Demokrasinin Cinsiyeti
Üçretli işçi ile köle arasındaki fark,işçinin,kendi çalışma kapasitesi ni kullanmaları için başkalarına izin vermek üzere özgürce bir sözleşme ye girmesiydi ve kendi kalitesinin sahibiydi.Köle ise emeğinin başkası tarafından kapasitesi ölçüsünde kul lanılmasından uzaktı. Piyasa toplumunda birey,kendi kendi kendisi mal sahibi olarak insandır.
Sayfa 47 - MetisKitabı okuyor
Başka bir deyişle maddi olmayan ve kendisi Töz olan Tanrıdan söz ediyoruz.Hem kendisi olarak kalıyor hem de kendisi olmayan bir Varlık(maddi evren)ile bir olup “kendi-başkası” şeklinde bir bütün halinde varlığını sürdürebiliyor?
Reklam
Kadının kendi varlığını algılayışı,kendisi olarak bir başkası tarafından beğenilme duygusuyla tamamlanır.
Yaşamak ve Yaşatmak!
Biz bir kişinin varlığını bütünüyle yargılarsak, onun bizi ölümcül bir düşman olarak görmekten başka seçeneği kalmaz: Çünkü kendisi değişmez olduğu halde, biz onun var olma hakkını ancak bir başkası olması koşuluyla tanımak istemekteyizdir. Bu yüzden, insanlar arasında yaşayabilmek için, herkesin kendi verili bireyselliğini, her nasıl olursa olsun kabul etmeli ve ondan, türü ve yapısı izin verdiği biçimde yararlanmayı düşünmeliyiz; ama ne değişmesini ummalı, ne de onu olduğu hali için yargılamalıyız.
BİR ZAMAN YOLCUSU: SELİM PUSAT (RUH ADAM ROMANI) Ruh Adam, Atsız'ın tarihî romanlarına göre hayli değişiktir; bir tür post modern romandır. Bu sebeple romanı incelerken biz de farklı bir yol izlemeyi tercih ettik. Selim Pusat'ın ve Romanın Hikâyesi: Selim Pusat adını ilk defa 08 Haziran 1951 tarihinde, Orkun dergisinin 36. sayısında
Sık sık rastlanan «büyük aşk diye anlatılan (çok- luk film ve romanlara konu olan) bir yalancı sevgi bi- çimi de putlaştırıcı sevgidir. Eğer kişi kendi güçleri- nin üretici bir biçimde dışarı taşmasıyla bir özdeşlik, bir Ben'lik duyacak düzeye gelmemişse, sevdiği kişi- yi putiaştırmak ister. Kendi güçlerine yabancılaşmış ve onları sevdiği
Reklam
Tanıdın sayılır mı o dünyaya kendisi gibi gelip dünyadan bir başkası olarak geçeni…
Yolculuk
Yazar Hanife Mert Hanım'ın 160 sayfadan oluşan #Yolculuk eserini #okudum. ️️️️️️️️️️️️️️️️ ️Dört bölümden, otuzdokuz başlıktan oluşan her cümlesi insanın yüreğine dokunup içini biraz daha dönmesi neden onu anlatımlar, anlamlar ile dolu.... ️Eseri okumaya başladığım ilk sayfada bulunan önsözünden son sayfasına kadar elinden
Başkasıma maruz kalan egonun açılışı, içselliğin parçalarışı veya tersyüz oluşudur. İçtenlik bu içi-dışına çıkışın adıdır. Peki ama bu tersyüz olma veya içi-dışına çıkış, kendim için hiçbir şey ayırmadan başkalarına karşı bir sorumluluktan başka ne anlama gelir? Sorumluluk ki bendeki her şey borç ve bağıştır, orada olmaklığım, nihai orada-olmak'tır, alacaklılar borçluyu orada yakalar. Öyle bir sorumluluk ki, bana kalırsa diyerek kendimi bir özne olarak ortaya koyuşum, zaten çoktan benim başkalarını ikame edişim veya başkaları için bedel ödeyişimdir. Başkası için -başkasının sefaleti ve özgürlüğü için- sorumluluk, borçlu-olmasından önce özneyi kendisi için ortaya koyan hiçbir taahhüde, hiçbir tasarıya, hiçbir öncel örtüsü açılmaya indirgenemez. Başkasına adanmanın bir ruh hali kılığına bürünerek kendi üzerine kapanmadığı, onun da en başından beri başkaya ithaf edildiği ölçülülükteki (veya ölçüsüzlükteki) edilginliğin aşımlığıdır bu.
Sayfa 185 - Tanrı ve FelsefeKitabı okudu
902 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.