Kendini bulma, kendini gerçekleştirme arayışında olan bir Baron'nun 7 Haziran 1913'te kimi bir takim rastlantısal olaylara anlamlar yüklemesi sonucu, bundan sonra geçireceği bir hayatın sınırlarını kendisinin çizdiği o geceye, o olağanüstü geceye bağlanması durumu. Bir hayatı diyorum ama kapıda 1. Dünya Savaşı var. Kader o dur ki, henüz kimliğini bulan ve artık toplumu tüm katmanlarıyla içine çekebilen bu bey 1914'te şehit düşüyor.Yani, yeni kendine yeni benliğine doyamadan. Ve yani işin sonu yine savaşın insanlardan alıp götürdüğü, insanın yaşamından çaldığı değerlere geliyor. Stefan beyin savaş karşıtı olduğunu az çok okuyucusu bilir. Benim nacizane hissettiğim, o yıllar itibariyle kendini üstün gören tebanın daha doğrusu yönetici tebanın adında aydın tebanın (ben burjuvazik demeyi tercih ederim) siyasetçiler, baronlar , baronesler, kontlar, kontesler ... gider bu böyle her ne ise.İşte bu tebaya mesaj veriyor. Üstün görme kendini, halk'a in bak mutluluğu bulacaksın. Kimbilir yitirilmiş bazı duyguları, atlıkarıncayı izleyen çocuğun gözlerinde görebilirsin. O yapmacık dünyanızdan kurtulunda cesaretiniz varsa gettoya inin bre gafiller diyor. Avamca tabirle bu şekilde. Birde şu varki kendini gerçekleştirme eğitimciler bilir bireyin ölümüyle sona erer. Bu durumda Baron Friedrich Michael von R. ölmeden önce mi yoksa şehit olduğunda mı kendini buldu ve yahut gerçekleştirdi ?
Yıldızlı Geceler, Geceler..