Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Çevrede görülen her şey insanı yaralayabiliyor, insanı küçültebiliyor. Bir şeyi görmekle, yalnızca görmekle, bir parçanı kaybediyorsun sanki. Çoğu kez, bakmanın tehlikeli olabileceğini seziyor, gözlerini kaçırmak, hatta sımsıkı yummak eğilimini gösteriyorsun. O yüzden de şaşkınlığa kapılmak, baktığın şeyi gerçekten görüp görmediğini
“Okulun ilk günü silgi istemiştim ondan. Silgisini ısırıp ikiye bölmüş, yarısını bana vermişti. Ben de ona âşık olmaya karar vermiştim. Sıramı değiştirip onun arkasındaki sıraya geçmiştim. Din dersi dışındaki derslerde çaktırmadan saçıyla oynuyordum. O da bir şey demiyordu.”
Reklam
-Kız gene mi çantamı karıştırdın? -Kitabınızın resimlerine baktımdı küçük bey! -Ne diye bakıyorsun? -Hoşuma gidiyor. Ona şu aşağıya yazacağım cümleyi bir gün, yukarıki hoşuma gidiyor cevabını aldıktan sonra söylemek istemiştim. Unutmadım, aşağı yukarı şöyleydi: "Kız sen de benim hoşuma gidiyorsun. Hem de her gün yiyip sana vermediğim, çok sevdiğim şamfıstıklarından daha çok. Ama ben, hoşuma gidiyor diye, seni kabuklarından sıyırıp şamfıstığı gibi yeşil ve tatlı içini yiyor muyum?"
Oysa çocuktum ve ben de herkes gibi olmak istemiştim.Olup bitenler olmamış gibi yapmak, olanları bilmezden gelmek istemiştim.Ama becerememiştim.Unutmak elimizde değildi.Karar verip unutamıyordu insan.Affedemediği gibi.Affetmek de elimizde değildi.
Sayfa 459Kitabı okudu
Haydut Karokep Jarvinen konuşmasında Haydut Karokep’in hayatını hatırlattı: -Efendiler! Bundan yirmi beş yıl önce bütün Finlandiya’yı heyecan ve dehşet içinde bırakan Johan Karokep ismini hatırlıyor musunuz? Karokep, bir hırsız ve hayduttu. Büyük şehirlerdeki bankaları, işyerlerini ve kiliseleri soyardı. Hırsızlık yaparken âdeta polise
“Okulun ilk günü silgi istemiştim Esra‘dan. Silgisini ısırıp ikiye bölmüş, yarısını bana vermişti. Ben de ona aşık olmaya karar vermiştim.”
Reklam
Toparlanırken bir şey biraz moralimi bozdu. Annemin daha birkaç gün önce bana yolladığı buz patenlerini bavula yerleştirmeliydim. İşte buna moralim bozuldu. Annemin Spaulding mağazasına gidip satıcıya milyonlarca bayıltıcı soru yöneltmesini gözümün önüne getirdim; ve ben de, kalkmış yine bir okuldan daha kovulmuştum. Buna çok üzüldüm. Bana yanlış cins patenlerden almıştı -ben yarış pateni istemiştim, o hokey pateni almıştı- ama yine de üzüldüm. Bana birisi bir armağan verdiğinde, sonunda üzülen hep ben olurum.
Görüyorum ki fikir ve hayal aleminden henüz yere inmiş değilim. Oysa, ben İstanbul’dan çıkarken bütün ıstıraplarımın kaynağının kafamda olduğuna karar vermiştim.Ve onu orada bırakmak istemiştim. Burada, hiç bir şeyi düşünmeyecek, metafiziğe tamamıyla veda edecek ve bir köylü nasıl yaşıyorsa öyle yaşayacaktım. Tamamıyla onlara karışacaktım. Lakin işte görüyordum ki, bir çanak suda bir damla zeytinyağı gibiyim. Ne karışabiliyorum, ne de dibe çökebiliyorum.
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.