"Bir kitap okumuştum. Adını hatırlamıyorum. İçinde bir domino teorisi vardı. Domino taşlarını bilirsin. Önce özenle dizilirler sonra tek bir fiskeyle hepsi teker teker yıkılır. Ancak romandaki hikayede domino taşlarından oluşmuş zincirin iki tarafına da aynı anda dokunuluyor. Ve zincir aynı anda iki taraftan yıkılmaya başlıyor. Zincirdeki domino taşı sayısı tek. İki uçtan birbirini yıkarak ilerleyen taşlar tam ortadaki taşın iki yanına da aynı anda çarpıyor. Ortadaki taş aynı anda, aynı güçte iki darbeyi, iki tarafından aldığı için ayakta kalıyor. Bütün yıkılmış taşların arasında tek başına duruyor. Domino taşlarından oluşmuş zincirin bir ucu geçmiş, diğer ucu gelecek. Yıkılıyorlar teker teker ve şimdi ki zaman kalıyor ayakta. Geçmiş ve gelecek sıkıştırdığı için, ayakta kalan sadece şu an. Şimdiki zamana mahkum olmuş insanlar. Hareket edemeyen o domino taşı gibi felç geçirmiş insanlar. Geçmiş, anılarla zihnimde, gelecekse tahminlerimle zihnimde. Hepsi acı dolu. Hepsinde kırılan hayaller var. Her saniye içimde hissettiğim geçmiş, şimdiki zaman ve gelecekle dolu aklımla donup kaldığımı görüyorum. Bütün heykeller gibi ben de sadece zaman içinde hareket ediyorum. Yani yaşlanıyorum. Elimden başka bir şey gelmiyor. Tabiî her anın içinde üç zamanında yaşayarak yaşlanıyorum ve bu beni delirtiyor. İnsanın üç zamanlı bir canlı olmasından nefret ediyorum. Aynı anda geri, park ve ileriye takılmış otomatik vitesli bir arabanın motoru ne gürültü çıkarabilirse, bin katını ben her saniye aklımda duyuyorum. Gelecek, geçmişin merhametine kalmıştır ve insan, ikisinin arasında bir kurbandır."
Sayfa 58
Gitgide alışıyorum sana.... Hiçbir alışkanlık bu kadar güzel olamaz... Ellerin ellerimden uzaksa nasıl güçsüzüm bilemezsin... Yanımda olduğun zamanlar; Sigara dumanı gibi ciğerlerime doluyor, Alkol gibi damarlarıma yayılıyorsun... Durmadan başım dönüyor verdiğin hazdan... Alışkanlıklar daima korkutur beni... Düşün ki ben yaşamaya bile
Everest Yayınları
Reklam
SIRADANLIĞIN SIRADIŞILIĞI
Anne ve babanızın cinsel birleşmesi sonucu sizin doğma olasılığınız yaklaşık olarak yüz milyonda birdir. Aynı şey anne veya babanız için de geçerlidir. Yani büyük anne ve büyük babanızın cinsel birleşmesi sonucu annenizin veya babanızın doğma olasılığı yine yüz milyonda birdir ve aynı şey, büyük anne veya büyük babanız için de geçerlidir. Bu
Sayfa 178
Seni ben geçe, yine aynı yerdeyiz, Aynı şarkıyı söylüyor aşkın melodisi. Şu an duyduğum bütün seslerde aynı ton, Özlemini biriktirdiğim, eşsiz masumluğuyla...
Abraham Lincol ’ün Öğütlerle dolu mektubu:
“Yapabilirseniz, ona kitapların ne kadar harika olduğunu öğretin... Ama aynı zamanda ona gökyüzündeki kuşların, güneşteki arıların , yemyeşil tepelerdeki çiçekleri ölümsüz gizemini düşünmesini sağlayacak sessiz zamanı da tanıyın.” diyordu. “Ona başarısız olmanın kopya çekmekten çok daha onurlu olduğunu öğ-retin.”
Reklam
“Ben artık ben değilim. En azından içim aynı değil.”
Sahi, ben hâlâ aynı kişi miyim?
Sayfa 10 - Hep Kitap 13. BaskıKitabı okudu
“Peki kabuğun içinde ne var? Salyangoz mu?” ” Hiç “dedim. “Hava ” ” Aynı şey değil ” dedi.” Hiç boşluktur, havaysa başka her şeyi doldurur. Nefestir, yaşamdır, candır ,konuştuğumuz sözlerdir.”
Büyüyünce değiştik mi?
... Büyüklerin, kendilerinin yetişkin, çocukların çocuk olduğunu düşünmeleri korkunç ... Oysa çocukken de dünyayı aynı gözlerle gördüğümü, aynı gözlerle, aynı düşünceyle, duygular ve sezgilerle kavradığımı anlıyorum ... Hissiyatım: Ben de böyle algılıyorum, yıllar önce de aynı kişiydim, şuan da aynı, bazı hatıralar dün gibi, şimdi ise kimine göre yaşlı kimine göre genç sınıfındayım ama aslını sorarsanız hep şu andayım...
Sayfa 121
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.