Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Şakada(!) son nokta
Sokakta gördüğüm ilk insan bir camcı oldu, tiz ve uyumsuz bağırtısı Paris’in ağır, kirli havası içinden bana kadar yükseldi. Bu zavallı adama duyduğum beklenmedik olduğu kadar da zorbaca kinin nereden geldiğini söylememe olanak yok. “Hey! Hey!” diye bağırdım ona, yukarı çıkmasını söyledim. Bu arada, oda altıncı katta, merdiven de çok dar olduğundan, adamın yukarı çıkarken epey güçlük çekeceğini, kırılmaları işten bile olmayan mallarının oraya buraya takılacağını düşünüyor, bundan da bayağı haz duyuyordum. En sonunda göründü: merakla gözden geçirdim tüm camları; sonra da “Nasıl olur! Renkli camlarınız yok mu?” dedim ona. “Pembe, kırmızı, mavi camlar? Sihirli camlar, cennet camları? Ne kadar düşüncesizsiniz! Yoksul semtlerde dolaşmaya kalkıyorsunuz, ama yaşamı güzel gösterecek camlarınız bile yok!” Sonra da hızla merdivene doğru ittim onu, homurdanarak sendeledi. Balkona çıktım, küçük bir çiçek saksısı aldım elime, adam kapının önüne çıkınca, bombamı diklemesine camlarının arka ucuna doğru bıraktım; çarpma sonunda kendisi de devrilince, tüm o zavallı, gezgin serveti sırtının altında kırıldı, yıldırım çarpmış bir kristal sarayın şangırtılı gürültüsü duyuldu. Bense, çılgınlığımla sarhoş olmuş durumda, kızgın kızgın bağırıyordum ona: “Yaşamı güzel gösterecek, güzel gösterecek camlar!” Bu sinirli şakalar tehlikesiz değildir, çoğu kez fazlasıyla pahalıya da mal olabilir. Ama bir saniyede erginin sonsuzluğuna kavuşmuşlar için cehennemin sonsuzluğunun sözü mü olur?
ay ışığının aydınlattığı odamda yalnız başımaydım yine. yataktan kalktım, balkona çıktım ve sırtımı soğuk duvara yaslayarak, yere oturdum. kollarımı kendime sardım ve başımı dizlerime yasladım. olanları düşündüm sadece. birkaç ay önceydi "ben seni bırakır mıyım kızım, herkes gitse de ben gitmem" demiştin. ilk sen gittin biliyor musun? hani gitmezdin, bırakmazdın beni?
Reklam
Güncellenmiştir (17082018-20.08)
Doğayla Romantizm -- Umarım sıkılmadan okursunuz --- Bir Cuma günü akşamıydı Şehir hayatından iyice bıkmış nerelere kaçarımın hesabını yaparken aklıma ilk mantıklı gelen Uludağın o eşsiz yeşilimsi güzelliği doldurdu gözlerimi. Neden olmasındı, beni tutan neydi... Arkadaşımın her şeyden uzak bir dağ evi vardı aradım ve daha once iki defa
arkadaşın arkadaşının arkadaşı olan bi' kız var.. (ilk üç kelimede zincirleme isim tamlaması var..) neyse bizim arkadaş bu kıza dolaylı, imalı yol yapıyordu.. kız da görmezden geliyor, geçiştiriyor genelde.. arkadaşın anlattıklarına falan gülüyor, muhabbetleri iyi ama.. neyse sonra bizim arkadaş bu kızla buluşsunlar diye arkadaşını darlıyor..
Kitap okumak, film izlemek güzel. Ama hiçbiri gerçeğin yerini tutmuyor. Uzun süre okuduktan sonra balkona çıktım. Rüzgâr tenime değdi. Ürperdim. Dedim, hakikat bu... Sanatın hiçbir dalının sana sunamayacağı kadar gerçek olan bu rüzgâr... Bu ürperti... Alıntı
Bende çıktım balkona:)
Balkona çıktım. Serin bir hava vardı. Gizli bir soğuk. Yıldızların göze bulanık gelen loş manzarası, göze çarpmadan edemezdi. Ayın Işığı bile bulanıktı
Sayfa 156Kitabı okudu
Reklam
"Kanepedeki yastığı aldım, usulca balkona çıktım, yüzüme kapattım, ağladım. Kuştüyü yastık sesimi yuttu, ıslandı. İçimdeki suçluluk duygusu geçmedi. "
Gün/aydın uyanın :)
... Evin içi öyle karanlık ki gerçekten sabah olmuş mu diye balkona çıktım ilk iş. .
Geçen yıl bugün bu saatlerde bir otobüsün en arkadaki dörtlü koltuğunda camdan dışarı seyredip değişecek olan hayatımın ölçüsünü yapıp duruyordum. Tartıya neyi koysam eksik, bir türlü ölçüyü tutturamıyordum. İçim hep yeis, yapamayacağım düşüncesi ağır basıyor: zor olacak, yaşayamayacaksın, sen/siz yok yani olacak şey mi diyordum.Ama oldu. Muhammed’in Rabbi bana her defasında kendisini hatırlatacak bir şeyler yaşatıyordu. Teraziyi hep dengede tutacaktı, çok düşünmemem gerekiyordu. O, vardı; sorun yoktu. Aradan bir yıl geçti. Bir yıl insanı büyütür mü! Yemin ederim ben bir yılda çok büyüdüm, çok yoruldum, ağladım,kırıldım,kahroldum ama olsun, değdi diyorum. Derler ya “her zorluğun muhakkak güzellikleri de olur.” diye. Oldu da, Rabbimin şanının yüceliğine her defasında şahit olup hamdettim. Bazen koca- yobaz şehir üstüme üstüme geldi nefes alamadım. Bazen manen çok zorlandım, oturdum kaldırım taşlarına ağladım. Yeryüzü tüm genişliğine rağmen dar gelmişti. Nefes almam gerekiyordu balkona çıktım mermer taşına düşen ayva ağacının çiçeklerinin filizlenmesinde umudu buldum. O -azze ve celle- her defasında güzel tarafından bakmayı öğretti bana. Bundan olmaz dediğim erkek kardeşime imanı nasip etti, ondan da oluyormuş :d Arkasında namaz kıldırana hamdolsun. Biter mi onun güzellikleri, bitmiyor vallahi. Müslüman kardeşlerimin içindeyim, dedim ya bitmiyor O’nun güzellikleri ama bizler her defasında unutuyoruz. Velhasıl kelam; Nefes alıyorum. Yaşıyorum. Mutluyum. Koca-yobaz şehri sevmeye başlıyorum. En önemlisi O’na inanıyorum, O var sorun yok. Mus’ab olarak yola çıktım, Mus’ab’ın imanından istiyorum.
464 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
14 günde okudu
Şu sıralar çok sık yaptığım gibi kitabımı alıp balkona çıktım. Bitirmeliyim artık bu kitabı çok uzattım diyerek, son 40 sayfam kalmıştı. Hava dingin ve bir o kadar sıcak. İşte o dingin ve sıcak hava da Fransa'da Sydney Carton'un yaptığı fedakarlığı ben yapmışım gibi, giyotinin her bir aristokratın aldığı canı sanki ben alıyormuşum gibi okudum ve bitirdim. Son sayfasında kalbim sıkıştı, gözlerim doldu ve son cümlesini tekrar tekrar okudum. Kendi kendime sordum, ben sevdiğim biri için böyle bir fedakarlık yapabilir miyim diye ya da tüm bu devrim olayları olurken nerede yer almak isterim. Hayranlık uyandıran bir kitap oldu, iyi ki almışım ve iyi ki kitaplığımda yeri olmuş. Okuyun, okutturun
İki Şehrin Hikâyesi
İki Şehrin HikâyesiCharles Dickens · Can Yayınları · 202358,5bin okunma
Reklam
İki dakika balkona çıktım yere tükürenin ağzına inşaat küreği ile vurma isteğim depreşti gece gece 😒😒 mukoza yoksunluğundan ölecek geri zekalı.
Balkona çıktım Sis. Görmüyorum, ama görüyorum Birkaç yüz metre ötemde başlıyor deniz Sonra karşı kıyılar Bir sis çanı Bir başka sis çanı Görmüyorum, ama duyuyorum deniz çok soğuk Bu işi erteleyebilirim diyorum Hiç değilse birkaç gün daha
Balkona çıktım gökyüzüne bakayım hava durumu nasıl diye Makbule teyze de tütün içiyor Nediyon Ana dedim Sördayvere bakıyom reklam girdi diyor 😅😅😅 Sördayver
168 syf.
10/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Bu yürekteki bin dönümlük orman yangını ne peki?
Şermin Yaşar'ın harika kitaplarından birisi. İçinde birbirinden bağımsız 19 hikaye var; içinde insan ilişkilerini, kırgınlığı,dargınlıkları,ihaneti,sevgiyi ve bir sürü duygu durumunu içeren. Kitabın son hikayesi Geçtiğimiz Kırk Gün, henüz 3 aylık evliyken kaybettiği eşi için yazılmış. Onun vefatından sonra yaşadıklarını anlatmış. Son cümlesi dağladı benim yüreğimi " İçimde tek bir mum kalacaktı hani; peki ne, bu yürekteki bin dönümlük orman yangını?" Kitabı bitirince balkona çıktım,yetiştirdiğim kasımpatı çiçeklerinden iki tane kopardım ve kitabın arasına koydum. Çiçekler sanadır sevdiğim yazarın çok sevip erken kaybettiği eşi Nedim Arda...
Göçüp Gidenler Koleksiyoncusu
Göçüp Gidenler KoleksiyoncusuŞermin Yaşar · Doğan Kitap · 20188,9bin okunma
Balkona çıktım gerçekleşmeyen hayallerim aklıma geldi...🥲
378 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.