İŞTE!.. YALNIZ DEĞİLİM!
Evrende yalnız olmadıklarına inananlar buraya..
Erich Von Daniken
İnsanlar öteden beri önyargılanını okşayıp dururlar. Belli bir ideoloji ya da öğretiyi koyun gibi izlerler. Hele geçmişi düşünmek için kendilerini hiç zorlamazlar. Onlara göre geçmiş nasılsa değişmeyecektir. Oysa bilen kişinin elinde, geleceği tahmin etmek
"Dile getirilmeyen duygular asla kaybolmaz; onlar diri diri gömülürler, ta ki çok daha zararlı bir biçimde yeniden ortaya çıkıncaya dek bekler dururlar içimizde."
Sevgisizlikleri üzerlerini örten bir kara buluttur
Eğer insanın taktığı gözlüğün camlarına olumsuzluk sinmişse, tabii ki olumsuzluk görür baktığı her yerde. Ne vakit bir yerde deprem, kuraklık ya da başka bir felaket olsa, Allah'ın gazabının alâmeti sayarlar. Hâlbuki apaçık dememiş mi, "Rahmetim gazabımı geçer" diye? Buna rağmen bekler dururlar.
Hakk'ın onlar için öç almasını ister'ler. Hayatları bitmek bilmez bir hamaset ve husumetle doludur; sevgisizlikleri üzerlerini örten bir kara buluttur.
Sayfa 230 - RÜZGÂRKitabı okudu
Şems-i Tebrizi - Kalbinde İyilik Biriktirenin Yolu Hep AçıktırFerhat Atik · Destek Yayınları · 20201,747 okunma
Eğer insanın taktığı gözlüğün camlarına olumsuzluk sinmişse, tabii ki olumsuzluk görür baktığı her yerde. Ne vakit bir yerde deprem, kuraklık ya da başka bir felaket olsa, Allah'ın gazabının alâmeti sayarlar. Hâlbuki apaçık dememiş mi, "Rahmetim gazabımı geçer" diye? Buna rağmen bekler dururlar.
Hakk'ın onlar için öç almasını ister'ler. Hayatları bitmek bilmez bir hamaset ve husumetle doludur; sevgisizlikleri üzerlerini örten bir kara buluttur.
Efsaneye göre Simurg ya da bilinen adıyla Zümrüdü Anka kuşu,
bilgi ağacının dallarında yaşar ve akıllara gelebilecek her şeyi bilir
Öyle ki, bütün kuşlar ona inanır, başları sıkıştıkça Simurg’un kendilerine yardım edeceğini, onları hep zor durumlardan kurtaracağını düşünürler.
Zümrüdüanka Kuşu'nun rengi hakkında bazı kaynaklar bakır
“Dile getirilmeyen duygular asla kaybolmaz; onlar diri diri gömülürler, ta ki çok daha zararlı bir biçimde yeniden ortaya çıkıncaya dek bekler dururlar içimizde!..”
Mesela Fazıl Hüsnü Dağlarca ve Cahit Zarifoğlu gibi. Bu gibilerin çok yazıyor olması şiirlerinin kalitesinden bir şey eksiltmez. İlhamcı şairler ise içlerindeki kuyuya bir taş düşmesini bekler dururlar! Bunların az yazıyor olması da şairliklerine bir nâkise getirmez.
Çünkü cahiller sıkıntıya düştüklerinde, genellikle şeyhlerinden yardım. bekler, onlara dua ederler. Bir çoğu da onların kabirlerine gidip onu aracı kılarak Allah'a (c.c.) veya sadece ona dua ederler. Ne Kitap ve Sünnetten ne sahabelerden ne de müçtehit imamlardan buna ilişkin bir şer'i delilleri yoktur. Sadece ağızlarında dolaşan bazı sözler vardır. Örneğin: "Meşhur bir kabirdir, faydası tecrübe edilmiştir, şeyhin kabrinin yanında yapılan dua kabul edilir." türünden sözler. Bunlar, hem diriden hem de ölüden yardım beklerler. Şeyhlerinin havada uçtuğunu, bazı ihtiyaçları karşıladığını söyler dururlar. Oysa bu gibi haller; meleklere, nebilere ve salihlere dua eden müşrikler- de, yıldızlara ve heykellere tapanlarda da görülen hallerdir. Çünkü şeytanları bunlara, kendisine dua ettikleri kimsenin kılığına bürünerek gözükür ya da onlar şeytanı görmeden bazı sesler işitirler de bunu keramet sanırlar.
Şiirle uğraşanlar iyi bilir, ilk yayımlanan şiir ilk aşka benzer. Onun gibi naif, tutkulu ve geleceğe dair fazlasıyla umutludur. Üstelik ne yaşarsanız yaşayın, aradan ne kadar zaman geçerse geçsin hiçbir zaman unutulmazlar. Eski bir yara yerinin ara sıra sızlaması gibi, hep bir yerlerde bekler dururlar.
Dile getirilmeyen duygular asla kaybolmaz; onlar diri diri gömülürler , ta ki çok daha zararlı bir biçimde yeniden ortaya çıkıncaya dek bekler dururlar içimizde...
Sayfa 288Kitabı okudu
"...tanrı kötülüğü yaratmadı aslında. İnsanlar iyiliği unuttuğu için kötülük çıktı ortaya. Oturdukları yerden kötülüğün bitmesini bekler dururlar... Oysa dünyayı güzelleştirmek için büyük şeylere gerek yoktur. Tam tersi, küçük şeylerdir dünyayı güzelleştiren. Sabah yolda gördüğün birine günaydın demek, evinin önünü süpürmek, masum bir yavrucağın başını okşamak, insanlara gülümsemek... İşte bu küçük şeylerdir dünyayı güzel, yaşanacak bir yer yapan."
Sayfa 125Kitabı okudu
YAŞANANLAR VE BAKIŞ AÇISI
Realiteler, çoğu zaman insanoğlunun talep ve beklentilerine aykırı gelişir. İsteriz ve bekleriz ki işlerimiz her zaman yolunda gitsin, sağlıklı ve dinç kalabilelim, sevdiklerimizden hiç ayrılmayalım, huzur ve mutluluğumuz her daim devam etsin. Kısaca, dünyada cenneti yaşamayı arzularız. Ne var ki dünya zıtlıklar diyarıdır. İyi ile kötü, güzel ile
Ezkaza kitaplarını yayımlatanların ise vay haline, yıllarca ilk baskının bittiği müjdesini bekler dururlar. Diğerlerini okunurken gölgede kalmalarını 'Eh, zaten ben nitelikli okura hitap ettiğim için az biliniyor olmam doğal değil mi? gibi avutucu sözlerle açıklarlar.
Sayfa 140Kitabı okudu
