Şu beş yıl durmadan sevdim. Ama onu mu, kinimi mi sevdim, bilmiyorum... Hayır, onu... ah, onu sevdim... Onu değil, yalnız kinimi sevdim ben; yalan bu! O zaman on yedisinde ya var ya yoktum, Mitya. O da tatlı dilli, neşeliydi, şarkı söylerdi bana... Belki de cahilliğimden gözüme öyle göründü. Oysa şimdi, aman Tanrım, o değil bu, bambaşka bir adam. Yüzünü görünce tanıyamadım.Timofey'le buraya gelirken yolda hep "Nasıl karşılaşacağız, ne diyeceğim ona, birbirimize nasıl bakacağız?” diye düşünüyordum. İçim gidiyordu, ama karşılaşınca üzerime bir kova bulaşık suyu dökülmüş gibi oldum, öğretmenler gibi konuşuyor, ukalaca laflar ediyor, büyüklük taslıyor, öyle bir çalımla karşıladı ki, afalladım kaldım. Söyleyecek söz bulamadım. İlkin o uzun Polonyalıdan çekiniyor sandım. Oturup yüzüne bakıyor, "Neden onunla konuşacak şey bulamıyorum?" diye düşünüyordum. Sana bir şey söyleyeyim mi Mitya, beni bırakarak evlendiği kadın bozmuş onu... O getirmiş bu hale... Ah nasıl utanıyorum bilsen, Mitya, bütün hayatımdan utanıyo- rum! Lanet olsun o beş yıla, lanet olsun!!