Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bütün umudumu yitirdiğim gecenin sabahında, kalktım, elimi yüzümü yıkadım, neye niyet aldığım takım elbisemi neye kısmet diyerek giydim ve milli piyango bayisi açmak için kapıdan çıktım. Kendimi öldürmekle hayata tutunmak arasında gidip geldiğim o gece, benim gibi başka zavallılara ve umudunu yitirmemişlere ihtiyacım olduğunu fark ettiğimde, etrafımda benden başka zavallı insan evladı olmadığını da idrak ettim. Benim dışımda herkes mutluydu. Annem bile “Her şeyde vardır bir hayır üzülme yavrum” deyip babama çay koymaya gitmişti. Oysa ben, “İki senedir evlilik hayalleri kurduğum kız bu akşam başka biriyle evleniyor anne”, derken birbirimize sarılır ağlarız diye hayal etmiştim. Zaten ne hayal ettiğim gibi olmuştu ki?
Rabbim hikmetinden sual olunmaz ama ben bu dünyaya niye geldim sen bana bir onu de beni bu dünyaya gönderirken muradın neydi beni annemle babamın ilk evladı yapmaktaki maksadın neydi senin niye hep Emin Emin Emin Emin diye koşturdu annem benim peşimde niye salmadı beni ethemle ekrem'i saldığı gibi.
Reklam
"Orada tanıdık gelen bir şeyler var." "Uyu." "Chuck... galiba... ben daha önce buraya geldim."
Sayfa 42 - Thomas-ChuckKitabı okudu
Yağmur duası " Ben geldim geleli açmadı gökler Ya ben bulutları anlamıyorum Ya bulutlar benden bir şey bekler Hayat bir ölümdür, aşk bir uçurum Ben geldim geleli açmadı gökler. "
* Muaviye b. Cahime (r.a) şöyle rivayet eder: Peygamber (s.a.v)'in yanına geldim ve "Ya Resulallah! Seninle beraber sadece Allah rızası ve ahiret yurdunu kazanmak amacıyla cihada katılmak istiyorum, seninle istişare etmeye geldim" dedim. Peygamber (s.a.v) bana, 'Annen var mı (yani hayatta mı)?' dedi. Ben de 'Evet' dedim. Bunun üzerine bana, 'Onun yanından ayrılma! Çünkü cennet onun ayakları altındadır' dedi. "
“Müstağni kalabiliyor musunuz? Bu ciddi bir hesaplaşma. Batı sizin sinir uçlarınıza dokunuyor. O uçlar hassas. Ben de iyi bir arabaya bineyim diyorsunuz, ben de şu elbiseyi alayım, ben de şu markayı giyeyim. Varlığınızı araba, marka, elbise üzerinden inşa ederseniz bitmiştir. Egonuzun, nefs-i emmarenizin ötesinde şeyler var; kalbiniz, zihniniz, değerleriniz. “
Reklam
Ben bir kez geldim dünyaya ve yaşamak istiyorum”
Şeriat-ı Garrâ
... Hane sahibi demiş: - Biz emr-i İlahî namına ve adalet-i şer'iye hesabına hırsızın elini kesiyoruz. Misafir dedi: - Öyle ise, çoğunuzun bir eli olmamak lâzım gelir. Hane sahibi dedi: - Ben elli yaşıma geldim. Bütün ömrümde bir tek el kesildiğini gördüm. Misafir taaccûb etti. Dedi ki: - Memleketimizde her gün elli adamı hırsızlık ettikleri için hapse sokuyoruz. Sizin buradaki adaletinizin yüzde biri kadar te'siri olmuyor. Hane sahibi dedi: - Siz büyük bir hakikatten ve acîb ve kuvvetli bir sırdan gaflet etmişsiniz, terk etmişsiniz. Onun için adaletin hakikatini kaybetmişsiniz. Maslahat-ı beşeriye yerine, adalet perdesi altında garazlar, zalimane ve tarafgirane cereyanlar müdahale eder, hükümlerin te'sirini kırar. O hakikatin sırrı budur: Bizde bir hırsız elini başkasının malına uzattığı dakikada, hadd-i şer'înin icrasını tahattur eder. Arş-ı İlahî'den nazil olan emir hatırına gelir, imânın hassasiyle, kalbin kulağıyla Kelâm-ı Ezeli'den gelen ve hırsız elinin idamına hükmeden âyetini hissedip işitir gibi imânı ve i'tikadı heyecana ve hissiyat-ı ulviyesi harekete gelir.
Sayfa 350
“…Sokağa çıkan ölüm bir taksi durdurdu ve şoföre otelin adresini verdi. Doğrusu içi hiç rahat değildi. Öncelikle gişedeki nazik kadını korkutmuş, onunla eğlenmişti ve bu yaptığı affedilecek şey değildi, insanlar ölümden zaten yeterince korkuyorlardı, üstüne üstlük, ortaya çıkıp, Merhaba ben geldim, demenin alemi yokt;…”
Sayfa 212 - Kırmızı Kedi YayıneviKitabı okudu
1.000 öğeden 981 ile 990 arasındakiler gösteriliyor.