Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Travma beyni şok edip afallatır ve bedenin donmasına neden olur, böylece talihsiz travma kurbanları kendilerini aşıp bunaltan azgın bir çaresizlik ve umutsuzluk denizinde işkence çekerler.
Sayfa 27 - Butik yayıncılıkKitabı okudu
Prometheus
Varsın saldırsın üstüme çatal dilli alev, Yarılsın gökler yıldırımla, Azgın yeller sarsın dört bir yanı, Dünyayı kökünden koparsın solukları, Denizler uğultulu dalgalarıyla.
Sayfa 44 - İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Allah'ın sapik azgin dayilari uzak durun benden
Dünün azgın sapıkları bugünün medenileri... Yersen!
Yakın zamana kadar, hemen her kültürde, or- tak bir yargı olarak, günlük hayatlarının büyük bir çoğunluğu- nu cinselliği düşünerek geçiren kişiler için sapık veya azgın tanımlamaları dile getirilirdi. Ama bu durum bugünün dün- yasında övgü unsuruna, daha çok da ideal erkek ölçütüne dönüştürülmüştür. Erkek ve kadın için geçerli bir durum olarak kabul edilen ve hiperseksüalite diye isimlendirilen cinsellik merkezli hayat anlayışı, eskiden bireysel bir sorunken, şimdi takdir edilen bir durum hâline gelmiştir. Esasen hiperseksüalite, cinsel duyguların olağanüstü güçlü ve yoğun olmasıyla ilgili fizyolojik bir sorun değildir. Tamamen modern zihniyet tarafından inşa edilen zihin dünyasıyla, modern değerlerle alakalıdır. İnşa edilen ve en önemli güdü haline getirilen cinselliğin her şeyde ve her zaman yaşanması anlayışı bu sorunun oluşmasına yol açmıştır.
Büyük hülyalar kuralım
“Büyük hayaller kuralım sevgilim! Ben şimdi böyle yapıyorum. Tertemiz bir şehirde, asfalt caddeler üstünde, dibinden metrolar geçen, üstünden kolosal otobüsler uçan, muazzam, eğlenceli bir şehirde, seninle yaşamak istiyorum. Yazılarım bize yaşamak için lazım olanı getiriyor. Büyük kahvelerde çay içiyor, temiz lokantalarda kolalı peşkirlerle yemek yiyor, latif rayihalı şaraplar içiyor, tertemiz bir yatakta seni kollarımın arasına alıyor, sana: – Bütün mesut şehir uyudu, uyuyalım sevgilim, diyorum. Sabahleyin bitlilerle dolu, kimsenin kimseye hürmet etmediği, kimsenin kimseyi hürmete layık bulmadığı, istismar edenin, çalanın zengin ve bahtiyar olduğu; esnafının azgın, zengininin deli, haris, egoist, gaddar, fakirinin kayıtsız, sersem olduğu bir şehirde, işin kötüsü sensiz, oldukça kirli bir yatakta uyanıyorum. Ama sevgilim olacak, büyük hayaller kuruyorum.”
Ahlak kurallarımızın sertliği kadınların cinsel düşkünlüğünü doğal niteliğini aşan daha azgın, daha sapık bir hale getiriyor ve böylece düşkünlüğün sonuçları nedenlerinden daha kötü oluyor.
Reklam
Ruhun mu ateş, yoksa o gözler mi alevden? Bilmem bu yanardağ ne biçim korla tutuştu? Pervane olan kendini gizler mi hiç alevden? Sen istedin ondan bu gönül zorla tutuştu.Gün, senden ışık alsa da bir renge bürünse; Ay, secde edip çehrene, yerlerde sürünse; Her şey silinip kayboluyorken nazarımdan, Yalnız o yeşil gözlerinin nuru görünse...Ey
İnancım var benim, inancım, bitecek bir gün bu derin keder, bu azgın yıllar bir gün bitecek, bu kanlı, bu kudurmuş yıllar.
Selim bir kalbi besleyen helal lokmalardır. Azgın bir nefsi besleyen ve onu daha da azgınlaştıran ise haram lokmalardır.
Ben de şimdi rüzgârı dinliyorum, balkonda. Jane ..
Gece görünen her şeyi karanlığıyla örttükten sonra ağaçların arasında uğuldayan azgın rüzgârın sesini dinleyip durdum.
Sayfa 55 - ARTEMİSKitabı okudu
Reklam
Hayat kudurmuşcasına akan bir ırmağa benzer, insanoğlu ise bu ırmağın azgın sularında yolculuk yapan bir dal parçasına. Bu yolculukta değişmeyen iki olgu vardır; ilki yalnız olduğun, ikincisi ise ne kadar uzun sürse de yolculuğunun ölümle sınırlı olması…
Yapı Kredi Yayınları |5.baskıKitabı okuyor
Bu azgın kalabalıkta seni tam duyamıyorum Gözlerin mi daha sıcak gülüyor Yoksa dudakların mı anlayamıyorum.
Dilaver Cebeci
Dilaver Cebeci
Eski zamanlardan beri bir tane bile dile getirilmeyen aşk olmamıştır. Gerçekten sevdiğin halde susmak, çok inatçı bir gönül rahatlığının kanıtıdır. Sevdiğini kelimelere döküp söylemekten utanır insan. Herkes için geçerli bu. Lakin aşkın özü, bu utancı görmezden gelip azgın dalgalarının içine atlıyormuşçasına sevgini haykırdığın yerde yatar. Sessiz kalanların aşkı zayıftır. Egoisttirler. İşin içinde kişisel bir çıkarları vardır. Gelecekte ortaya çıkabilecek sorumluluklardan korkuyorlardır. Böylesine aşk denebilir mi? Utandığım için söyleyemem diyenler kendilerine fazla önem verenlerdir. Azgın dalgalara atlamaktan korkuyorlardır. Eğer gerçekten sevselerdi aşk sözcükleri istemsizce ağızlarından dökülürdü. Kekeleyecek olsalar bile sorun değil, tek kelime bile yeterli olurdu. Köşeye sıkıştığında kelimeler kendiliğinden çıkacaktır. Böyle bir durumda kediler ve güvercinler bile haykırır. Aşk, insanın bu dünyaya ayak bastığı günden beri yeryüzünün hiçbir yerinde kelimeler olmadan var olmamıştır. Aşk bir kelimedir. Kelimeler kaybolduğunda aşk da bu dünyadan kaybolur. Aşkın kelimelerden ayrı var olabileceğini düşünüyorsanız şayet, çok büyük bir yanılgı içerisindesiniz.
1.500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.