Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
su yeşili, dedim. kirpikleri yüzüne döküldü. eski bir pembe, göğüslerinden kâküllerine yürüdü. parmakları ürperdi. görünmeyen bir uzaklık saçlarını omuzlarından kaldırdı. değişiyor sanırım, dedi. akşam olurken keder yeşili oluyor. yalnızlığa bakarken buz yeşili. bahçelerin buğulandığı zamanlarda tomurcuk yeşili. ışık düşünce tirşe bir gökyüzü oluyor. ağlayınca acı bir yeşil dünyayı damla damla zamanın dışına götürüyor. göz işte. alın çizgin ne renkse o da o renk. sesin ne renkse, avuçlarındaki boşluk ne renkse. pencerendeki arzu, eşiğindeki gerçek, uykundaki çocuk ne renkse, gözlerin de bütün bunların rengine boyanıyor. bir gün toprak yeşili, bir gün turna yeşili, bir gün sararan otlar yeşili, bir gün yeşeren otlar yeşili. bana öyle geliyor ki biz bütün rengimizi sevgiden ve sevgisizlikten alıyoruz. kalp mi, gönül mü, bazen şaşırıp kalıyorum bu hâzineye isim vermekte. biliyor musun, insan tanrısını içinde taşıyor ama hep uzaklara dua ediyor.
"Picasso da, seksen iki yaşında, şöyle diyor: "Resim benden daha güçlü. İstediğini yaptırıyor bana."
Sayfa 37
Reklam
Siz farklı bir insansınız, ama herkes gibi olmayı istiyorsunuz. Bu da bana kalırsa ciddi bir hastalıktır.
Sayfa 175 - Can ÇağdaşKitabı okuyor
Dorian, Manon'a yanaştı. Onun gözlerine bakmak için başını geriye atıp "Çünkü yaşça büyük de olsan, can almak için bin yol da bilsen derinlerde korku duyuyorsun. Bana nasıl kal diyeceğini bilmiyorsun. Çünkü bunu istediğini kendine itiraf etmekten korkuyorsun. Korkuyorsun. Dünyadaki herkesten çok kendinden. Korkuyorsun."
Beni anlamadan, benden yana olsan değeri yok, bana karşı da olsan.
Gecenin bu saatinde bunu yazmaktır, uykusuzluktur.
Depresyon nedir. sanki her şeyi yaşamışsın da her mutluluğa hazza erişmişsin doymuşsun öngerebileceğin yeni hisler keşfedilse onları da yaşasan değişmeyecek donuk bir ruh halidir. Yazılabilecek bütün şiirler yazılmış, okumuşsun, tüm olası notalara defalarca basılmış, Cennete de girmişsin cehenneme de. Deneyimlemeyenler senin için iyi niyetle ısrarla seçenek sunar, İlaçlar, dini telkinler, konser , neşeli ortamlar güzel kokular, sevgili yapmaya çalışanlar bile vardır. Şoklar da dahil iyileştirmek için bir tren rayına bağlasak faydası olur mu diye düşünenler de vardır. Ama sen, seni bilirsin "köprüdeki kız" gibisindir. +Neyi bekliyorsun Adele ? - Bana bir şey olmasını. O şeyi hiçkimse bilmez sen de dahil
Reklam
Zihin Toparlamaca
Bel fıtığı ameliyatımın üzerinden bir ay geçti. Zannettiğimden, beklediğimden daha yavaş olsa da bedenen toparlanırken zihnen de toparlanmam gerekiyor, diyerek kitabın kapağı açıldı. Aslında bir diğer sebep de; arada bir gelen, acaba fıtık tekrarladı mı, ameliyat başarısız mı oldu, diye beni siterese sokan ağrılarımın olmadığı zamanlarda, oturmam
Çukur
Modern Kore edebiyatından Çukur! Biraz farklı kültürlerin edebiyatını tanımak hevesiyle önce Japon edebiyatına sardım. Haruki Murakami, Osamu Daza falan derken oradan Arap edebiyatına atladım. Necip Mahfuz, Nizâr Kabbani filan... Sıra geldi Kore edebiyatına. Aradığımı buldum mu, tartışılır. Adının hiç de önemli olmadığı bu çekik gözlü
Al bakalım, al lâfı da tut ucundan vur duvara. Ah bilsek, ah bilsek ne kadar da seviyormuş. Sevdiği de kim-bilir ne hıyar ağasıdır. Her güzel kadının yanındaki erkek, bana hep armudun iyisini seçen o zevk sahibi hayvanı hatırlatır.
Nesin yayınlarıKitabı okuyor
Biz birbirimize tutunmuştuk ve 17 yaşımda bize tutunmak isteyen yavrumla huzur dolu evimiz cennet bahçesine dön­dü adeta. Tek sıkıntımız maddiyattı. Her ne kadar dert etme­sem de eşim zorlanıyordu. Bir şeyler yapmalıydım, ama na­sıl? Kızım daha 1 yaşındaydı, ben ise henüz 18. Sonunda kızımla çalışabileceğim bir iş buldum: Kreşte aşçılık. Hem yemek
Sayfa 20
Reklam
“Aşk sırlarının ve gereksiz pişmanlıkların iklimi, benim gibi gözü açılmış bir ihtiyara uygun düşebilir, ama henüz biçimlenmemiş bir mizaç için daima zararlıdırlar. İnanın bana, (…) , benimki gibi artık el değmemiş olmayan bir yüreği, yarası dinmeyen bir yüreği sakinleştirebilir ki bu da tartışılır. Ama sizin yaşınızda sakıncalıdırlar küçük bey. İyi geceler sevgili komşular,”
İkinci şiir kitabım Çığlıkta Arşe bugün Mahal Edebiyat etiketiyle ön satışa çıktı. Şiir yolculuğuma ilk gençlik şiirlerimden oluşan Sadak’la başlamıştım. Aradığım sesin izini sürerken o yoldan hayli uzaklaştım. Teşekküre de varış noktamdan başlamak istiyorum. Bana “Başlaman gereken yer tam da bu nokta Gönül,” diyen değerli hocam Altay Öktem’e, fikir ve eleştirisine çokça ihtiyaç duyduğum Turhan Yıldırım’a, yayına hazırlık süreci boyunca Çığlıkta Arşe’yi kendi kitabı gibi sahiplenen Yiğit Kerim Arslan’a, kapak deseni için kapısını çaldığımda dünyanın bin derdi arasında beni onurlandıran Ressam Çetin Yılmaz’a, tasarımıyla ona son yüzünü giydiren Sertaç Altuntepe’ye, Çığlıkta Arşe’yi benden alıp sizlere ulaştıran, ona can veren Mahal Yayınları’na teşekkür ediyorum. Şiirle. 🐦‍⬛ Repost: YENİ KİTAP! Gönül Demircioğlu, ikinci şiir kitabı Çığlıkta Arşe ile Mahal Edebiyat'ta. Şimdi Mahal Mağaza'da, ön siparişte. Ön Sipariş: mahaledebiyatyayinlari.com.tr/urun/%C3%A7%C4%... Gönül Demircioğlu’nun düzyazı şiirleri Çığlıkta Arşe, şairin çocukluğundan renklerle yaptığı bir tuval. “Ses” ve “düş” birlikteliğiyle kurulmuş bu kitap, lirizmi önceliyor. Şair, düzyazı şiirin imkânlarını hem klasik hem de yenilikçi bir bakışla değerlendiriyor. Bir nehrin her seferinde farklı akması gibi Çığlıkta Arşe’de de her okuma, yeni buluşlara açık… #çığlıktaarşe #gönüldemircioğlu #mahalyayınları #düzyazışiir #prose #poetry #poemeenprose #deneyseledebiyat #mensurşiir #dadaistşiir
Nasıl inanırım sana? Bu yürek ağır bana, Sevgin öyle uzaklarda, Nefes alsan da yanımda.
Tek bir cümle söylese işler nasılda değişirdi? O cümle de "Jude, inti­har etmeye mi çalışıyorsun?" ya da "Bana olanları anlatman lazım Jude" veya "Bunu kendine niye yapıyorsun Jude?" ola­bilirdi. Bunlardan herhangi biri olurdu; hangisini söylese sohbet uzar ve belki bir onarım, hiç değilse bir önlem olurdu. Olmaz mıydı?
Korktuğumuz başımıza geldiğinde, hayatımızı istila ettiğinde, korktuğumuz şeyi tüm derinliğiyle yaşamımızda var ettiğimizde, acı ruhumuzu çekiştirerek bizi yırtar gibi hissettiğinde, önceden korktuğumuz şey, artık korkmadığımız bir şeye dönüşebilir. Ve korkumuzdan böylece özgürleşebiliriz. Ayrılık, eğer korktuğumuz bir şeyse, bazen şifa etkisi yaratabilir. Korkulacak bir şey olmadığına dair bir şifa etkisi ''Ona da başka bir ayrılığın sonucunda kavuşmuştum. O da bana başka bir ayrılığın sonucunda gelmişti.''
Sayfa 192Kitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.