İllustrasyonlu Novellam Kuru Bahçeler'in 3. Bölümü hem Google Play de hem de Wattpad'de yayınlandı.
3. Bölümden Alıntı:
“Bir günde insan ne kadar çok bilgiye maruz kalır bir bilsen… Ama sonra eler… Büyük Kurgu’ya göre tanzim eder. Yalnızca hikayesini tamamlayacak parçaları görmeye başlar gözleri…” Bahçe kapısına doğru yaklaşıp ellerini çitlerin üzerine koydu. “Yaa öyledir hep… Önce inanır sonra eleriz. Önce cevabı bulur sonra sebebi ararız. Eleklerimiz farklıdır elbet ama hepsinin işlevi aynı. Oyalarız ve oyalanırız… Düşünmenin yorucu, zorlayıcı, güç tüketen bir mertebeye ulaştığı hadiselerden böyle kaçarız…”
Merhaba Kitap Dostlarım!
Uzun zaman oldu inceleme yazmayalı. Bunun çeşitli sebepleri var, ama şimdi anlatmanın sırası değil. Şimdi çok daha önemli bir konumuz var. TECAVÜZ!
Tecavüz kelimesi, söylerken bile bizi bu kadar etkiliyorken, bir de yaşayanları düşünelim. Şimdi hepiniz, düşünmek bile istemiyorum, diyorsunuzdur eminim. Ama düşünelim bir
★ Peyami Safa'nın 1950 yılında Yeni İstanbul gazetesinde tefrika edilen ve üç ana bölümden oluşan Yalnızız; isminden anlaşılacağı üzere bir arada yaşamasına rağmen kendi içinde 'yalnız' kalan, baskı altında ve dar bir alana hapsolmuş roman kahramanlarının hikayesini anlatır.
★ Meral, gizlice görüştüğü Samim'in, ağabeyi Ferhat’ın ve sonunun
"Herkes için ve hiç kimse için bir kitap!"
Böyle karşılıyor eser sizi.
Daha o an anlıyorsunuz içine atılacağınız maceranın hiç de kolay bir macera olmadığını...
Öncelikle şunu söylemek istiyorum. Eseri elinize alıp, okuyup bitireyim şeklinde başlamanız oldukça yanlış olacaktır. Bunu akıcı değil anlamında söylemiyorum kesinlikle.
Yeni yıla giriş yapmamızla birlikte her ay 2 kitap okuyup 1 film izlediğimiz ve bunlar üzerine tartıştığımız Alıntılarla Yaşıyorum okuma grubunda da yeni yıla giriş yapıyoruz. 🤓
Telegram grubumdaki okurların kitap önerileri ve oylamalarıyla birlikte seçilen 2022 kitap programımıza göre, ocak ayında Knut Hamsun kitapları okuyarak bir İskandinav
"Rüyamda gördüm dün gece babaannemi "Çocuk yaşında yüzümü güldürdüğün güllerin kokusunu hatırla yavrum. Boşver dikenleri" dedi bana☺️
"Kalbin Amberi"💙
Çocukluğumdan beri hayatın sert rüzgarlarıyla incinen kederli kalbimi son derece yürekten sevgisiyle ısıtır, bazen harika anne yemekleri yapardı bana. Bende mutlu etmek için
*~*
Ne doğan güne hükmüm geçer,
Ne halden anlayan bulunur;
Ah aklımdan ölümüm geçer;
Sonra bu kuş, bu bahçe, bu nur.
Ve gönül Tanrısına der ki:
- Pervam yok verdiğin elemden;
Her mihnet kabulüm, yeter ki
Gün eksilmesin penceremden!
Her dinlenmek istediğimde Mustafa Kutlu eseri okurum. Çünkü kendimi başka bir yolculuk içerisinde buluyorum. Mustafa Kutlu'nun eserlerini okumak demek kendi medeniyetimizi okumak demek. Bu eseri okurken kendinizi bir köyde buluyorsunuz.
Kitap, amacın nedir? sorusuna karşılık 'bir bahçe kurmak' isteyen ana karakterin yaşantısını bizlere sunuyor. Herkesin görüp imreneceği, şaşıracağı bir bahçe.. işte bu bahçeye biçilen bir ömür..beyhude ömür.
"Ne denilmiş:
Sabır, sebat, murat."
Ana karakter, evlatlarına yadigâr olarak bir bahçe bırakmak, onlarıda toprağa bağlamak ister ama dizilerde, filmlerdede gördüğümüz klasik olan bir tablo burada da karışımızı çıkıyor. Evlatları İstanbul'a gidip iş kurup zengin olmak daha refah bir hayat sürmek ister. Kitap köyden kente göç edenlerin ve köylerin artık yaşlılara kaldığı, gençlerin akın akın şehirlere gitmek için çabalamasına değinmiş. Ayrılıklar, hasretlik, yoksulluk bir de ölüm...
Neticede "Dünya dediğimiz de bir gurbet değil mi?"
Hayat, inişler ve çıkışlardan ibaret ve bu yolculukda yoldaş çok mühim. Seni anlayan, derdinle dertlenip, yükünü hafifleten yoldaş. İnsan yoldaşınıda kaybederse büsbütün yalnızlaşır. Yalnızlaşan insan Allah'a komşu olur.
"Hayatın bize çizdiği çizgi nerede eğilir, nerede bükülür bilemeyiz."
İşte beyhude bir ömür
❝Öldüm ve bir bahçeye gömüldüm❞ cümlesiyle son bulur.