Mütemadiyen onun tarağına, onun yüzüklerine, onun atkısına el sürmekten kendini alamıyordu; bazen yanaklarından şapur şupur öper, bazen de parmak uçlarından başlayıp da omuzuna kadar öpücüklerle kaplardı; Emma musallat olan bir çocuğa çıkışır gibi onu, yarı gülümseyen, yarı rahatsızlık gösteren bir tavırla başından savmaya çalışırdı.
Sayfa 34