Mor deyip geçme belalı renk musibet
Arkadaş!
Ebedi bir nida ile sesleniyorum sana!
Dinle yarım kalan şarkımızı!
Anlatılan, aslında senin hikayendir.
Ve hikayenin baş kahramanı sensin!
Hep o şarkının bestekari,
Hep o aynı güzellikte olan çiçeğin kokusu....
Toprağa aşık, suya tutkun, ateşle kavrulan ve hava kadar kesif...
Eline aldığın kitap sensin, üstüne karaladığın yazılar
Beni Yakışına
.
.
Âhımdır zannederdim en belalı kıvılcım,
Kirpiğine dokunan kanlı âhım da yandı.
Bir damla su ver bana ey çöl! Bari sen küsme.
Kalmadı hiçbir şeyim bak,günahım da yandı.
...
İlk defa böylesine tutuştu gökkuşağı.
Renklerim siyah oldu ve siyahım da yandı.
O'ndan başka ne varsa yandı,
Yandık sen ve ben.
O'nu göreyim diye, kıblegâhım da yandı.
Nurullah Genç
belâlı bir uçurum mu dönüp geriye bakmak..
Sayfa 138 - Duraktaki IşıkKitabı okudu
İnci Taneleri ( Kanal D)
Yılmaz Erdoğan
_ İnsanlar dizili inci bir tespihte....İnciler ne kadar değerli iplik o kadar ince....
_ Senin aşkın değil sadece failin olmak da varmış....
_ Kimse kendine benzemiyor ki zaten ama sen sana benziyorsun....
Şiir gibi bir film...Masum bir Öğretmen- Şairin yüreklerimizi inciten hikayesi... İnce naif ve duygusal Öğretmenimiz Âzem'in toplumdaki etik çürümeye , dilindeki, güzel Türkçemizdeki argolaşmaya, ruhsuzlaşmaya ve yozlaşmaya karşı verdiği şiirsel mücadelesini görüyoruz filmde...Tabi bu mücadelesinde ne kadar başarılı olacak orası meçhul...Filmi izlerken dizeli şiirsel replikler yüreğime dokundu ..
Filmin konusu, karısını öldürmekle suçlanan Edebiyat Öğretmeni Âzem' in hapse girmesi ve sonrasında hapisten çıkıp yetiştirme yurduna verilen çocuklarını aramasıyla devam ediyor...Bu arada kaldığı otelde bir müzikholde çalışan Dilber ile ve onun belalı kocasıyla tanışıyor...Dilber, Ögretmenimize aşık oluyor ama ama'sı var....
Film inci inci şiirlerle bezeli...Anlatımı hoş, esprili, şiirsel ve etkileyici ...Şimdi film zamanı ....Gözlerinizi kaçırmayın belki diğer sahnede kendinizi izleyeceksiniz....
Şiirlerle kalın....
Hanife Çıta - OCAK
Beni Yakışına
O esrarlı yangına bu can nasıl dayandı?
Sahile vurdu kalbim,su yandı,kum da yandı.
Bir mum gibi eriyip aktı uykusuzluğum,
Ölüme başkaldıran dertli uykum da yandı.
Yurdundan mahrum edip dolaştırdın Cem gibi.
Ruhumla söndü alev,sonra ruhum da yandı.
Kül oldu bir yiğidin figanıyla her umut.
Bülbülün küllerine konan puhum da yandı.
Böylesi bir yangını görmedi Nemrut bile.
Kaktüsün gölgesinde nazlı âhım da yandı.
Âhımdır zannederdim en belalı kıvılcım,
Kirpiğine dokunan kanlı âhım da yandı.
Bir damla su ver bana ey çöl! Bari sen küsme.
Kalmadı hiçbir şeyim bak,günahım da yandı.
Yenilgiler bir tufan gibi çöktü üstüme.
Ülkem yıkıldı heyhat!
Ordugâhım da yandı.
Köleleri her akşam duman kıldı gözlerin,
Başıma tâc ettiğim padişahım da yandı.
İlk defa böylesine tutuştu gökkuşağı.
Renklerim siyah oldu ve siyahım da yandı.
O'ndan başka ne varsa yandı,
Yandık sen ve ben.
O'nu göreyim diye,kıblegâhım da yandı.
Nurullah Genç
Beni Yakışına
O esrarlı yangına bu can nasıl dayandı?
Sahile vurdu kalbim,su yandı,kum da yandı.
Bir mum gibi eriyip aktı uykusuzluğum,
Ölüme başkaldıran dertli uykum da yandı.
Yurdundan mahrum edip dolaştırdın Cem gibi.
Ruhumla söndü alev,sonra ruhum da yandı.
Kül oldu bir yiğidin figanıyla her umut.
Bülbülün küllerine konan puhum da yandı.
Böylesi bir yangını
Leylim-leylim
Ayvalar, nar olanda
Sen bana yâr olanda.
Belâlı başımıza
Dünyalar dar olanda.
°°Ahmed Arif
Sayfa 115 - Leylim-leylimKitabı okudu
Bir damla su ver bana ey çöl
Böylesi bir yangını görmedi Nemrut bile.
Kaktüsün gölgesinde nazlı âhım da yandı.
Âhımdır zannederdim en belalı kıvılcım,
Kirpiğine dokunan kanlı âhım da yandı.
Nurullah Genç
Yaşamak belalı bir hâl alırken
acıyla doluyor günlerin sarnıcı
Karanlık ve hantal gövdesiyle
çöküyor omzumuza günlerin kahrı
Yaşanan paylaşılmaktaysa eğer
doğa da kurtulur suskunluktan
ve katılır bizimle birlikte
hayatın savunulduğu kavgaya
Sayfa 31Kitabı okudu
