sevgili kitap okuyucuları ve çok sevgili profil okuyucuları: geçenlerde bir şiir paylaştım.. genelde şiir paylaşırım ve genelde bilenlerin beğenileri gelir bu şiirlere.. bir sabah siteye baktığımda, paylaşmış olduğum bir şiirin, bir gece içinde muazzam bir beğeniye maruz kaldığını gördüm.. halkımızın bir gece içinde şiire olan bakışının
Anlaşılabilme umudun tüketen insanlar, dünyayla ilişkilerini beğenilme üzerine kurma eğiliminde oluyorlar, kurtulması güç bir tuzağa düştüklerini fark edemeden. ..
Aylar öncesinde bu kitaba inceleme yazmak istediğimde sadece bunları yazabilmiştim. "Nereden başlayacağımı bilmiyorum, ne anlatacağımı bilmiyorum, nasıl ifade edebileceğimi bilmiyorum. Jack London'un Martin Eden'inden sonra ilk defa bu kadar kararlı bir kişilik gördüm. İlk defa felsefesinden hiçbir şekilde taviz vermeyen bir adam
Dün bir ileti gördüm iletinin özeti şöyle:
Falanca kişi sahte hesap açmış, Falanca kişi kaç kişiyi takip ediyor, Falanca kişinin sahte hesapları var " bunları yazanda güya beynini kullanabilen entelektüel bir beyefendi güya bilginin peşinden koşuyor bende sizinle birşey paylaşmak istiyorum ben elit bir insan değilim en azından şimdilik. Ama sizler gibi elitim ayağına takılıp aslında beğenilme arzusunun peşinden koşan, amacı sadece göz boyamak olan ve kendisinden daha az düşünebilen insanlara acıtasyon yapıp haklı olduğunuzu ispat etme çabası içine giren biri değilim . Bilginin peşinden koşan insanların böyle boş olaylara dahil olmayacağını az çok düşünen biri hemen idrak edebilir. Beğeni hakkında yada takipçi hakkında biri bir ileti paylaşıyorsa bilin ki amacı bilgi değil popülaritedir. Saygılar buda benden olsun
İçimizdeki Şeytan kitabını okurken bile insanoğlunun aslında yıllarca kendi içinde yaşayan şeytanla sürekli karşı karşıya olduğu gerçeğiyle yüzleşiveriyoruz. Romanın içinde yer alan kötü karakterler arasında Macide ay gibi parlayan bi inci tanesi kalıyor. Bana romandaki Ömer karakteri, Sabahattin Ali'nin kendi içindeki yaşadığı karmaşanın bir temsili kurmaca karakter olarak hissettirdi. Çünkü karakterin serzenişleri o kadar içten ve dünyevî ki, o açıdan bana böyle hissettirmesi de rastlantısal bir unsur olmadı. Ömer Macide'ye aşık olana kadar kendi içinde çözümlemeyen yargılar üretirken, Macide'ye olan aşkını da doğru orantıda kullanamaması onu daha da karmaşık bir yaşama itmiş oldu. Roman boyu gerçekleştirmiş olduğu kötü düşüncelerinin aslında içindeki şeytan tarafından olduğunu savunsa da romanın sonunda gerçekleştirdiği tüm kötülükler ve anlamsızlıklar silsilesinin aslında tamamen kendi iradesiyle gerçekleştiği hususunda bir izlenime varmıştır. Roman Sabahattin Ali'nin müthiş zihniyle Kürk Mantolu Madonna'dan sonra en beğenilen olma konusunda ikinci sıraya yerleşmiştir. Aynı zamanda yazarın Kuyucaklı Yusuf romanı da yüzbinlerce okur tarafından beğenilme başarısına ulaşmıştır. Şimdiden iyi okumalar ️
İçimizdeki ŞeytanSabahattin Ali · İş Bankası Kültür Yayınları · 2021171,1bin okunma
İnsanların fikirleriyle, idealleriyle ön plana çıkmadığı, kafasının içindekilerin önemli olmadığı, iyi veya kötü giyinmesiyle, güzel veya çirkin olmasıyla ön plana çıktığı bir dünyada doğmuşum ne yazık ki. İnsanların içinde iyilik kalmadığı, beyinlerini sadece cinsellik, beğenilme hazzı için kullandığı ahlaksız bir çevrede buldum kendimi.(“Biliyor musunuz? Ben bu çağdan nefret ettim, etimle kemiğimle nefret ettim.”~Cahit Zarifoğlu)
‘’ Kumarı kendime ben pazarlıyordum’’ (Sayfa: 102)
Okuduklarımız, alıntı ve iletilerimizin buluştuğu her insanda yeniden doğuyoruz. Aldığımız her cevapla , yorumla çoğaldığımız gibi.
Ne güzel aslında değil mi ? Dostluklarımız hep böyle sürse birbirimizin meçhulü olarak yaşasak uzaklarda.
Duygularımız birbirine değecek kadar yakın ve
"Kadınları edepsizliğe iten en büyük şey beğenilme arzusudur. Oysa ki herkesin görüp beğendiği şeyin, hiçbir kıymeti yoktur. Kendisini bakışlardan saklayan bayan kıymetlidir! Açık giyinmek özgürlük değil, kendini haram gözlere mahkum etmektir!.."
🌾|| Ümmü Seleme ||🌾