Bilir misiniz...?
Bizim harabeye dönmüş kentlerimizde,
balıkçı ağlarında yaşanan can pazarı misali,
her gün can pazarları yaşanır,
ölüm koroları hiç susmaz.
Kese kağıdı değildir patlayan,
metal kuşlardan bombalar yağar,
göğümüzde serçeler uçmaz.
Misketime benzeyen demir leblebiler gezinir içimizde,
kan göllerimizde nilüferler açmaz.
Biz her şeyimizden vazgeçeriz de
ölüm bizden hiç geçmez.
.
Her şey eksilir de,
bir tek ölüm eksilmez evimizden.
Tam vardiya çalışır azrail,
tüm sevdiklerimizi, birer birer alır elimizden.
.
-Bazıları cesetler üzerinde tepişerek refaha ulaşabileceğini sanıyor.-
"Hastalık pençesinin yakanı tutmuş, kurtuluşun ilahi yardımdan mahrum bir takım cahilce tedavilere kalmış olduğunu haber aldık.Gönderdiğimiz hekim eceli gelmemiş her hastaya Yüce Allah'ın izniyle tedavi çaresi bulur.Eğer vaden yetmemiş ise Azrail'in pençesinden kurtulabilirsin."
Dünya benim diye göğsünü germe,
Dünya kadar malın olsa ne fayda,
Söyleyen dillerin söylemez olur,
Bülbül gibi dilin olsa ne fayda.
Kurtulamazsın azrail'in elinden,
Bir gün olur çıkarırlar evinden,
Allah'ın ismini koyma dilinden,
Dünya kadar pulun olsa ne fayda.
Sen de dersin söz içinde sözüm var,
Çalarsın çırparsın oğlum kızım var,
Senin şunda üç beş arşın bezin var,
Bütün dünya malın olsa ne fayda.
Yalan söyler kov gıybetten geçmezsin ,
Helalini haramını seçmezsin,
Kesilir nasibin su da içmezsin,
Akan çaylar senin olsa ne fayda.
Pir sultan abdal'ım çökse otursa,
Küll-i günahlarım alsa götürse,
Dünya benim diye çekse getirse,
Dünya sana baki kalmaz ne fayda.