Sevgiyi senin suretinde yaratmıştım. Bu kalbin, birini sevmeğe ihtiyacı vardı. Ve sen bunu anlamadın. Ve bana eziyet ettin. Ve eziyet ettiğini bilmedin. Göz yaşımı silmedin. Ve ben, senin bilgisizliğinin artmasına izin verdim. Fakat hiç bir seyi unutmadım. Ve hepsini aklıma yazdım. Ve sana izin verdim ki, bilmeden yaptığın eziyet artsın. Ve sonunda artık dayanamıyorum diyebilmek için ben de bilmeden bu oyunu oynadım sana. Ve bulaşıkları yıkadım. Ve bütün sözlerimi yanrıda kesmene izin verdim. Ben ki, bu konuda kimseye yetki vermemişimdir. Oysa, elimin tersiyle seni yıkabilirdim. Bıraktım ki, sen kendi sonunu hazırla. Ve bana bütün yaptıklarını bir bir aklımda tuttum. Derler ki tarla kuşu bütün gece öttüğü zaman tarla faresi bütün ihtiyatı elden bırakır ve yuvasından çıkarmış. Ve beni deliğimden sen çıkarmıştın. Ve sonra bütün hayallerimi yıktın. Yönetimi eline aldın. Ve sonra birlikte sokakta yürürken, istediğin yerden karşı kaldırıma geçmeğe cesaret ettin.
«Bir zamanlar seni sevmiştim. Ve sevgiyi senin suretinde yaratmıştım.» Boşta kalan elini göğsüne götürdü: «Bu kalbin, birini sevmeğe ihtiyacı vardı. Ve sen bunu anlamadın. Ve bana eziyet ettin. Ve eziyet ettiğini bilmedin. Göz yaşımı silmedin.» Albay, «Soytarılık etme Hikmet,» dedi. «Ve ben, senin bilgisizliğinin artmasına izin verdim. Fakat hiç bir şeyi unutmadım. Ve hepsini aklıma yazdım. Ve sana izin verdim ki, bilmeden yaptığın eziyet artsın. Ve sonunda artık dayanamıyorum diyebilmek için ben de bilmeden bu oyunu oynadım sana. Ve bulaşıkları yıkadım. Ve bütün sözlerimi yarıda kesmene izin verdim. Ben ki, bu konuda kimseye yetki vermemişimdir. Oysa, elimin tersiyle seni yıkabilirdim. Bıraktım ki, sen kendi sonunu hazırla.
“Özel” biri olmak istiyorum. Bir şey olmak istiyorum, herhangi bir şey. Hiçbir şey, hiç kimse değilmişim gibi hissediyorum kendimi. Eğer yaşamınızda bir iz bırakmışsam, belki de biri, unutmayacağınız biri olabilirdim. O zaman varolurdum.”
_
.. senin hakkında bir öykü yazdıysam da, bunu senin varolabilmeni sağlamak için yapmadığımı anla lütfen. Sen, ben seni düşünmeden ya da senin hakkında yazmadan da varsın, tıpkı sen benim hakkımda düşünmediğin zamanlar da benim varolmayı sürdürdüğüm gibi.
____
Onun celladı olmaya, onu sana kurban etmeye hazırdım. Ama onu unutmadım: hayalini belleğime nakşederek öcünü aldı.
«Bu kalbin, birini sevmeğe ihtiyacı vardı. Ve sen bunu anlamadın. Ve bana eziyet ettin. Ve eziyet ettiğini bilmedin. Göz yaşımı silmedin.» Albay, «Soytarılık etme Hikmet,» dedi. «Ve ben, senin bilgisizliğinin artmasına izin verdim. Fakat hiç bir şeyi unutmadım. Ve hepsini aklıma yazdım. Ve sana izin verdim ki, bilmeden yaptığın eziyet artsın. Ve sonunda artık dayanamıyorum diyebilmek için ben de bilmeden bu oyunu oynadım sana. Ve bulaşıkları yıkadım. Ve bütün sözlerimi yarıda kesmene izin verdim. Ben ki, bu konuda kimseye yetki vermemişimdir. Oysa, elimin tersiyle seni yıkabilirdim. Bıraktım ki, sen kendi sonunu hazırla. Ve bana bütün yaptıklarını bir bir aklımda tuttum.
"Ölüm nedir, biliyordum. Ölüm yalnızlık demektir. Yalnız kalmak demektir. Sessiz kalmak. Ben zaten yalnızdım, biliyordum. Ama şimdi yalnızlığım dahi yalnız kaldı. Ve ben bir anlık bile olsa seni hiç unutmadım. Ve bildiğim ne varsa sana anlattım. Hiç okumayacağını bilerek..."
Kendini bıraktığın günü hatırlıyor musun, Yonina? Seni tutamadığım günü. Kollarıma değil de kendini boşluğa bıraktığın günü. Ben hiç unutmadım, sevgilim.
" Ben senin insanlığını, hayata bakışını yargılamıyorum. Seni sadece bana yaptıklarınla da değerlendirmiyorun. Ama senin yüzünden yaşadıklarım bana acı veriyor. "
Bir zamanlar seni sevmiştim. Ve sevgiyi senin suretinde yaratmıştım. "Boşta kalan elini göğsüne götürdü:“Bu kalbin, birini sevmeğe ihtiyacı vardı. Ve sen bunu anlamadın. Ve bana eziyet ettin. Ve eziyet ettiğini bilmedin. Göz yaşımı silmedin." Albay, "Soytarılık etme Hikmet," dedi. "Ve ben, senin bilgisizliginin artmasına
Gülmenin sonu ağlamaktır… Vuslatın sonu hicran… Yazın sonu hazan… İkbalin sonu zeval… Hayatın sonu ölüm!
Korkma, sen Türksün! Türkler hiçbir zaman, hiçbir yerde, hiçbir şeyden korkmazlar.
“Hayat, hiç perdesi kapanmayan bir sahne...”
"Ben korkmuyorum, fakat vücudum korkuyor.!"
“Geçme namerd köprüsünden, kopartsın su seni!