Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Benim bir kalbim olsaydı, bilirdim. Benim kalbim 'bir' olsaydı, yanardım. Kalbim bir benim olsaydı, bulurdum. Ben bir kalbim olsaydım, olurdum. Bilemedim, bulamadım, olamadım, yanarım!🌿
Serdar Tuncer
Serdar Tuncer
Yalnız size son olarak şunu söyleyeyim ki, ben babamın kanına bulamadım ellerimi. Cezama onu öldürdüğüm için değil, öldürmek istediğim ve belki de öldürebileceğim için razıyım..
Sayfa 676 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
Şu beş yıl durmadan sevdim. Ama onu mu, kinimi mi sevdim, bilmiyorum... Hayır, onu... ah, onu sevdim... Onu değil, yalnız kinimi sevdim ben; yalan bu! O zaman on yedisinde ya var ya yoktum, Mitya. O da tatlı dilli, neşeliydi, şarkı söylerdi bana... Belki de cahilliğimden gözüme öyle göründü. Oysa şimdi, aman Tanrım, o değil bu, bambaşka bir adam. Yüzünü görünce tanıyamadım.Timofey'le buraya gelirken yolda hep "Nasıl karşılaşacağız, ne diyeceğim ona, birbirimize nasıl bakacağız?” diye düşünüyordum. İçim gidiyordu, ama karşılaşınca üzerime bir kova bulaşık suyu dökülmüş gibi oldum, öğretmenler gibi konuşuyor, ukalaca laflar ediyor, büyüklük taslıyor, öyle bir çalımla karşıladı ki, afalladım kaldım. Söyleyecek söz bulamadım. İlkin o uzun Polonyalıdan çekiniyor sandım. Oturup yüzüne bakıyor, "Neden onunla konuşacak şey bulamıyorum?" diye düşünüyordum. Sana bir şey söyleyeyim mi Mitya, beni bırakarak evlendiği kadın bozmuş onu... O getirmiş bu hale... Ah nasıl utanıyorum bilsen, Mitya, bütün hayatımdan utanıyo- rum! Lanet olsun o beş yıla, lanet olsun!!
Sayfa 585 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyor
Ben de ekselanslarina bağlılığımın bir göstergesi olarak sunmak istediğim bir şeyim olsun diye arandığımda, güncel yaşanmışlıkların yoğun deneyimiyle yoğurduğum, eskilerin derslerinden öğrendiğim büyük insanların eylemlerine ilişkin bilgiler kadar beğendiğim bir şey bulamadım.
"Ya ben yaşadığım hayatı anlayamadım ya da bu hayatın hiçbir değeri yoktu. Daha iyisini de bulamadım, görmedim, kimse de göstermedi. Sen bir gelip, bir kayboluyordun, tıpkı parlak, hızlı bir kuyrukluyıldız gibi; bense her şeyi unutuyor, ağır ağır sönüyordum ..."
Hiçbir türlü bulamadım ben beni.
Reklam
Yok öyle biri, ya da ben bulamadım
Bir kadın, saçının her teline gece dolmuş gibi Şarapta üzümün dehşetini, yağmurda göğün ağırlığını duyacak Teninde buğular olacak kış günlerinde Yazları, eteğindeki çiçekleri kırlara saçacak
104 syf.
6/10 puan verdi
·
11 günde okudu
Kitap, George ORWELL ın 2. Dünya savaşı zamanındaki siyasi fikirlerini ele alıyor. Ben yazarlık, okurluk üzerine bir kitap olduğunu zannederek almıştım. O zamanın yok İngiliz işçi sınıfı, yok sosyalizmi, nazizmi vs derken aradığımı bulamadım.
Neden Yazıyorum
Neden YazıyorumGeorge Orwell · İthaki Yayınları · 20211,140 okunma
Ben benden gittim uzaklara Ben, beni bulamadım
Komünist bir şairin döve döve yetiştirdiği bir tıbbiyelinin kırık dökük mısraları kimseye bir şey anlatmıyor, anlatsa da “ahlaksız” bulunuyordu. O güzel yayınevinin kapısından girip Memet Fuat’ın odasını sorduğumda dizlerim titriyordu; Memet Fuat ayağa kalktı, ceketinin önünü ilikleyip elini uzattı. Adam gibi sanat yapmanın, hele bunu Adam Sanat’ta yapmanın onurunu öğrendim. Bir ben mi? Sunay Akın, Akgün Akova, Ali Asker Barut… Ona gönderdiğim şiirleri, tıpkı diğer şair dostlarıma da yaptığı gibi, dosyalardı ve şiirlerinin kenarlarına notlar düşerdi. O, kapı açar, fener verir, yolu gösterir ve arkamızdan el sallardı hep. Onun için dev bir çınar demeyeceğim, bunu başkaları söyleyebilir; onun suratındaki o tebessümü hiç kimsede görmedim. Bulamadım. Hiç değilse onu bir köy mezarlığına uğurlasaydık. Hiç değilse onu karşılayan melekler de ayağa kalkıp önünü iliklese… Hiç değilse yetiştirdiği şairler biraraya gelip onun için Nâzım’dan şiirler okusak, ilk yayımladığı şiirlerimizi dillesek.. hiç değilse bir kez daha “Adam” olsak, “Sanat” olsak: Kendimizi popüler kimliklerimizden sıyırarak. (rimbaud’ya akıl notları - küçük İSKENDER - sayfa 61,62,63,64,65)
Sayfa 61 - SEL YayıncılıkKitabı okudu
Reklam
Faik Baysal
Muharrem Dayanç
Muharrem Dayanç
: "Türk edebiyatında en çok ilgimi çeken bahislerden biri “yazarlar ve anneleri”dir. Konu bu kadar genel değil elbette bahsi biraz daha daraltarak söylemek gerekirse “küçük (hatta çocuk) yaşta annesini kaybeden yazarlar”dır. Başlangıçta Tevfik Fikret (12), Ahmet Hâşim (7), Yahya Kemal (13), Ahmet Hamdi Tanpınar (14), Ziya Osman Saba
Herkes sever Ama ben başka severim 'Başka sevdik diye başka sevemedik' demiş üstat Ne de güzel söylemiş Ben başka sevdim diye başkasını sevemedim galiba Koyamadım kimseyi yerine, Bulamadım gözlerin gibisini, Bulamadım gülüşünü, saçlarını, Sıcaklığını ellerinin Ve kokusunu teninin... Bulamadım Peki ya sen, sen nasıl sevdin beni Ya da sevdin mi hiç Sevmedin ki değil mi, hem de hiç Ben adımın yanına bile yazamazken adını Ama atamazken yüreğimden aşkını Ben bakamazken yüzüne Ve doyamazken bakmaya yüzüne Ve ben fırtınayla yağarken her gece yeryüzüne, Sen örselenmiş yüreğimi muhtaç bıraktın gülümsemene Murat Şahan
Herkesin uğraştığı bir şeyler vardı. Bir tek ben konuşmuyor, sessizce izliyordum. Şirinlere benzetiyordum onları. Şakacı, Zeki, Güzel ve İyi Huylu. Kendime yer bulamadım onların arasında. Mürettebattaydım evet. Ama bir türlü onlar gibi olamıyordum. İçimde illa ki bir karanlık oda, ışığı açılmadan duruyordu. Onlarla çok eğleniyordum. Yanlarında olmak, ailemin yanında olmaktan daha çok huzur veriyordu. Garip olan, bedenim mürettebata aitken, ruhumun tamamen ait olmamasıydı. Bütün nöronlarım, aralarındaki bu kardeşlikten öte dostluklarının güzelliğiyle titreşirken bile dışarıda olduğumu düşünüyordum.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.