Ateistler ne düşünüyor bu konuda
Hadiste bebeklere anne karnındayken 40-45 günlük olunca ruh üflendiği belirtiliyor; bizlerde bebeklerin kalp sesinin 6.haftadan sonra duymaya başlıyoruz...birbirini tamamlıyor yani bu konuda ne diyonuz
Biz, ızdırap çekmeğe o yaşta başlıyoruz. Çoğumuzun kalbindeki bereler o çağla açılmış yaraların izidir. Bu bakımdan denilebilir ki, insanın alınyazısı çocukluğunda yazılmıştır ve hangi yaşa girerse girsin, şuurunun altında daima çocuk kalışının sebebi bundadır.
Sayfa 12 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Yankı Fanusu
Ancak sosyal medya algoritmaları; biz fark etme- den, beğenilerimiz, paylaşımlarımız, takip ettiklerimiz ve retweetlerimizden yola çıkarak bizim nelerden ve hangi düşünceye sahip kullanıcılardan hoşlandığımızı belirliyor. Akabinde sadece ilgili kullanıcılan "takip edebilecekleriniz" yahut "arkadaş olabilecekleriniz" listesine ekliyor ve size onları sunuyor. Bu da zamanla, sadece bizim gibi yaklaşımları olan, hayatı bizim gibi yaşayan insanlarla karşılaşmamıza neden oluyor. Aslında farklılıklarla karşılaşmak için girdiğimiz sosyal medya araçlarında bu algoritmalar yüzünden bizim gibi insanlarla bir arada yaşamaya başlıyoruz. Herkesin bizim gibi düşündüğünü sanıyor ve her konuda haklı olduğumuzu iddia etme yanılgısına kapılıyoruz. Yani değişmiyor, bizden farklı olanlarla konuşamıyor, hoşgörü ve saygıyı internet gibi kocaman bir ortamda dahi öğrenemiyoruz.
Sayfa 108Kitabı okudu
Yaşadıklarımız, yaşamamız için de yeni öğrenme yolları açar.
Kendi hayatımızın yaratıcısı olabilmemiz için ilk önce kendi hayatımızın içine, yüzeylerden, kıyılardan içeriye doğru cesurca girmemiz gerekir.
Gerçekler ancak yaşayan kişi görürse değerlidir.
Yaşamımız gerçekten yaşamak istediğimiz hayatımız mı yoksa kurduğumuz bir hikayeyi mi yaşıyoruz aslında? Bu sorunun temelinde ; kısa denemeler , vakalar , terapiler şeklinde bölümlerden oluşuyor kitabımız . Özellikle çocukluk travmaları üzerinde durulmuş . Yaşamımızın temeli de çocukluk değil mi zaten ne ekilmişse şuan da onu biçiyoruz . Ama bize biçilen geleceği yaşamak zorunda mıyız ? Değiştirmek bizim elimizde mi ? Denemeler ve terapiler başlıklarında aslında herşeyin mümkün olduğunu kanıtlıyor bize . Gerçekten istediğimiz hayatı yaşayabileceğimizi… o yüzden okurken bol bol sorulan soruları cevaplıyoruz bir noktada düşünmeye başlıyoruz . Psikoloji ilgimi çeken bir dal okumayı da seviyorum ama okuduğum kitaplara ve yazarlara da dikkat ediyorum zaten çöplük olan bilinçaltını daha fazla doldurmamak için farkında olmadan herşeyden etkileniliyoruz ve farkında olmadan yaşamımızı fazlasıyla etkiliyor bilgiler .Alanında çok başarılı , kendini kanıtlamış kişilerden okumakta oldukça faydalı ve bilinçlendirici oluyor. Sevgili @mineozguzel tecrübelerinden faydalanıp , kendi keşif yolculuğunuza çıkacağınız kitap kesinlikle önerimdir . Gerçek yaşamınızı yaşamak dileğiyle…
Mine Özgüzel
Bana sorarsanız hayat bir deney, bir imtihan. Öyle düşünüyorum ki, Efendimiz bizi kendimiz hakkında bir şeyler öğrenmek üzere buraya gönderiyor. Bu süreçte, imtihanlar bizi iyi zamanlardan daha fazla büyütüp olgunlaştırıyor. İşler gerçekten iyi gittiğinde, özensiz davranmaya başlıyoruz, sürüye uyuyoruz ve zamanımızı boşa harcıyoruz. İşiniz gücünüz yolunda, her şey harika gidiyor! Ne zaman ki bir şeyler sarpa sarıyor, işte o zaman gerçekten dikkatimizi verirsek çok dersler çıkartabiliriz. Evet, hiç de eğlenceli değil. Bizim istediğimiz bu değildi. Keyifle geçirdiğimiz zamanlar daha iyiydi. Oysa ki asıl olgunlaşma, zorlu sınavlardan geçerken yaşanıyor.
Nihayet anlamağa başlıyoruz ki her sistem, ölü bir kalıptır, statiktir, çünkü mantığımızın mahsulüdür. Sayısız değişmeleriyle, göz karartıcı hızıyla, tamamıyla dinamik olan bir mahiyeti, yani hayatı biz ancak sezişimizle takip ve bilgimizle izah edebiliriz; ona yol gösteremeyiz. İlim bugünü anlar, yarını keşfedemez.
Sayfa 147Kitabı okudu
