Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
70 syf.
9/10 puan verdi
Stefan Zweig ~ Korku
Deli bir zweig okuyucusu değilim. Her yazdığını mutlaka okurum diyemem fakat bu kitap bir başka dostum. #kitapyorumu Hani bazen hata yaptığımızı anlarız ama nasıl toparlayacağımızı bilemeyiz ya... Daha da elimize yüzümüze bulaştırırız. İşte korku tam olarak bunu anlatıyor. Yani çok bizden bir duygu. İrene adlı kadın karakterimiz zengin ve
Korku
KorkuStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Yayınları · 2022102,7bin okunma
Bak ne diyor Stefan Zweig: "Hayır, sağlamları, kendine güvenenleri, gururluları, neşelileri, sevinçli olanları sevmenin anlamı yoktu; onların ihtiyacı yoktu buna. Bu gibiler sevgiyi sanki kendilerine ödenmesi gereken bir borçmuş gibi, yukarıdan bakarak, umursamaz bir halle kabul ederler. Bir insanın kendisini vermesi, onlar için gelişigüzel bir olay, saçlarına taktıkları bir süs, kollarına geçirdikleri bir bileziktir sanki. Ancak kaderin tokadını yemiş, kendine güvenlerini yitirmiş, hor görülmüş, çirkin yaradılmış olanlara sevgi gerçek bir destek olur. Yalnız böyleleri bilir sevmeyi, sevilmeyi; şükran duygularıyla, alçak gönüllülükle sevmek gerektiğini ancak onlar bilir."
Posta Kutusundaki Mızıka
Posta Kutusundaki Mızıka
Reklam
“Bak ne diyor Stefan Zweig: “Hayır, sağlamları, kendine güvenenleri, gururluları, neşelileri, sevinçli olanları sevmenin anlamı yoktu; onların ihtiyacı yoktu buna. Bu gibiler sevgiyi sanki kendilerine ödenmesi gereken bir borçmuş gibi, yukarıdan bakarak, umursamaz bir halle kabul ederler. Bir insanın kendisini vermesi, onlar için gelişigüzel bir olay, saçlarına taktıkları bir süs, kollarına geçirdikleri bir bileziktir sanki. Ancak kaderin tokadını yemiş, kendine güvenlerini yitirmiş, hor görüşmüş, çirkin yaradılmış olanlara sevgi gerçek bir destek olur. Yalnız böyleleri bilir sevmeyi, sevilmeyi; şükran duygularıyla, alçak gönüllülükle sevmek gerektiğini ancak onlar bilir.”
Sayfa 34 - Şule YayınlarıKitabı okudu
Bak ne diyor Stefan Zweig: " Hayır, sağlamları, kendine güvenenleri, gururluları, neşelileri, sevinçli olanları sevmenin anlamı yoktu; onların ihtiyaçı yoktu buna. Bu gibiler sevgiyi sanki kendilerine ödenmesi gereken bir borçmuş gibi, yukarıdan bakarak, umursamaz bir halle kabul ederler. Bir insanın kendine vermesi, onlar için gelişigüzel bir olay, saçlarına taktıkları bir süs, kollarına geçirdikleri bir bileziktir sanki. Ancak kaderin tokadını yemiş, kendine güvenlerini yitirmiş, hor görülmüş, çirkin yaradılmış olanlara sevgi gerçek bir destek olur. Yalnız böyleleri bilir sevmeyi, sevilmeyi; şükran duygularıyla, alçak gonüllülükle sevmek gerektiğini ancak onlar bilir."
56 syf.
6/10 puan verdi
Benim hayatım.
Kısa bir kitap. Eğlencesiz, yıkıntı, döküntü, üzücü ama bunu okumaktansa hayatına bak yeter aşsdfkaşsdf. Burada bir çöküş öyküsü diyor da hayatım gibi çökmüyor :D. Ne güzel bir çöküş anlatyıor, sistematik bir anda çöküş yaşanmıyor. Ama kitap kısa olduğu için bir anda gibi hissettiriyor. Tuhaf şekilde iyi ama genelde sıkıcı bir kitap. Sonuçta artık insanlar bir aktivitede bulunurken eğlenmek, kafa dağıtmak veya öğrenmek istiyor. Bu kitap hiçbirini sunmuyor.
Bir Çöküşün Öyküsü
Bir Çöküşün ÖyküsüStefan Zweig · İş Bankası Kültür Yayınları · 202176,9bin okunma
88 syf.
·
Puan vermedi
Şartların mı esiriyiz bakış açımızın mı
7 hikayeden oluşan kitapta 2. Dünya Savaşının getirdiği karamsarlıktan payını alan Hidayet'in ruh haline tanık oluyoruz. Genel konuları toplumdan kaçış, toplumun kokuşmuşluğu, kaderden kaçamama, yozlaşmış insan ilişkileri. Spoiler içerir: 1. Aylak Köpek Haz peşinde koştuğu için yaşam konforunu, sahip olduklarını kaybeden bir köpek
Aylak Köpek
Aylak KöpekSadık Hidayet · Yapı Kredi Yayınları · 20002,739 okunma
Reklam
Bak ne diyor Stefan Zweig: "Hayır, sağlamları, kendine güvenenleri, gurur­luları, neşelileri, sevinçli olanları sevmenin anlamı yoktu; onların ihtiyacı yoktu buna. Bu gibiler sevgiyi sanki kendilerine ödenmesi gereken bir borçmuş gibi, yuka­rıdan bakarak, umursamaz bir halle kabul ederler. Bir insanın kendisini vermesi, onlar için gelişigüzel bir olay, saçlarına taktıkları bir süs, kollarına geçirdikleri bir bileziktir sanki. Ancak kaderin tokadını yemiş, kendine güvenle­rini yitirmiş, hor görülmüş, çirkin yaradılmış olanlara sevgi gerçek bir destek olur. Yalnız böyleleri bilir sev­meyi, sevilmeyi; şükran duygularıyla, alçak gönüllülük­le sevmek gerektiğini ancak onlar bilir.
Sayfa 34 - Şule Yayınları Ağustos 2019Kitabı okudu
Bak ne diyor Stefan Zweig: "Hayır,sağlamları, kendine güvenenleri, gururluları, neşelileri, sevinçli olanları sevmenin anlamı yoktu;onların ihtiyacı yoktu buna. Bu gibiler sevgiyi sanki kendilerine ödenmesi gereken bir borçmuş gibi, yukarıdan bakarak, umursamaz bir halle kabul ederler. Bir insanın kendisini vermesi, onlar için gelişigüzel bir olay, saçlarına taktıkları bir süs, kollarına geçirdikleri bir bileziktir sanki. Ancak kaderin tokadını yemiş, kendine güvenlerini yitirmiş, hor görülmüş, çirkin yaradılmış olanlara sevgi gerçek bir destek olur. Yalnız böyleleri bilir sevmeyi, sevilmeyi;şükran duygularıyla, alçak gönüllülükle sevmek gerektiğini ancak onlar bilir. "
Bak ne diyor Stefan Zweig: "Hayır sağlamları, kendine güvenenleri, gururluları, neşelileri, sevinçli olanları sevmenin anlamı yoktu; onların ihtiyacı yoktu buna. Bu gibiler sevgiyi sanki kendilerine ödenmesi gereken bir borçmuş gibi, yukarıdan bakarak, umursamaz bir halle kabul ederler. Bir insanın kendisini vermesi, onlar için gelişigüzel bir olay, saçlarına taktıkları bir süs, kollarına geçirdikleri bir bileziktir sanki. Ancak kaderin tokadını yemiş, kendine güvenlerini yitirmiş, hor görülmüş, çirkin yaradılmış olanlara sevgi gerçek bir destek olur. Yalnız böyleleri bilir sevmeyi, sevilmeyi; şükran duygularıyla, alçak gönüllülükle sevmek gerektiğini ancak onlar bilir."
80 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
33 saatte okudu
Bir kez kendini bulmuş olan kişinin bu yeryüzünde yitirecek hiçbir şeyi yoktur artık. Ve bir kez kendi içindeki insanı anlamış olan bütün insanları anlar.” diyor Stefan Zweig. Düşünüyorum da insan kendine ne kadar da yabancı. Çevremizde hep birileri var ve biraz yalnız kalsak kendimizle, bu korkutuyor çoğu kişiyi. Duyacaklarından mıdır nedir? Kendimize bu kadar yabancıyken hislerimiz ne halde peki? Robotlaşmış bir şekilde hep aynı şeyleri yaparken bulmuyor muyuz kendimizi? Tatil bile sistematik olmuş gitmek için gidiliyor mutlu kareler, paylaşımlar kaç kişi beğendi (Ayşe beğenmedi acaba sorun ne) 'ben geziyorum görün bak'falan falan... insanın hayatı bu kadar, özde değil sözde yaşam işte... Sadece tatil değil tabi bu sadece bir örnek, çoğaltılabilir. Işte bu saçma sistematik düzen(düzensizlik aslında)içinde kendimiz neredeyiz? Zweig 'Olağan Üstü Bir Gece'de tam da aslında bu anlattığım gibi kendine yabancı olan bir bireyin ruhsal uyanışını ne de güzel anlatmış, hem de bir gecede. Realiteye baktığımızda bir gecede bu belki pek mümkün değildir ama yavaş yavaş parmak şıklatmaları ile uyandırın ruhunuzu... Her gece çıkmasına rağmen yıldızları görmeyen insanlar var...Her sabah doğmasına rağmen güneşin doğuşunu (yada batışını) bir kere bile izlemeyen insanlar var...
Olağanüstü Bir Gece
Olağanüstü Bir GeceStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2023143,7bin okunma
Reklam
Bak ne diyor Stefan Zweig: "Hayır, sağlamları, kendine güvenenleri, gururlulari, neşelileri, sevinçli olanları sevmenin anlamı yoktu; onların ihtiyacı yoktu buna. Bu gibiler sevgiyi sanki kendilerine ödenmesi gereken bir borçmuş gibi, yukarıdan bakarak, umursamaz bir halle kabul ederler. Bir insanın kendisini vermesi, onlar için gelişigüzel bir olay, saçlarına taktıkları bir süs, kollarına geçirdikleri bir bileziktir sanki. Ancak kaderin tokadını yemiş, kendine güvenini yitirmiş, hor görülmüş, çirkin yaratılmış olanlara sevgi gerçek bir destek olur. Yalnız böyleleri bilir sevmeyi, sevilmeyi; şükran duygularıyla, alçakgönüllülükle sevmek gerektiğini ancak onlar bilir."
Sayfa 33 - Şule Yayınları, 170.baskıKitabı okudu
aklhşzisşşyügjkgsşoiülhdöşşdhkak
Bak ne diyor Stefan Zweig : “Hayır, sağlamları, kendine güvenenleri, gururluları, neşelileri, sevinçli olanları sevmenin anlamı yoktu; onların ihtiyacı yoktu buna. Bu gibiler sevgiyi sanki kendisine ödenmiş bir borçmuş gibi, yukarıdan bakarak, umursamaz bir halde kabul ederler. Bir insanın kendisini vermesi onlar için gelişigüzel bir olay, saçlarına taktıkları bir süs, kollarına geçirdikleri bir bileziktir sanki. Ancak kaderin tokatını yemiş, kendine güvenini yitirmiş, hor görülmüş, çirkin yaradılmış olanlara sevgi gerçek bir destek olur. Yalnız böyleleri bilir sevmeyi, sevilmeyi; şükran duygularıyla, alçak gönüllülükle sevmek gerektiğini ancak onlar bilir...”
Stefan Zweig
Stefan Zweig
Bak ne diyor Stefan Zweig: "Hayır, sağlamları, kendine güvenenleri, gururluları, neşelileri, sevinçli olanları sevmenin anlamı yoktu; onların ihtiyacı yoktu buna. Bu gibiler sevgiyi sanki kendilerine ödenmesi gereken bir borçmuş gibi, yukarıdan bakarak, umursamaz bir halle kabul ederler. Bir insanın kendisini vermesi, onlar için gelişigüzel bir olay, saçlarına taktıkları bir süs, kollarına geçirdikleri bir bileziktir sanki. Ancak kaderin tokadını yemiş, kendine güvenlerini yitirmiş, hor görülmüş, çirkin yaradılmış olanlara sevgi gerçek bir destek olur. Yalnız böyleleri bilir sevmeyi, sevilmeyi; şükran duygularıyla, alçak gönüllülükle sevmek gerektiğini ancak onlar bilir."
Bak ne diyor Stefan Zweig: "Hayır, sağlamları, kendine güvenenleri, gururluları, neşelileri, sevinçli olanları sevmenin anlamı yoktu; onların ihtiyacı yoktu buna. Bu gibiler sevgiyi sanki kendilerine ödenmesi gereken bir borçmuş gibi, yukarıdan bakarak, umursamaz bir halle kabul ederler. Bir insanın kendisini vermesi, onlar için gelişigüzel bir olay, saçlarına taktıkları bir süs, kollarına geçirdikleri bir bileziktir sanki. Ancak kaderin tokadını yemiş, kendine güvenlerini yitirmiş, hor görülmüş, çirkin yaradılmış olanlara sevgi gerçek bir destek olur. Yalnız böyleleri bilir sevmeyi, sevilmeyi; şükran duygularıyla, alçak gönüllülükle sevmek gerektiğini ancak onlar bilir."
104 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.