Yüzüme baktı, başımı önüme eğerek gözlerimi sakladım. Bu, kederimin son derecesini ancak benim bileceğim bir sır halinde bırakmak için, galiba nafile bir hareket oldu.
Kontekste takığım ben. Gidilıniş yollardan gitmemeye çalıştım, bazılarında başardım. Müzikten ziyade, şarkının ne anlattığıyla ilgiliydim. Popüler müzik çok da zor değil ayrıca, ineklersin, çalışırsın, olur. "Zamparanın Ölümü", "Bugün" ya da "İstasyon İnsanları"ndaki gibi dünyalar kurunca beğeniyorum kendimi. "İki Yabancı"daki gibi hikayeyi farklı açılardan anlatan iki karakter yarattığımda... "Bana öyle bakma, anlayacaklar" gibi dört kelimeyle bir yasak aşkı anlattığımda... "Bir bar taburesi üstünde babamın öldüğü yaştayım" dizesini yazdığımda... Şarkılarım çoğunlukla otobiyografik zaten. Ama bu, kısıtlayıcı da olabiliyor. 2016
"Bana öyle bakma... Anlayacaklar.
İkimize marşı bu dünya... Bizi anlamıycaklar"
Bora, o dakikadan sonra bana asla bakmadı. Gözleri, biraz önce kapıdan giren kızdaydı.
Eski sevgilisinde.
Defne'de