Öncelikle kitaptan önce kitabın filme uyarlanmasını izlemiştim.bir o kadar etkili. Hem başrolde oyayan haluk kurtoğlu öyle mi gerçekçi olur öyle mi rolun hakkını verir.
Kitap uyarlamalarının başarılı olan eserlerindendir
Akıl mantık kaidelerin alt üst olduğu bir şaheser çok abartılması gereken bir kitap evet abartılmalı....
Hani cennet vari bir dünya da yaşadığımız ülkeleri konu edinen eserler ona distopya deniyor galiba işte eserde böyle... Çünkü artık makine olmuşuz ümitsizlik etmiyoruz desem yüreğe ağır.
"Ne kelimeler, ne duygular . var; öğretemiyoruz da, sıra merhamete geldi mi, herkes ezbere biliyor. Ağızların iğrenç sakızı!"
Merhamet vicdan merhamet kalp merhamet soyut merhamet Allaha götüren duygu yoğunluğu...
Eser de merhamet e sanki eş anlam lı olarak acımak olarak görülüyor ama değil tabii olarak eksik bir kavram
Acımada bir bencillik kibir hissediyorum.
Lakin merhamet öyle mi ne ulvi ne uhrevi yumuşak ve ilahi bir ruhtur o.
"Ceketim benimdir, cep ceketime aittir, eroin de o cebin malıdır." ben suçluyum"
Akıl bilim ve modern dünyaya başkaları bir kavram merhamet.
Nefs hep ben hep egoya karşı bir cümle bunlar; af, acımak, vicdan, merhamet...
Nasıl dile getirmiş bilmiyorum nasıl bir mantık ve akıl kanaması bir eser bu.
Merhamet kavramına bir felsefe kisvesi giydirmiş ki başlı başına bir ders olsa okullarda yeridir. Ama gerçekten öyle okuduğunuzda hıçkırıklar boğazınızda yumruk oluyor :(
Okuduğunuz gibi işte, cahilim kelime dağarcığım dar size bu eseri tam hakkı ile anlatamıyorum :(
Ben eserin sembolik ve aligorik olduğunu da düşünüyorum idam edilen genç, necip fazılın kendisidir
Reis BeyNecip Fazıl Kısakürek · Büyük Doğu Yayınları · 20088,3bin okunma
"Burada sadece ölüm ayakta kalabiliyor."
Nazilerin yahudi soykırımı daha önce birçok kitap ve filme konu olmuştur; bu kadar insanı derinden yaralayan, insani duyguları ayağa kaldıran bir konu benim de hep çok ilgimi çekmişti. Hepimizin zaten aşağı yukarı İkinci Dünya Savaşı ve Yahudi Soykırımı hakkında bir bilgi birikimi vardır ama
Giulio Cavalli, Milano'da doğmuş.Roman ve oyun yazarlığı dışında çeşitli dergiler ve gazeteler için çalışmış.Politik oyınları ve İtalyan mafyası üzerine kitaplarıyla tanınıyor.Dalga 2018 yılında yayımlanmış, devam kitabı olan Yepyeni Ahit ise 2021 yılında yayımlanmış.Can Yayınları Yepyeni Ahit'i de umarım yayımlar.
Güney İtalya'nın bir kasabası olan DF sakinleri aşağı yukarı birbirine benzer fiziksel özellikler taşıyan birkaç cesedin kıyıya vurmasının şokunu atlatamadan, sokakları kaplayan, pencerelerden, borulardan, tuvaletlerden fışkıran binlerce cesedin istilasına maruz kalır.Yalnız bırakılan DF'liler sahile bariyerler inşaa eder.Cesetletle başlangıçta ne yapacağını bilemeyen kasaba sakinleri, cesetleri gerek enerji santralinde, gerek fabrikalarda hammadde olarak kullanmaya başlar.Cesetler, beslenmede bile kullanılır.Ekonomisini cesetlere dayandırır. Bu durum, kasabanın sınırlarını kapatmasına, kendilerini bağımsız bir devlet olarak ilan etmelerine kadar varır.Kurulan bu yeni düzene muhalif olanlar, kasabayı terk etmek isteyenler öldürülür.
Dalga, kötülüğün ve şiddetin üzerine kurulu, " ötekiler" ve kasabalılar arasındaki ayrımın
keskinleşmesinden doğan yıkıcı bencillik nedeniyle kalbinizi sızlatan muhteşem bir distopya.
Çok beğendim Dalga'yı.
DalgaGiulio Cavalli · Can Yayınları · 2021224 okunma
"İyiliğin, doğruluğun, sevginin zamanla dünyayı cennete çevireceğini söyleyen çok kişi var, ama buna inanan onca çok değil sanıyorum. Neden derseniz, bu erdemlerin insanoğluna nasıl aşılanacağı bilinmemektedir; eğer söz, kötüleri etkileseydi, kötülük çoktan kalkardı ortadan. İşte bu düşünceler karamsarlığın nedeni ve pek de yanlış sayılmaz.
Zweig' ın, kendi biyografisi olan bu kitabı o kadar çok sevdim ki; gerçi hangi kitabını sevmedin diye sorsalar verecek cevabım öyle bir kitabı yok olur.
Bütün bir yaşamını ilmek ilmek işlemiş kitaba, dostlukları, edebiyat aşkı, sanata olan düşkünlüğü, hep insanlarla iç içe geçen bir yaşamını anlattığı dopdolu bir kitap.
Kitabın başlangıcında öyle bir önsözü var ki; yazarın bir kez daha şapka çıkarılacak cinsten.
Zweig denilince onu tanımlamak için, insan psikoloji analistçisi demenin yeterli olduğunu düşünüyorum. İki tane savaş görüp yaşayan Zweig' ın, hayatına iki tane eş sığdıran, savaşın üzerindeki psikolojik buhranı atlatamayıp eşiyle birlikte intihar ederek yaşamlarına son vermeleri beni en çok etkileyen yanıdır. Bir yandan ona hak verirken, bir yandan keşke yapmasaydın da, bizler daha çok kitaplarını okuyabilseydik diye bencillik etmektende alıkoyamıyorum kendimi.
Sayfanın son cümlesi sanırım yaşadığı psikolojik durumunun özeti gibiydi, aşağıya bu cümleyi yazarken, yazarı tanımak adına, iki savaşın çevrelediği insan psikolojisi, ekonomi, sanat, kültür ve cinsellik yansımasının etkilerini mutlaka okuyun derim.
Kitaptaki son cümle:
"Aydınlık ile karanlığı, savaş ile barışı, yükseliş ile çöküşü yaşamış olan bir kişi, hayatı gerçek anlamda yaşamış demektir".
Dünün DünyasıStefan Zweig · Can Yayınları · 20192,149 okunma