Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Osmanlı'nın yönetim şekli
Gülhane Hatt-ı Hümayunundan [1839] önce Osmanlı Devleti, Osman ve Orhan Gazi zamanından beri beyliklerden farklı bir yönetimle idare ediliyordu. Bu idare gayet sağlam ve usta bir idareydi. Allah Teala bu yönetim sayesinde Osmanlı Devletine Ortadoğu ve İslâm dünyasını yönetme imkânı vermişti. Ayrıca Osmanlılar hilafeti de bünyelerine almışlardı.
"İyileri tanımak için mutlaka kötülere ihtiyaç olduğu fikrine itibarım yoktur. Birilerinin semirmesi için birilerinin de aç kalması gerekmiyor çünkü. Yaşadığımız şu dünyaya bakınız, Rabbimiz, hangi eserini sevginin kucağında büyütmemiş? Neden okşamak ve kucaklamakla gidilecek yere, tekme tokatla erişmeyi tercih edenlere değer verelim ki? Gülümsemek dururken kaş çatmayı, sevmek ve barışmak varken küsmek ve kavga etmeyi huy edinenler zalimlikten gayrı neyin peşinden olabilirler? Bu erdemler için buluşacaksak bende sizinle beraberim ;lakin Ortadoğu'da savaş çıkaranlara Hz. İbrahim'im doğruluk üzerine bina edilmiş Hanif akidesini bütün çıplaklığıyla anlatmadığınız sürece aramızdaki bu meseleyi çözmüş olmayacağız. Çünkü Hz. İbrahim'in inandığı en basit düsturlar bile sizin kutsal metinlerinizde malesef yer almıyor. Hz. İbrahim'in önerdiği müslüman merhametiyle , Hristiyan ve Yahudi merhametini kıyaslamak mümkün değildir mesela. Vicdanlarımız aynı değerleri merkeze almıyor artik. Haniflik dosdoğru olmak demek. Buradaki doğruluktan bizim anladığımız ile sizin anladığınız kıyas kabul etmiyor nedense. Bizdeki hoşgörü sizde olsaydı Filistin'de yahut Bosna'da, Müslüman coğrafyası ve Ortadoğu ülkelerinde her gün cinayetler işlenmezdi. 'Öldürmeyiniz!'emrini 'Öldürtmeyiniz! 'biçiminde de okuyacak bir Hıristiyan veyâ Yahudi dünyasını nerede bulacağız? Ve nihayet Hz. İbrahim'in önerdiği şu az evvel tartıştığımız içki yasağı. Buyurun, bu şartlarda Hz. İbrahim'le Hıristiyanlık veya Yahudiliği bağdaştırın. "
Reklam
İran'ın Pakistan eyaleti Belucistan'ı vurması, Pakistan'da yıllardır Şia militanları üzerinden devam eden İran-Pakistan çatışmasının ilk 'resmi' adımlarından biri oldu. Nüfusunun sadece %15'i Şia olan Pakistan bu bela ile (tüm İslam alemi gibi) yıllardır mücadele etmekte. Bugün Pakistan'ın herhangi bir şehrine gittiğinizde dahi birçok asker çevirme noktası olduğunu görürsünüz -ki- bu yıllardır aynı sebepledir, bakınız: Şia Terör Örgütü Vurulan Belucistan bölgesi ise %95 ile Sunni müslümanların yaşadığı, Aynı zamanda Afganistan ve İran'ın güneyini kapsayan ortak bir coğrafya. Bu bölgedeki oluşumlar Şia karşısında en etkin gruplar olmakla beraber, bunların en başında (İran'ın hem içeride hem dışarıda canına okuyan) Ceyş El-Adl gelmektedir. Bununla beraber, Ortadoğu da İhvanı Müslimin(bugün Gazze'de Hamas'dır) dahil tüm Sunni oluşumlara savaş açmış üç ülkenin; İran, ABD ve İsrail olduğu ve bu üç ülkenin aynı hedefte (tez anti-tez maskelemesiyle) hareket ettiği artık net olarak ispatlanmıştır. İran, ABD/İsrail'in Ortadoğu'da ki (karşısında olan/anti emperyalist) Sunni dünyasını yok etme planındaki ana taşeronu olmakla beraber, Yıllardır söyledim üzere, Hizbullah, Husiler, Haşdi Şabi; kısacası tüm İran menşeli örgütlerin oluşturulma görevi de girdikleri tüm toprakları er yada geç ABD/İsrail'e teslim etmektir.
Yaşadığımız şu dünyaya bakınız, Rabbimiz, hangi eserini sevginin kucağında büyüt memiş? Neden okşamak ve kucaklamakla gidilecek yere, tekme ve tokatla erişmeyi tercih edenlere değer verelim ki? Gülümsemek dururken kaş çatmayı, sevmek ve barışmak varken küsmek ve kavga etmeyi huy edinenler zalimlikten gayrı neyin peşinde olabilirler? Bu erdemler için buluşacaksak ben de sizinle beraberim; lakin Ortadoğu'da savaş çıkaranlara Hz. İbrahim'in doğruluk üzerine bina edilmiş Hanif akidesini bütün çıplaklığıyla anlatmadığınız sürece aramızdaki bu meseleyi çözmüş olamayacağız. Çünkü Hz. İbrahim'in inandığı en basit düsturlar bile sizin kutsal metinlerinizde maalesef yer almıyor. Hz. İbrahim'in önerdiği Müslüman merhametiyle Hıristiyan veya Yahudi merhametini kıyaslamak mümkün de ğildir.
7 Ekim İsrail-İran-ABD Oyunu İsrail, ABD ve İngiltere'nin Ortadoğu/Akdeniz hedefinde bir piyondur. Biden'ın: "Bir israil olmasa, onu icat etmemiz gerekirdi" sözü bu denklemde yapılmış bir itiraftır. Ancak durum sadece bu kadardan ibaret değil. Dünyanın (kaçınılmaz) yeni süper güçleri olmasının önündeki tek engeli enerji açığı
Politik Yorumlar 2
_Ülkemizde yaşanan maddi ve manevi krizin nedeni, akıl dışı metafizik dini inancın, politik alana taşınmasıdır. _Hiçbir ülke şu 20 yılda yapılanlara dayanamaz ki zaten Türkiye de dayanamadı. Kafede çay içmek, yumurta ve peynir lüks oldu. _İmam hatipte alınan eğitimle yönetilen ülke nasıl olması gerekiyorsa öyleyiz. _Rasyonel olması gereken bir
Reklam
YERİND BİR TESBİT. Sosyolog Mümin Sekman, bakınız ne güzel yazmış: Ülkemiz Ortadoğu'lu bir zihniyet tarafından, Ortadoğu'lu bir üslupla yönetiliyor ve görünen o ki yakında tamamen Ortadoğu’ya dönüşeceğiz. Ortadoğu'luluk nedir bilir misiniz? -Ölümü yüceltip güzel yaşamayı aşağılamak Ortadoğu'luluktur. -Dini yüceltip
Ortadoğu'nun hatırı sayılır bir tarihçisi olan Finlay, Doğu Roma'nın [Bizans'ın] o zamanki perişan durumunu, bakınız, nasıl hülâsa eder: "Jüstinyen'in ölümü (528-565) ile Muhammed'in (a.s.m.) doğumu arasında geçen zaman zarfında olduğu gibi, belki tarihin hiçbir devrinde ahlâkı bu dereceye kadar bozulmuş bir cemiyet ve o cemiyette Yunanlılar ve Romalılar kadar irade ve faziletten mahrum milletler görülmüş değildir."
Sayfa 147 - Prof. Harun han Şirvanî a.g.e., s. 11.Kitabı okudu
Sovyetler Birliği çökünce periferik cumhuriyetlerden Rus şehirlerine bir akım olmuş, merkezi birimlerde önemli bir göçmen kitlesi oluşmuştu. Sadece Moskova'da bir milyondan fazla Müslüman yaşıyordu. Batı Avrupa'daki göçmen işçileri anımsatan bu kalabalıklar, yine Batı'dakine benzer kimlik sorunları yaşıyor, olumsuz tepkiler
Fatih, 1453'te İstanbul'u fethettiği zaman, bütün kiliseleri yıksaydı kim karşı çıkabilirdi? Hiç kimse!.. İşte kiliseler burada, sinagoglar burada, hepsi yerinde duruyor... İlgili kaynaklardan edindiğimiz bilgiye göre; İslâm tarihinde hiçbir gayr-i müslimin, gayr-i müslim olduğu için burnu kanamamıştır. 1000 yıllık Türk idaresi altında hiçbir gayr-ı müslimin evi, din adına talan edilmemiştir. Olmuşsa başka sebepler söz konusudur. Fakat buna karşı; İslâm'ın hâkim unsur olmadığı dönemlerde, özellikle son yüzyılda neler oldu, bir düşünelim: Rusya'ya bakınız, Bulgaristan'a bakınız, Yugoslavya'ya, Bosna-Hersek'e bakınız, Yunanistan'a, Ortadoğu'ya bakınız... Bir oraya bakınız bir buraya... Tarih şahit! Tarihçi Gustav Löbon (ö. 1931) diyor ki: “Müslümanlar, ülke fethedenlerin kesinlikle en merhametlileridir. Dolayısıyla, insan hakları, özgürlük, barış, hoşgörü gibi konularda, Batının bize verebileceği bir şey yoktur. Bu değerler onların kendileri için söz konusudur; başkaları için değil... Bugün demokrasi, özgürlük ve sevgi şarkısı söyleyenler, ne yazık ki bu değerleri kirletmişlerdir. İnsanlık adına değerler katledilmektedir. Bunları anlamak durumundayız.
Sayfa 122 - Marmara Akademi Yayınları
Reklam
IRKÇILIK-TURANCILIK DAVASI DOLAYISIYLA Bu kitap, 1944 yılında, İstanbul'da Bir Numaralı Sıkıyönetim Mahkemesi'nde görülen utanç yüklü bir davanın özeti gibidir. Bazı vatansever kişiler, 1944 yılında suç işledikleri, suçlu oldukları için değil; Türk oldukları, Türkçülük idealine aşkla bağlandıkları için büyük zulümlerden, işkencelerden
59 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.