Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Hayat diye bir şey varsa kırka kadar var. Gerçekten bak. Hala gençsin ya... Salak salak umutlar besliyorsun. Kırkla elli arası ağır geri zekâlılık dönemi.. Lan hayat denen bu boku kıvırdım galiba salaklığı. Elli altmış arası sallanma. Oldu olmadı.. Yaptım yapamadım. Altmıştan sonra her şey boka sarıyor.
Lan elin kırılsın, bir kerecik de olsa omzuna dokunsana. Bir şey söylemen de gerekmez, hafifçe dokunuversene omzuna. Ağlayan bir kadının omzuna dokunmak demek, "bak, ben senin yanındayım, ağladığın hiçbir şey için değmez, burada senin yanında, yarana baktıkça içi sızlayan biri var," demektir.
Sayfa 126
Reklam
Buse gözlerini kapattı, elinde tuttuğu dilek balonunu yavaşça havaya birakti ve kafasını gökyüzüne doğru kaldırarak evrene mesajını yolladı "Beni düşünmeden bir günü geçmesin. Verdiği her nefes aşkımız koksun." Gözlerini açtığında karşısında bıyıkları sigaradan sararmış, beyaz atletli, göbekli, buran buram ter kokan orta yaşlarda bir
İmama bak sen... Aferin kız Kübra :)
"Sen, bana yalancı mı diyorsun? Peki, bunu hangi kimliğinle söylüyorsun acaba? Ömer Hoca olarak mı, yoksa Sex Slave XXX olarak mı?" Ömer Hoca Gökhan'ın koluna yapıştı: "Sen onu nereden biliyorsun lan?"
Sayfa 143 - Tüü! Yazıklar olsun sana! :)
Dudakları bütün sinirine rağmen ağır bir edayla yukarı kıvrıldı. Süleyman'a yandan en imalı ya sabır bakışını attı. Süleyman kaşlarını iki kere yukarı kaldırıp indirdiğinde ise sırıtarak önüne döndü. Askeriye gibi bir ortamda oldukları için anında toparladı ifadesini. Kısa ve son derece dişi bir cevap verdi. "Önüne bak Süleyman." Bunun onun dilinde bir çeşit cilve olduğunu bilen Süleyman tabii ki önüne dönmedi. Hatta daha çok yaklaştı. Bu görüntüyü tam karşılarından izleyen Zülfikar'ın yüzünde ise ekşimiş bir ifade vardı. Kustu kusacaktı. Daha fazla dayanamadı. "Ne yapıyorsunuz lan siz?" demek mecburiyetinde kaldı. Aybüke ve Süleyman'ın bakışları ona döndü. "Ne var?" dedi Süleyman. Sonra ise hain bir kahkaha saldı. "Ne oldu lan? Kıskandın mı?" Recep İvedik temalı bir gülüş attı. "Çatla!" derken öyle bir zevk almıştı ki, bu zevki ifadesinden ve sesinden her türlü hissediliyordu.
#AybükeAkar #SüleymanMercan #ZülfikarŞahinKitabı okudu
"sana," dedi gırtlaktan gelen bir sesle dudaklarımın içine doğru. "hayır diyebileceğim tek bir gün olmayacak ulan. sen bana her gün hayır bile desen, ben senin ayaklarına kapanıp seni dilenerek ne olursun, yalvarırım diyerek sana geleceğim. sen bana bin kez kapıyı kapat, ben bin birinci kez açtığın kapının arkasında it gibi seni bekleyen adam olacağım. öyle doluyorum ki sana, öyle fazlayım, öyle sığmıyorum ki kabıma konu sen olunca, bak duygulardan patlayacağım ama etrafa saçılan ben olmayacağım sen olacaksın. öyle seninleyim, öyle senim, öyle seninim lan. öyle âşığım sana."
Reklam
Bir alıntı bu kadar mı oturur insanın içine :'(
“Gazâ, biliyor musun?” “Ne?” “Babam beni dağa gönderecek.” “Nasıl dağa?” “Bayağı dağa işte! Gerillaya! Orada adam ederler seni, dedi.” “Hadi be!” “Oğlum, hiç gitmek istemiyorum lan... Ne yapacağım lan, ben orada!” Diyebileceğim hiçbir şey yoktu. Hem de hiç! “Gazâ?” “Ne var?” “Oğlum bak, ben gerilla olursam... Ya bir de karşıma çıkarsan?” “Nasıl yani?” “Lan gitme işte askere falan!” “Yahu ne askeri, daha kaç sene var?” “Sen yine de gitme...” “Deli misin oğlum, nereden bulacağız birbirimizi koca memlekette? “Öyle deme bak... Bir fotoğrafını yolla bari.” ..
Dışarıdan baksan dünyanın en dertsiz tasasız adamı olmam gerekir. Belki ben de zaman zaman başkaları için bunu düşünmüşümdür. Çeşit çeşit hallerdeki farklı insanlar için bilerek, bilmeyerek söylemişimdir. "Ne derdi olacak ki bu adamın?" Bak gelmiş altmış yaşına, çoluğu çocuğu evlendirmiş, emekli olmuş, evinde oturuyor. Sağlığı yerinde. Derdi olamaz. Gencecik, hayata yeni başlamış, yirmilerinde daha, ne gördü ki bu dünyada, ne derdi olacak? Yeni evliler. Mutlular. Bugün kazandıklarını bugün yiyorlar. Yarın gibi bir dertleri yok. Geziyorlar. Her şey güllük gülistanlık. Derdin ne olduğunu nereden bilecekler? Zenginin zengin diye derdi olamaz. Fakirin fakir diye. Gencin genç diye. Yaşlının yaşlı diye. Kime hak lan bu dert dediğiniz şey? Niye sormuyor kimse birbirine derdini? Niye dinlemiyor? Her
Sayfa 197Kitabı okudu
' - Peki siz kendi maceralarınıza gülüyor musunuz Sıdıka? - Belli ölçüde... lfrahata kaçmadan... Kahkaha falan atamam yani... Şööle ağız dolusu bi gülsem, demedik laf ko­mazlar... En başta annem, "Ne kız o ööle fingir fingir, vot­ka içmiş pavyon karıları gibi höykürüyosun zilli," diyip ba­sar terliği... İşin tuhaf tarafı, abim gülünce de aynı şey oluyo, "Karı gibi kıkırdama lan, ağır ol biraz," diyolar... Gülmek sa­kat iş annecim bizim toplumumuzda... Direkman namusla ilgili... Gülüceksen de "adam gibi" gülücen... Ağlamak ko­nusu da biraz karışık esasen... Geçenlerde Başbakan Tansu Çiller'in siniri bozulup ağladığında, babam "Koca başbaka­na bak, karı gibi ağlıyo," dedi... '
Sayfa 154 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
620 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.