Hacı Agalansak da mı Hacılansak, Hacılanmasak da mı Hacı Agalansak?
Efendim? Peki, peki yeterince anlaşılmadı farkındayım… Biraz daha açık olmakta fayda var...
Kitaba tam 35 alıntı yapmışım. Daha fazlasını pek ala yapabilirdim. 105 Sayfalık bir kitap nasıl bu kadar anlam yüklü olabilir, nasıl bu kadar halimizi ve ülkemizi anlatabilir size
Hava sıcaklığı öğlen 30 dereceyi buldu, klima desen o da lanet olası elektrik olmadan çalışmıyor, ölüm sessizliği adeta ortamın her yerinde, damlıyor ter damlaları tenimizden, ama çıt yok. Saatler biraz akşamı gösterdiğinde güneşin kanaması tükenmek üzere kızıllığını vuruyor karşımızda duran evlerin tepelerine.
İlk paragraftan sonra inanın ki
Kitabı biraz önce bitirdim, karşıma koydum. Bakıyorum. Bir yandan bakıyorum, bir yandan düşünüyorum bir yandan da anlamaya çalışıyorum. Bunca verilen bilgiyi, öğütü anlamaya çalışıyorum. Kitabı bitirdiğimde allak bullak olsam da sükunet yaratmaya çalışıyorum beynimde. Yanlış anlamayın kitap kötü sonla bitmedi aksine mutlu sonun mükemmel telaffuzu
"Özgürlük sadece düşler aleminde vardır!"
Oysa Kendi-olma benim tüm mizacım ve mevcudiyetim, benliğim demektir.
Ben kurtulmuş olduğum şeylerden özgürüm ve kudretimin yettiği ya da muktedir olduğum şeylerin sahibiyim.
Kendime sahip olmayı becerebilirsem ve kendimi başkalarının kucağına atmazsam, Ben her zaman ve her koşul altında kendime aidim demektir.
Özgür olmayı gerçekten isteyemem, çünkü bunu yapamam ve yaratamam: Ben bunu sadece dileyebilir ve ona ulaşmaya gayret edebilirim, çünkü özgürlük hep bir ideal, bir hayalet olarak kalacaktır ve gerçeğin kısıtlayıcı bağları her an etimi lime lime edecektir.
Oysa Ben daima kendimin olmayı sürdüreceğim.
Yalnızca benden daha çok acı çeken insanlar bulunduğu düşüncesi biraz avutuyor ; ve bu da sapkınca bencillik, bence. Bu iğrenç günleri aşmak için şimdi becerebilirsem çizelge hazırlayacağım.
Arthur schopenhauer kimdir, necidir? Evi, arabası, işi, gücü, youtube kanalı falan var mı?
Kendisi, Alman felsefe dünyasının ilk filozoflarındandır. Dokuz yaşından itibaren tüccar olan babasıyla birlikte ticari seyahatlere çıkmış ve bu yolda ilerlerken babasını kaybetmesi üzerine Annesinin isteğiyle akademik hayata atılmış. Pekde gönlü