Geçmişten ders çıkarmak hiç benlik değildi ama bazen canın o kadar acıyordu ki, aynı acıyı bir kez daha yaşamamak için kendini sandalyelere çivileyebilir, kapıları kilitleyebilir anahtarları yutabilirdin. Ben de aynısını yaptım. Frene bastım.
Sayfa 65 - iletişim yayınlarıKitabı okudu
İçki içmiyor, kızlara takılmıyordum; ruha teselli veren bu iki şeyin yerini bende kitaplar tutuyordu. Ama okudukça, insanların çoğunun kendini kolayca bırakıverdiği bu boş ve gereksiz hayat bana iyice çekilmez geliyordu. On beşimi yeni bitirmiştim, ama bazen kendimi yaşlı biri gibi görüyordum; yaşadığım, okuduğum, binbir tedirginlikle üzerinde
Sayfa 422Kitabı okudu
Reklam
Mütemadiyen onun tarağına, onun yüzüklerine, onun atkısına el sürmekten kendini alamıyordu; bazen yanaklarından şapur şupur öper, bazen de parmak uçlarından başlayıp da omuzuna kadar öpücüklerle kaplardı; Emma musallat olan bir çocuğa çıkışır gibi onu, yarı gülümseyen, yarı rahatsızlık gösteren bir tavırla başından savmaya çalışırdı.
Sayfa 34
Derin sularda yalnız bir mümin: Garaudy 1
Yıldız Ramazanoğlu son aylarda Roger Garaudy okumaları yapmakta idi. Okumalarının sonucunda Garaudy’nin Türkçedeki mütercimi Cemal Aydın ile uzun, dolu dolu bir söyleşi gerçekleştirdi. Garaudy üzerine yapılmış bu derinlikli ve ne yazık ki bir “ilk” olan önemli söyleşiyi sizlere sunuyoruz. Cemal Aydın, 1948 Isparta, Şarkikaraağaç doğumlu. İstanbul
Bir gün bütün değer yargıları değişecek ve yargılananlar yargıç, eziyet edenler de suçlu sandalyesine oturacaklardır ve onlar o kadar utanacaklar, o kadar utanacaklardır ki utançlarının ve suçlarının ağırlığı yüzünden ayağa kalkamayacaklardır. O zaman, akıllı ya da akılsız bütün ezilenler, yani bizim caddedeki insanların çoğu, yani öcü geliyor
… Bu arada bebek tuzdan örtünün altında gözlerini açtı ve hiçliğe baktı. Kendini yapayalnız hissetti ama aldırmadı, ne de olsa yalnızlığa alışkındı. Aylardır yaptığı gibi büzüşüp dertop oldu. “Sevdim ben burayı; bir daha çıkmam yukarı” diye mırıldandı zihni. “Aptallık etme” diye itiraz etti yüreği. “Hiçbir şey olmayan bir yerde neden kalınır ki? Çok sıkıcı burası. “ “Tam tersine. Hiçbir şey olmayan bir yer neden bırakılır ki?” diye karşılık verdi zihin. “Gayet güvenli. Hemencecik alıştım buraya. “ Zihniyle yüreğinin kavgası karşısında şaşkınlığa düşen bebek durup bekledi. Bir tam dakika daha geçti. “Velev ki alıştın… neye yarar? Güvenli de olsa, insan bir yere ait değilse eninde sonunda terk etmeli orayı.” diye karşılık verdi yüreği. Ve dedi ki : Bazen en alışkın hissettiğin ter aslında en az ait olduğun yerdir.
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.