Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Arifler: Böyle kimseler her an ölümü düşünüp dururlar. Çünkü ölüm, onlar için sevgiliyle buluşma ve kavuşma ânıdır. Seven aslâ sevgilisine verdiği buluşma saatini, vaktini unutmaz. O kişi randevusunda her an hazır bulunur. Hatta ârif olan kimse, genelde vaktin çok geç geldiğini düşünür ve "ne zaman sevgiliyle kavuşacağım?" diyerek, o ânı sabırsızlıkla bekler. İster ki randevusuna bir an önce gitsin de, şu âsiler dünyasından kurtulsun. Bu nedenle de ölümü adeta dört gözle bekler gibidir. O kişi, "ölüm" denen olayla âsîler beldesinden kurtulup âlemlerin Rabbi Allah'a komşu olmanın derdindedir.
DÜNYADAKİLERİN KABİRDEKİLERE HEDİYESİ
Ehlisünnet itikadında olan kimse, hayatta olan Müminlerin bağışladıkları dualar ve verdikleri sadakalardan vefat eden Müslümanların faydalandıklarına inanır. Peygamber Efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuşlardır: "Kimin ana ve babası Müslüman olarak ölürse onlar için dua etsin, Allâhü Teâlâ'nın onları bağışlamasını istesin." "Kabirdeki ölü, denizde boğulmak üzere iken yardım isteyen biri gibidir. Babasından, anasından, kardeşinden veya arkadaşından kendisine gelecek duayı bekler. Dualar kendine ulaşınca, dünya ve içindekilerin kendisinin olmasından daha çok sevinir." İbn-i Abbas radiyallahü anhümâ da şöyle buyurmuşlardır: "Bayram ve Receb-i Şerif ayının ilk cuması, senenin diğer cuma gece ve günleri, Aşure Günü ve Şaban-ı Şerif ayının on beşinci gecesi Müminlerin ölülerinin ruhları kabirlerinden çıkıp evlerinin kapılarında dururlar. Derler ki: 'Ey ev halkı! Bu gece bir lokma ekmek de olsa sadaka verin, bizlere merhamet etmiş olursunuz. Biz şimdi sadakanıza muhtacız. Eğer ev halkı sadaka vermezse, üzgün olarak kabirlerine dönerler."
Reklam
Şiirle uğraşanlar iyi bilir, ilk yayımlanan şiir ilk aşka benzer. Onun gibi naif, tutkulu ve geleceğe dair fazlasıyla umutludur. Üstelik ne yaşarsanız yaşayın, aradan ne kadar zaman geçerse geçsin hiçbir zaman unutulmazlar. Eski bir yara yerinin ara sıra sızlaması gibi, hep bir yerlerde bekler dururlar.
Rainer Maria Rilke
Birinci Ağıt Kim duyar, ses etsem, beni melekler katından? Onlardan biri beni ansızın bassa bile bağrına, yiterim onun daha güçlü varlığında ben. Güzellik güç dayandığımız Ürkü'nün başlangıcından özge nedir ki; ona bizim böylesine tapınmamız, sessizce hor görüp bizi yok etmediğinden. Her melek ürkünçtür. Kendimi tutar bu yüzden, yutkunurum.
Kıyamet gününün uzunluğu
O kıyamet günü, mahlukat gözlerini semaya dikip ayakta bekler. Kalpleri paramparçadır. İşleri hususunda ne bir kimseyle konuşurlar ne de etraflarına bakarlar. Üç yüz yıl ayakta dururlar. Ne bir şey yer, ne de bir şey içerler. Orada bir esinti de bulamazlar.
İnsan ruhunun,insanlık ruhunun yılanları vardır; uygarlıkların çökmesi için bekler dururlar sınırlarda.
Sayfa 13
Reklam
Çünkü cahiller sıkıntıya düştüklerinde, genellikle şeyhlerinden yardım. bekler, onlara dua ederler. Bir çoğu da onların kabirlerine gidip onu aracı kılarak Allah'a (c.c.) veya sadece ona dua ederler. Ne Kitap ve Sünnetten ne sahabelerden ne de müçtehit imamlardan buna ilişkin bir şer'i delilleri yoktur. Sadece ağızlarında dolaşan bazı sözler vardır. Örneğin: "Meşhur bir kabirdir, faydası tecrübe edilmiştir, şeyhin kabrinin yanında yapılan dua kabul edilir." türünden sözler. Bunlar, hem diriden hem de ölüden yardım beklerler. Şeyhlerinin havada uçtuğunu, bazı ihtiyaçları karşıladığını söyler dururlar. Oysa bu gibi haller; meleklere, nebilere ve salihlere dua eden müşrikler- de, yıldızlara ve heykellere tapanlarda da görülen hallerdir. Çünkü şeytanları bunlara, kendisine dua ettikleri kimsenin kılığına bürünerek gözükür ya da onlar şeytanı görmeden bazı sesler işitirler de bunu keramet sanırlar.
223 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
HACC İslam'ın Devrimci İbadeti
Hacc tecrübesi bana neler öğretti. Kişi hacca giderken kendi kendine "hacc ne demektir diye sormalı ve haccın Allah'a doğru yükselmesi olduğunu bilmelidir." Hacc ibadeti pek çok şeylerin aynı anda gösterisidir. Gösteride Allah, sahnenin yöneticisidir. Adem, İbrahim, Hacer ve şeytan başlıca karakterleridir. Sahneler Mescid'ûl
Hac
HacAli Şeriati · Fecr Yayınevi · 20111,344 okunma
"Dile getirilmeyen duygular asla kaybolmaz; onlar diri diri gömülürler, ta ki çok daha zararlı bir biçimde yeniden ortaya çıkıncaya dek bekler dururlar içimizde."
Selvi Boylum Al Yazmalım
Oradan oraya yük taşıyan İlyas (Mirza) bir köy yolundan geçerken çamura saplanır (Beter olsun) Kamyonun altına girip ne olduğuna bakar. Üstü başı çamurlu bir kadın kamyonun önünde dikilmektedir. İlyas onu yaşlı bir kadın sanır. - Nene napıyon nene çekil oradan. - Ben nene değilim genç bir kızım. - Güzel bir genç kız mı? Kamyonun altından çıkıp
Reklam
122 syf.
9/10 puan verdi
Birkaç hafta önce okuduğum kitabın incelemesini henüz yapabilme fırsatı buldum. Daha öncesinde okuduğum Uygulamalı Dört Anlaşma isimli kitabın incelemesinde bahsettiğim o “ilk kitap” işte şu an incelediğim “Dört Anlaşma” isimli bu kitap oluyor. Şimdi sizlere kitaba adını veren bu dört anlaşmadan bahsetmek istiyorum. ***** 1-) Kullandığın
Dört Anlaşma
Dört AnlaşmaDon Miguel Ruiz · Ötesi Yayıncılık · 202311bin okunma
"Dile getirilmeyen duygular asla kaybolmaz; onlar diri diri gömülürler, ta ki çok daha zararlı bir biçimde yeniden ortaya çıkıncaya dek bekler dururlar içimizde!.."
Sayfa 288Kitabı okudu
Ama-ama-ama ben at burcuyum ve dedikleri çkıyo valla baaawk
İnsan ruhunun tuhaflklarından biri, geleceği bilme arzusudur. İnsanlar hayat, ölüm, hayır, şer konusunda kendilerini neyin beklediğini, özellikle de dünyanın ömrü veya devletlerin süresi gibi genel olaylar hakkında ne olup biteceğini bilmek isterler. Bu ilgi insanlarda tabifdir ve doğuştan gelir. Pek çok insan bu şeyleri rüya görerek öğrenmeyi umar. Ve halk kadar kralların da başvurduğu kâhinlerin bu konularda verdikleri haberler de malumdur Şehirlerde, insanların bu konuda ne kadar meraklı olduklarını bilerek, geçimlerini geleceği tahminle sağlayan koca bir sınıf insan var. Sokaklarda ve dükkânlarda oturup bekler ve dileyenlere hizmet verirler. Servetleri, sosyal mevkileri dostları, düşmanları ve buna benzer konularla ilgili olarak gelecekte ne olacağını bilmek isteyen kadinlar ve çocuklar ve hatta pek çok kıt akıllı erkekler onlara gün boyu danışır dururlar. Kumlar üzerine çizgiler çizenler vardır, onlara "müneccim/astrolog" denir; yere taş ya da tahl taneleri atanlar vardır, bunlara "hesapçı" denir; aynalara ve suya bakanlar vardır, bunlara "halkacılar" denir. Şehirlerde yaygın olarak görülen bu uygulamalar kınanması gereken durumlardır.
255 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.