Biliyorsun. Hala birine aşık olabilirim. Sana hiç benzemeyen çocuklarım olur. Adının hiç anılmadığı bir hayat kurarım. Hayalimdeki yüzünü eskitir zaman.
Biliyorsun. Herkes bir yolunu bulup tamamlanır aslında... Babanın cüzdanından yürüttüğün paralar gibidir bazı şeyler, belli oluncaya kadar devam edilir.
Biliyorsun. Unutabilirim. Zaten ben kimleri unuttum. Onlardan biri olur, hayatımın en kullanılmayan yerine kaldırılır suretin. Tozlanırsın. Üzerin örtülür.
Biliyorsun. Seni sevdim. Bir gün kör olsaydın da severdim. Ellerin olmasaydı mesela. Ellerin olmasaydı sen bile kendini sevmezdin oysa.
Biliyorsun. Kimsenin tek bir seçeneği yok bu hayatta. Hala seni bana unutturacak insanlar tanıyabilirim. Başka bir ses kazınır kulaklarıma.
Biliyorsun. Herkesin kendini kurtaracak bir bahanesi var aslında. Oysa ölene kadar sevebilirdim seni eğer biraz yardım etseydin bana.
Herhangi bir inanç, ideoloji ya da kişilik, kendini kapsadıklarıyla değil
dışladıklarıyla belli eder. Bu konuya ilişkin bir örnek vermek gerekirse,
bugün İbrani dinlerin, cinselliğe veya ikili ilişkilere karşı takındığı tutum
bellidir. Normal ya da ölçülü bir ilişkiyi dışladıkları için bugün, en ölçüsüz
insanlar, bu dinlere mensup insanların
"Yine de biri çıkıp nasılsın dese alışkanlıkla iyiyim diyeceğim. Kederli olduğum da söylenemez zaten. Buna sebep de yok çünkü. Ne taze bir ölüye sahibim, ne felaket geçirenlerim var. Dedim ya oturuyorum öylece. İyi ki kalbimi tanıyanlar yok. Ağırlıksız duran bedenimi küçümseyeceklerdi. Sonra da birbirlerine dürterek, ya da ilerideki arkadaşlarına göz işareti vererek beni gösterecekler, "kalbini yok etmişin haline bakın, hınzır pek de pratik, belli etmiyor hiç" diyeceklerdi. Ama iyi ki yoklar."