Bir tavsiye üzerine okumaya karar verdiğim “Düzen Adamı”,kurgusu, dili, sürükleyici anlatımıyla akıp gitti ve ‘iyi ki okumuşum,” dedirten romanlardan biri oldu. Tam da “normal”lığımı sorguladığım, Toplumun bir kadına biçtiği rolü, empoze ettiği şeyleri istemiyor, farklı hayaller kuruyorum, dediğim bir anda çıktı karşıma ve beni “ Normal nedir ki? Neden sıradan olanı istemeli ve herkesin hayalını benimsemeliyim?” Sorusunu düşünmeye itti. Hikaye boyunca baş karekter Marcello’nun normal olma arzusunun, diğerlerine benzeme, sıradana dönüşme takıntısının bir insanın tüm hayatını nasıl şekillendirebileceğine üzülerek şahit oldum. “Kabul gören genel bir kurala uyma iradesiydi, farklı olmak suçlu olmak anlamına geldiğine göre başkalarına benzeme isteğiydi.” Diye tarif ediyor Moravia, Marcello’nun bu acı tutkusunu...Ben okurken çok keyf aldım. Tavsiye ederim.