Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Yıldızlı alıntı*
önemli olan bir sözün kimin tarafından söylendiği midir, yoksa sözün ne söylediği midir? aklın yolu bir olduğuna göre akıllı, bilge insanların sevgide buluşmaları kaçınılmazdır. sen müslüman diyorsun o brahman hepsi bu. hangi öğreti kötülüğü öğütlüyor ki... dikkat etmemiz gereken asıl unsur, dinlerin içini boşaltarak onu biçimsel bir ayrıntıya dönüştüren dincilerin, iktidar oyunlarıdır. şu halde bize düşen birilerinin neredeyse tümüyle dine aykırı bir yaşam sürdükleri halde, suret-i haktan gözükmeyi başararak altta kalanın canının çıktığı bir toplumsal düzeni nasıl ayakta tuttuklarını anlamaktır.
Sayfa 180Kitabı okudu
Neden mutlu değiliz?
Bir insanın huzuru ve mutluluğu, kendi içinde bir düzen kurmasına bağlıdır. Pek çok kimse, iç dünyalarında bir nizam, bir düzen kuramadıkları için sıkıntılı, bunalımlı, stresli oluyorlar. Yunus ne güzel söylemiş: “Bunca varlık var iken gitmez gönül darlığı.” diye. Huzur, içte sağlanan bir dengenin mey­vesidir. Dünya bir mukayese âlemidir, imkân
Reklam
"Hepimiz, en önemsiz ayrıntıya bile dikkat ettiğini düşünenlerimiz dahil, tıpkı bir tiyatro yönetmeninin oyununu sahneleyebilmek için başkalarının oyunlarında da kullanılmış dekor parçalarından yararlanması gibi, bizden önce başkaları tarafından sıkça tekrarlanmış sözcüklerden medet umarız."
Milena'yı okuyorum. Çok seviyorum. Bütün büyük yazarlar gibi Kafka da en küçük olaya, en dikkat etmediğimiz ayrıntıya, en küçümseyip geçtiğimiz bir duyguya, düşünceye canlılık kazandırıyor; onları işliyor, tatlı, Kafka'ca bir yapı kurmaya bakıyor. Sonra ne oluyor? "İyiyim Milena" gibi basit bir söz edince bile, taptaze bir güzellik, esenlik kuruyor içimizde. Artık o "İyiyim Milena" sözü erişilmez oluyor; sanki bir yaşamı taşıyor üzerinde, sanki gelmiş geçmiş bir edebiyatı diriltiyor.
Yapı Kredi Yayınları, Şubat ~2009Kitabı okudu
Alıntı 9 sayfa, evet hepsi önemli
Seaview Sokak Hekimi Kolektifi'nde yaptığım röportajlarda ana prensibin "zarar vermemek" olduğu söylendi. Bunun onlar için ne anlama geldiği konusunda onları sıkıştırdığımda önce SSHK'nin öğrettiği taşıdıkları risk yüzünden başvurmadıkları MYHAY gibi prosedürleri saydılar, ardından kullandığından biraz daha riskli olabilecek
Sayfa 115Kitabı okudu
Asude mekan gelen insanların gürültüleri ile canlanmış bütün sessizlik ve sakinlik yok olmuştu. Sükutu severdim, yalnızlığa da alışkındım ama arada böyle kalabalık ortamların verdiği gürültülerle de -ilginçtir ki- sakinleşebiliyor, huzur bile bulabiliyordum ve -enteresandır ki- üstüme böyle bir ağırlığın çökmesi ile beraber bu kalabalığın dikkatimi dağıtması gerekirken tam aksi oluyor ve kalabalık dikkatimi artırıyor, bir şeylere odaklanmamı daha da kolay bir hale getiriyordu. Gördüğüm her ayrıntıya, duyduğum her sese beynim tepki veriyor, o yöne doğru dikkat kesiliyordum; adeta benden habersiz kimse kılını kıpırdatamazdı
Reklam
"Yürürken, gizledikleri süsleri bilinsin diye ayaklarını yere vurmasınlar." (Nur Suresi,31.) Mü'min kadın ya da Kur'an terbiyesi almış kadın olmak, yolda yürümeyi bile belli standartlarda yapmaya mecbur etmektedir. Giydiği ayakkabının ses yapan ya da yürüyüşe şekil verebilecek olan bir ayakkabı olup olmadığı önemlidir. Zira ayak ve adımlar, bedenin bütününe dikkat çekebilecek bir ayrıntıya kaydırabilir. Bu da mü'min kadına yasaklanmıştır.
Osman Turan'ın Anadolu Selçukluları konusunda bir otorite olmasının yanında ulus devlet konusunda özellikle tek parti döneminde izlenen pek çok kültür siyasetine muhalif bir isim olması da dikkat çekicidir. Çünkü DTCF ve özellikle de Tarih Bölümü ulus devletin yeni tarih tezini inşa etmenin önemli aracıları olarak kabul edilmişlerdir. Bu yüzden Osman Turan, aldığı eğitim ve dönemin ya da zamanın ruhuna uymayan bir yöne sahiptir. Üstelik onun bu yönü, kendisini ayırt eden, özel kılan bir yöndür. Yine de kendisinin doktora tezi, dönemin ruhunu yansıtmaktadır. On İki Hayvanlı Türk Takvimi başlıklı tezini 1941 yılında savunan Osman Turan, Türkiye'de tarih doktorasını veren ilk öğrenci unvanına da sahip olmuştur. Türklerin İslam ile ilişkilerinin yeniden kurgulandığı ve İslamlık döneminin paranteze alındığı yeni zihniyette, Türklerin kökeni Hititlere ve Sümerlere dayandırılmış ve böylece Anadolu'nun Türkleşmesi İslam dışında bir yorumla açıklanmıştır. Osman Turan açısından burada önemli bir ayrıntıya dikkat çekmek gerekmektedir. DTCF'de Fuat Köprülü'nün kendi odasında usta-çırak ilişkisiyle talebe yetiştirme gayretinin muhataplarından birisi de Osman Turan'dır. Kendisinin hem akademisyen olmasında hem de Anadolu Selçukluları ile ilgili birikiminin oluşmasında hocası Fuat Köprülü'nün büyük etkisi olmuştur.
Sayfa 139Kitabı okudu
İnsan bir konuda endişelenir ve bu endişesini dikkatinin dağılması sayesinde unutup, bazen tehlike ânı geçtikten uzun süre sonra hatırlar ancak. Genç dükü selamlayıp konağa girdim. Ama bu noktada, biraz ileride göreceğimiz bir olayın anlaşılmasını sağlayacak olan küçücük bir ayrıntıya dikkat çekmem gerekir önce.
Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
99 öğeden 61 ile 70 arasındakiler gösteriliyor.