Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Becerebilirsin, performans öznesinin düpedüz bin bir parçaya ayrılmasına yol açan muazzam baskılar üretir. Kendi kendine uyguladığı baskı ona özgürlük olarak görüneceğinden, aslında ne olduğunun farkına varamaz. Becerebilirsin, becermelisin'den bile daha çok baskı üretir. İnsanın kendi kendine uyguladığı bas­kı, bir başkasının uyguladığı baskıdan çok daha ölümcüldür, çün­kü kişinin kendine karşı koyması mümkün değildir. Neoliberal rejim baskıcı yapısını, kendini artık tabi olan özne olarak değil de, planlanacak bir proje olarak kavrayan tekil bireyin görünür­deki özgürlüğünün ardında gizler. İçinde yaşadığımız rejimin esas hilesi işte budur. Dahası, başarısızlık kişinin kendi suçudur ve bu suçu artık hep yanında taşıyacaktır. Kendi başarısızlığı için suçlayabileceği hiç kimse yoktur. Artık borçtan kurtarma ve ke­faret ödeme olanağı da kalmamıştır. Bunun sonucunda sadece bir borç krizi değil, mükafat krizi de baş gösterir.
Sayfa 18
… başarısızlık en büyük mutsuzluk nedenlerinden biridir.
Sayfa 369Kitabı okudu
Reklam
Bir ulus, varlığı ve bağımsızlığı için düşünülebilen girişimleri ve fedakarlığı yaptıktan sonra başarılı olur. Ya başarılı olamazsa demek, o ulusun ölmüş olduğuna karar vermek demektir. Dolayısıyla, ulus yaşadıkça ve özveriyle girişimlerini sürdürdükçe başarısızlık söz konusu olamaz.
Sayfa 116 - İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Mutluysak, ne diye bu kadar mutluluk propagandası yapılıyor? Mutluluk endüstrisi, insanların gerçek mutsuzluğuna verilen sisteme özgü bir cevaptır; mutsuzluk, kar amacıyla kullanılır. Ruhsal acıların özünde, çoğu kez üstü örtülü, başka ifadelerle süslenmiş, derin bir korku bulunmaktadır. Bu korku, çok çeşitli görünümlerde ortaya çıkar: "Sağlıklı" insanda, başkalarının kendi hakkında ne düşünebileceği korkusu olarak; konuşma korkusu olarak; amirlerden ve rakiplerden, üniformalardan ve kurumlardan duyulan korku olarak; cinsel ilişki öncesinde ve sırasında beliren korku olarak; başarısızlık ya da hastalık korkusu olarak vs. Bu toplumun hayatında her yanda bulunduğu için göze batmayan bu korkuya, çanak yalayıcı üniversite psikologları "normal" der, ama gerçekte, normalden başka her şeydir. Bu korku, bütün hayatımızı zehir eden kötü bir hastalıktır. O, yalnızca bireysel hayatımızın değil, bütün bu toplumun ayrılmaz parçası durumundadır. Bu korku, kapitalizmin malıdır.
"İlk hataya düştüğümüz gün ayrılmalıyız hayattan artık çok geç kaldık ilk uyuşmazlığa düştükleri gün birbirlerinden ayrılmalı insanlar sonra bir çıkmaza giriliyor kendimi hoşgördüğüm her an başka aptallıklar için fırsat yaratıyor başından kesmeli ilk yanılmada ilk hayal kırıklığında son vermeli bu işe sonra başarısızlık bir alışkanlık oluyor sıkılganlık bir huy oluyor burnunu çekmek gibi bir huy ilk yalanı söyledikten sonra bir daha konuşmamalı insan ümit ediyor İsa günahları affediyor her iş yolunda fakat İsa günah işlemedi bunun ağırlığını bilemez yaptığı bir hataya kitaplarda rastlayamadım başkasında günahları affetmek kolay ilk anda ne kadar acı gelirse gelsin başkalarının yaşadığı ıstırapları unutuyoruz sadece merakımızdan yaşamaya insanlarla ilişkilerimizi sürdürmeye çalışıyoruz sonunda bakalım ne olacak bir gün daha birlikte olsaydım ne olurdu belki bütün anlaşmazlıklar düzelirdi bugün aklıma gelen sözü ona dün söyleseydim mesele kalmazdı o halde yarın yeniden denemeliyim oysa aynı hatalar aynı aptallıklar tekrar ediliyor..."
Sayfa 496 - iletişim yayınlarıKitabı okudu
Okulda ve sosyal yaşamda başarısızlık damgası, çocuğu saldırgan ve yanlış davranışlara iter.
Reklam
A-da-let ..!!
“Gerçeklerin sıradan dünyasında kötüler cezalandırılmaz,iyiler ödüllendirilmezdi.Başarı güçlülere bahşedilir,başarısızlık zayıflara dayatılırdı.O kadar…
Sayfa 315Kitabı okudu
Zaman, başarı ve başarısızlık arasındaki boşluğu büyütür. Zamanı neyle beslerseniz zaman onu katlar. İyi alışkanlıklar zamanı müttefikinize dönüştürür. Kötü alışkanlıklar ise düşmana.
Sayfa 21 - Pegasus YayınlarıKitabı okudu
1.000 öğeden 981 ile 990 arasındakiler gösteriliyor.