Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Mimari literatürde birşeyi yaparken orda eski birşey varsa yıkmamız gerekir ki daha sağlam ve estetiğini yapabilelim. İşte onyargıların da yıkılması gerekir, sırf öyle zannettiğimiz için yaşamdaki fırsatları kaçırmayalım diye.. Temkinli olmak başkadır, kaygılarla yaşayıp hak ettiğini yaşayamamak bam başka.
Ehline düşmeyen diyorum, Düşermiş sabrın eline. Öyle bir imtihan ki, Dokunur bam teline…
Reklam
Bu gençler her zaman ciddi bir şekilde tartışmaz. Karşılıklı olarak birbirlerinin bam teline basmamaya büyük özen gösterir ve kendi kutsallarını da titizlikle korurlar. Alay konusu olmamak için her şeyi yaparlar. Yine de bir kere incinmeye görsünler, ya karşılarındakini ya da kendilerini öldürecek kadar kafaya takarlar.
Neden yazmalı insan?
Gülmek, ağlamak, nefret etmek, sevmek, pişman olmak, isyan etmek neyse yazmak da odur benim için. İşte o yüzden yazarım ben. Birtakım sosyal ihtiyaçlar, kafa tutulmaz kurallar, şahsi çıkarlardan dolayı yazarım. Kısacası yaşadığımın farkına varmak için yazarım ben. Herhangi bir toplulukta, mecliste, sofrada, insan olan her yerde boğazımda düğümlediğim hıçkırık, gözümde tuttuğum yaş, dudaklarımda soldurduğum tebessüm, koparamadığım çığlık, gölgesine sığınmaya mecbur olduğum sensizliktir yazmak. İşte bu yüzden alırım kalemi elime, bu yüzden dokunurum duyguların bam teline.
Lan okumak çok güzel birşey onu kim icat etti ? Yani süper birşey mesela böyle dolaşıyorsun etrafta canın sıkın internette zaman geçirmek sana eğlenceli gelmiyor. Artık hayat sanki en güzel renklerinden soyunmuş gibi geliyor herşey gri ve iki gün dolapta beklemiş haşlanmış patates tadı veriyor o sıra eline bir kitap alıyorsun ve bammm bam bam yeni bir hayat penceresini açtın yazar sana ağlayan bir çocuğun dizinde oluşan yarayı ,annenin çocuğa bakışı, ağcın gölgesinin ölü kedinin bedenini yağmurdan korumasını,okul penceresinden bahçedeki yakışıklı yaşıt erkeğe bakan genç kız ve daha okumadığın düşünmeyi akıl etmediğin tasvirleri gösterir sana ,okumak bir hobi değil bir bağımlılık olsa gerek en tuhafı da ne bilir misin? okumak için insan olmak insan olmak için de okumanın gerek olmasıdır sana en güzel şekilde hayatın her rengini gösterebilir okumak sana ölümü ve doğumu anlatabilir okumak bizi hem insan hemde şeytan edebilir yani bu durum da sadece okumak değil güzel okumak gerekir.
Reklam
Yaşamak istiyorsun, engelleyen ne seni? Basmıyor yere ayakların, basmasın. Nefret etmek istiyorsun, et. Yaşamayı incitmeden yaşa. Durdurma akışını, eğme bakışını. Bam teline değdi kör bir kurşun, yaralandın sadece. Kanasın, acısın kalbin. Kime nasip olmuş olmuş aşkla dolu bir bahar; kara kışlar, kor bakışlar kapında bekçi gibi beklerken. Yat, kalk, incin yak, kendini hüzünlerde. Bir kıvılcımın sende körüklediği ne közler var. Kapkaranlık odana mehtap gibi dolan heveslerin var. Yastığa geceleyin başına usulca indiren kaç beden var, huzura varan kaç sabah var uykuların sonunda?
Bir insanın etrafındaki dünyayı ve hayata bakarak bazı düşüncelerini yazıya dökmesi belki bir ömür sürdü; sonra ben geldim ve iki dakikada bam! Her şey bitti.
İthaki yayınlarıKitabı okudu
yaşantısının bir bam noktasında her şey bütün bütün yabancılaşıyor.
Sayfa 54
"Bir insanın etrafındaki dünyaya ve hayata bakarak bazı Düşüncelerini yazıya dökmesi Belki bir ömür sürdü;sonra ben geldim ve 2 dakikada bam! Her şey bitti."
Sayfa 72 - İthakiKitabı okudu
Reklam
320 syf.
·
Puan vermedi
·
39 günde okudu
Rojbin Perişan
Kalemide kendisi gibi güçlü kadın, toprağın şarkısı dini, dili, ırkı fark etmeksizin ben insanım diyen herkesin yüreğinin bam teline dokunuyor. Belkide bu kitap sizi hiç yaşamadığımız ayak basma ihtimalinizin bile olmadığı bir coğrafyaya götürüyor. Bir halkın acılarını, direnişini, kavgasını, yarım kalan sevdalarını ustalıkla işliyor...
Toprağın Şarkısı
Toprağın ŞarkısıRojbin Perişan · Aram Yayınları · 201877 okunma
Sonunda uykuya yenik düşmüş olmalıydı ki başına yakın bir yerden gelen boğuk bir bam sesiyle uyandı. Birden gözlerini açtı. Kulaklarına boğuk bir kükreme sesi doldu. Kıpırdayan mum ışığıyla aydınlanmış tanımadığı dura lara bakıyordu. Ayağa kalktı ve mumun ahşap döşemelerde yuvarlandığını gördü. Şaşkınlıkla pelerinini kaptı ve yangın çıkmadan önce söndürmek için alevin üzerine attı. Her yer karanlığa gömülmeden önce, babasının sendeleyerek ondu uzaklaştığını görmüştü. "Baba?" diye fısıldarken, sesinin yüksek mi yoksa alçak mı olduğunu ke tiremiyordu. Ayağa kalktı ve tekrar ona seslendi. Akşam olunca ay çıkmışı gözleri yavaş yavaş vitray camla kapalı olmayan üç küçük açıklıktan sear ışığa alışmaya başladı. Babası gitmişti. Serilda peşinden gitmeye yeltendi ve birden ayaklarını kontrol edemediğni hissetti. Yere uzanıp mum parçası aldı. İçi bir tuhaf olmuştu. Avcılar mi? Onları bulmuşlar mıydı? Bunca şeyden sonra? Hayır. Belki de babası sadece uykusunda geziyordu. Belki... Pelerinini ve ayakkabılarını alarak hızla odanın ilerisindeki devasa salona koştu ve tam o sırada babasının bir köşeyi döndüğünü gördü. Serilda pe den gidip ona tekrar seslendi. Arkadaki ufak kapıya doğru gitmiyordu. Aksine, ayaklarını sürüye şehir meydanuna açilan ana girişe ilerliyordu. Büyük kemerli kapılar, bina tamamlanana kadar hirsızlara karsi tedbir amaçlı ahşap kalaslarla geçici olarak kapatılmışlardı. Serilda, babasının çalışanlardan birinin bıraktığı büyük bir çekici aldığını o an gördü. Çekici savurarak ilk tahtayı kırdı.
Anadoluda gerçekten cehalet hüküm sürüyor
Arkadaşlar, tokatın zile "ilçe" sinden bi kızla konuşmuş bulundum. Nasıl konuştuğumu sormayın, rastgele insanlarla anonim konuştuğun bi uygulamada karşılaştım ve numarasını aldım. Sadece sesini duyduğum o 60 saniyede anlamıştım cehaleti evet ama umutsuz vaka olduğunu anlamam için sonrasında whatsapptan 10 15 dakka konuşmam
“Kokusuna sarılma isteği var ya işte bu bam başka bir şey..”
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.