Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Biz Anadolu’ya gelince orta Asya, İran, Arap, eski Anadolu uygarlıkları ve Bizans yoluyla gelen yunan ve roma uygarlıklarının bir sentezini yaptık. Bugün bir kültür sentezi yapacaksak, doğu sentezi, islam sentezi yapamayız. Çünkü 15.yy’dan beri İran sıfırdır, Arap sıfırdır. 16.yy’dan beri biz de sıfırız. Eğer bugün bir sentez söz konusuysa bu Türk-Avrupa sentezi, Atatürk’ün öngördüğü üzere Türk-Batı sentezi olabilir.
Sayfa 626Kitabı okudu
Hümanist dünya görüşü bizde yanlış anlaşılmış ve adeta Türklüğe karşı bir hareket sayılmıştır. Oya hümanizm gerçek anlamı ile “özgür düşünce” demektir. Dünyada ilk defa MÖ 6.yy’da doğa filozofları, cinlerden,perilerden,batıl inançlardan sıyrılmış hür düşünce ile bilimsel araştırmayı yurdumuzda, Ege kıyılarındaki kentlerde kurmuşlardır. Özgür
Sayfa 608Kitabı okudu
Reklam
• Cezzar Ahmet Paşa •
Cezzar Ahmet Paşa, tıpkı Büyük İskender gibi bir Doğu - Batı sentezi hayali olan Napolyon Bonapart’ı yenilgiye uğratan komutandır.
Sayfa 37 - Tarihsel Yayıncılık- 1.Baskı, Ekim 2023Kitabı okudu
“İstanbul’un kalbi noktasında bir çocuk doğdu: Mehmet Âkif. İlkin Ragif’ken, halkın alışılmamışa olan uymazlığıyla Âkif olan Mehmet Âkif. Baba soyu Rumelili, Ana soyu Buharalı, doğuş yeri Fatih.Yani tam bir Doğu İslamlığının, Batı İslamlığının ve Merkez bir İslamlığının sentezi bir çocuk…”
Sayfa 10 - Diriliş YayınlarıKitabı okudu
Bana İstanbul u kadın olarak tasvir etmemi isteseler, Elefteria gibi tarif ederdim herhalde. Batı ve Doğu nun sentezi. İlki kadar medeni , açık ve aydınlık ; ikincisi kadar da geleneksel ve saygılı.
"Müthiş bir Doğu-Batı sentezi!" derler sonunda; yokluğun dayattığı mecburiyetler, varlıklının gözünde böyle egzotikleşir, böyle arzulanır hale gelir işte.
Sayfa 114Kitabı okudu
Reklam
İslam rûhu
İslâm ruhu, genellikle sanıldığı gibi, doğu ruhuyla özdeş değildir. Batı ruhuyla da özdeş olmadığı gibi. Tek yanlı, ne sırf sentezci, ne de sırf analizcidir. Belki bu iki ruhun da üstünde, sentezi ve analizi de yapısında bulunduran bir başka düzeydedir.
Sayfa 82 - Diriliş YayınlarıKitabı okudu
Şair Sezai Karakoç onun için “Baba soyu Rumelili, ana soyu Buharalı, doğuş yeri Fatih. Yani tam bir Doğu İslamlığının, Batı İslamlığının ve merkez İslamlığının sentezi bir çocuk” diyecektir. Âkif’i anlatmak için önce yakın tarihi bilmek, sosyolojiden, ekonomi ve politikadan anlamak, siyasi gelişmeleri tahlil etmek, bediî, edebî sanatlara vakıf olmak ve hepsinden önemlisi kültür ve inancımız konusunda donanımlı olmak gerekir
“Peyami Safa'ya göre, Batı kendi içinde bulunan ve son birkaç yüzyıldır bastırıp örttüğü Doğuyu aramaktadır. Başka bir deyişle Batı, insanın alt etmesi gereken nefsi, Doğu da, Tanrı'yla birleşecek olan ruhu oluyor. Öyleyse her Batılı aynı zamanda Doğulu, her Doğulu aynı zamanda Batılıdır. Doğu ve Batı metafizik öğeler olarak her insanın içindedir. Peyami Safa Batı-Doğu sorunu üzerinde vardığı bu son görüşünü bir yazısında şöyle özetler: Doğuyu ve Batıyı içimize sokan bu görüş, hem tarihi gerçeğe, hem de insan ruhunun yapısına uygun görünüyor. Aramızda müfritler müstesna, hepimiz hem Doğulu hem Batılıyız. Doğu-Batı sentezi bizim, yani bütün inşaların tarih ve ruh yapısı, kaderimizdir. Doğu ile Batı arasındaki mücadele, her insanın kendi nefsiyle mücadelesine benzer.”
Cezzar Ahmet paşa
“Cezzar Ahmet Paşa, tıpkı Büyük İskender gibi bir Doğu - Batı sentezi hayali olan Napolyon Bonapart’ı yenilgiye uğratan komutandır.”
Sayfa 37 - Tarihsel YayıncılıkKitabı okudu
Reklam
Tanpınar üzerine.
"Tanpınar öncelikle kendisi olmak ister. Kendisini gerçekleştirmek ister sadece. Doğu-Batı sentezi peşinde falan da değildir. Genelde sanıldığı gibi. Kendini bu toplumun, bu coğrafyanın, bu hayatın kaderine teslim eder. Kendiliğin ancak orada mümkün olabileceğinin farkındadır. Gerektiğinde en Batılıdan daha Batılı, en Doğuludan daha Doğuludur. Ama her zaman kendisidir. Sahicidir."
Sayfa 27 - Kadim
"Doğu-Batı sentezi olduğunu vurgulamak ihtiyacı hissediyor. Yıllarca uzağında yaşadığı ana hep kalbinde taşıdığı ülkesinin ortak değerlerini ( Türk kültürünün simgesi olarak Osmanlı tuğrası, Türkiye'nin simgesi olarak bayrağımız) bilimin zirvesine taşıyor. Everest Dağı'nın doruğuna çıkan bir dağcının edası ve gururuyla."
Sayfa 11 - TübitakKitabı okudu
Bilim ve Din
Bilimin attığı dev adımları reddetmenin güçlüğü içinde, Batı'da ve Doğu'da din çevreleri, bilimle dini aynı şeylermiş gibi gösterme çabası içindedirler; günümüzde İslamcı çevrelerin, " İslam dini akıl dinidir", "Bilimsel buluşların hepsinin Kuran'da yeri var" gibi savları pek bilinir. Oysa kısır girişimlerdir bunlar; Kuran da dahil, hiçbir din kitabında hiçbir bilimsel buluşun yer almadığı -ve almasının da mümkün olmadığı- gerçeği bir yana, bilimle din birbirine zıttır, uzlaşamazlar. Çünkü, bilimde ve dinde, başta temel tavır ayrılığı vardır.
Sayfa 162Kitabı okudu
Sonuç olarak 'Bu Ülke'nin; Türkiye'nin ruhu, Cemil Meriç'te yaşamsal bir kuvvetken, Oğuz Atay'ın beynindeki tümördür. Kemal Tahir'de bir şuurun uyanışıdır bu ruh, Necip Fazıl'da Sakarya Nehri'dir. Mehmet Akifte Çanakkale'dir milli ruh, Ziya Gökalp'te türkülere, rivayetlere sinen içtimai şe'niyet. Peyami Safa'da Doğu-Batı Sentezi derken 'köprü' metaforuna sıkışıp kalmışlıktır, Tanpınar'da huzursuzluğa. Özetle Türkiye'nin ruhu, hepimizin kafasında taşıdığı sızıdır (Aksakal 2015; 129).
105 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.