıkla söyleyebilirim. Ama yinede favorim Rüzgarın Gölgesi :)
Oscar, Barcelona’da yatılı bir okulda okurken bir gün Marina isminde tuhaf bir kızla karşılaşır ve onunla arkadaşlık kurar. Marina, her ayın son pazar günü yapılan bir ayini izletmek için Oscar’ı mezarlığa götürür. Orada bulundukları sırada siyah pelerinli yüzü görünmeyen bir kadının isimsiz bir mezarlığa tek bir gül bıraktığını görürler. Meraklarına yenik düşüp bu karanlık ve gizemli kadının peşine düşerler. Kimdir bu kadın? Onları nasıl bir sürprize sürükler?
Yazar her sayfada bir dönemeç hazırlamış okuruna. Her bölüm başka bir isime, her isim de bilinmez bir labirente sürüklüyor. Fantastik öğeleri, gizemi, korku ve gerilimi tam olarak dozunda ve ayarında işlenmiş. Üstelik ufakta olsa aralara bir de aşk serpiltirilmiş. Yani her okuru bir yönüyle yakalayacak ve tatmin edecek bir esere imza atmış yazar.
Geçtiğimiz aylarda yazarın ölüm haberini yayınevi duyurdu. Çok üzüldük. Böyle bir değeri genç yaşta kaybetmek üzücü. Sayısız kitap okumak isterdim kaleminden. O yüzdendir ki elimde kalanlar benim için çok özel ve kıymetli. Size de biran önce Zafon’la tanışmanızı ve onun büyülü dünyasına adım atmanızı içtenlikle tavsiye ederim.
MarinaCarlos Ruiz Zafon · Kırmızı Kedi Yayınları · 2018183 okunma
Ahmed Arif 'in oğlu Filinta Arif'in yaptığı bu mezarda. Akdeniz'in oğlu gemisine binip sonsuz bir diyara yelken açmış ve keşke mezardan çıkartıp ona bir sürü şiir yazdırtabilsem diyen bir ben bırakmıştır geride.
Sevgili Ahmet Erhan 'daşım
...kaybettiğimiz her şeyin birikeceği ayın karanlık yüzü; her hareketimizde, her sözümüzde dolaşan hareketli bir gölgeden fazlası değildir ve ölüler üzerinde tökezlediğimiz için kelimelerimizde de tökezlememize yol açar.
Seni soluğumun ipliğiyle bağlamaya korkuyorum daha,
seni düşlerin mavi bayraklarına bürümeye,
karanlık şatomun sisten kapılarında
beni bulasın diye meşaleler yakmaya korkuyorum...
Seni ışıldayan günlerden çözmeye korkuyorum daha,
ayın korkunç yüzü üstünde
gümüş gümüş köpürürken yüreğim,
seni güneş ırmağının altın çağlayanından
çözmeye korkuyorum!
Yukarı çevir gözlerini, bana bakma!
Bayraklar iniyor, meşaleler tükenmiş,
ay yörüngesini çiziyor,
gelip bana sarılmanın zamanı işte, ey kutsal çılgınlık!