Bunalıyoruz çocuk bunalıyoruz
Biçim veremediğimiz şeylerin
Biçimini alıyoruz
Bütün Şiirleri 1 (7)
İncelememe bu alıntı ile başlamak istedim çünkü kitabı anlatan bir alıntı bana göre.
Fransa Sarayı'nda aristokrat olan Madame de Prie, kralın gözünden düşer ve sürgün edilir. Sürgünün ilk zamanları geri döneceğini uman Madame, uzun süreli sürgün
#Schopenhauer
*Yazar
#Aldığımız her nefes bizi sürekli etkisi altında olduğumuz ölüme doğru çeker... Nihal olarak zafer ölümün olacaktır, çünkü doğumla birlikte ölüm zaten bizim kaderimiz olmuştur ve avını yutmadan önce onunla yalnızca kısa bir süre için oynar. Bununla birlikte, hayatımıza olabildiğince uzun bir süre için büyük bir ilgi ve
EÜZU BİLLAHİ MİNEŞ-ŞEYTANİRRACİM BİSMİLLAHİRAHMANİRRAHİM diyerek, ne olur ne olmaz Şeytan'ın etkisini en asgari düzeye indirmek için Besmele çektikten sonra...
En yüzeysel haliyle, ABD'li psikolog Philip Zimbardo'nun bir grup öğrenciyle yaptığı Stanford hapishane deneyini ve bu deneyle ilgili ortaya çıkan insana dair bulgulardan,
Bu yazarın eserlerinin neden bu kadar ses getirdiğini ve okunduğunu anlayamadım. Bir sürü şiir vardı kitapta ama sadece 2-3 tanesi iyi denilebilirdi, iyiydi demiyorum. Kitabın sonunda da şiir denemesi ibaresi var. Başarısıza yakın bir şiir denemesi olmuş, şiir denmeyeceğinin de farkında olmaları güzel. Yarım saatte bitirilecek bir çalışma olmuş ve
Hazin...
Kitaba başlayan ile kitabı bitiren aynı kişi değildir artık. (alıntı)
Sürekli bir yerlerde okuyup, gördüğüm bu söz; bana Tatar Çölü kitabını bitirince bir daha anımsattı kendini. Muhakkak öyle ve tıpkı baş kahramanımız Giovanni Drogo'nun hayat hikayesine ortak olmak gibi. Çok sevdiğim hocalarımızdan birinin tavsiyesiyle
Anneanneye adanan bir şiir kitabı.Şiirlerin temellerini oluşturan ayrıntılardan biri “geçmiş”.Fakat geçmişe takılı kalmış değil.Şimdiki zamanı anlatan anın temelini oluşturan geçmişe selam verir nitelikteler.Hâlâ cüzdanında vesikalık taşıyan,anneanne bahçesini hatırlayan dizeler...Lakin belirttiğim gibi dili miş’li, di’li zamanlara takılıp kalmamış,şimdiki zamanın şiirleri.Ölümden,hayattan,aşktan, özlemekten,ölümün taraflarından bahseden şiirler var.
Beni şiirler kadar önsöz de etkiledi ve alıntı niyetine paylaşıyorum.Çünkü önsöz içinde anlam,anlam içinde de derin manalar taşıyor.”Bir şey söylemek bir şey yapmaktır.Eğer böyle olmasaydı ölülerin sözlerine kulak asmazdık.Kopuşun şimdiki zamanında ipleri överdik.Hiçbir yalan övgüye inanmaz.Fani olmayı öğrenmenin bir karış ilerisinde şiir var. Kendini öldürmenin hâlâ makul bir gerekçesi yok.Gez göz arpacık.Söylem ölür eylem ölmez.”
Şiirlerin dili açık,anlattıklarıysa hayli ağır.Son zamanlarda yeni şairlerimizden çok şiir okudum ve çoğu kapalı anlatıma sahipti.Şahsi beğenimde anlam kapalılığının kendime göre bir miktarı var.O miktar,o ayar beğeni durumumu belirliyor.Bu kitaptaki şiirlerin anlam kapalılığı benim için kıvamındaydı.Gayet açık anlatımı olan şiirlerdeyse dilin kullanılışı beni mest etti.
Şu iki mısra canımı pek bir acıttı: “Allah en büyüktür sıralamayı bozdu/Önce babalar gelirdi sonra akşam çünkü”
Ne kadar anlaşılmazsam o kadar şairim anlayışından uzak,son dönemde okuduğum en iyi şiir kitaplarından biri oldu.
"Yıllar boyunca bütün filmler, şarkılar ve diziler, bizi yağ tenekesinde ateş yakan, kesik parmaklı yün eldiven giyen, koca sakallı sokak bilgelerinin varlığına inandırdı. Bak oğul, bak evlat diye başlayan safsataları, içi boş lakırdıları, bar filozoflarını, feleğin çemberinden geçmiş babacan dayıları izleyip durduk. Şaka maka fena
“İhsan Oktay Anar kitapları, kolayca incelenecek ve uzunluğu ile derinliği ne olursa olsun “tamamlanmış” incelemeler yapılabilecek kitaplardan değil. İyi ki de değil. Öncekilere nispeten Galîz Kahraman, dili itibariyle daha yüzeyden, olaylar itibariyle daha yakın dönemden gitmesine rağmen İhsan Oktay Anar kitapları ile ilgili bu geleneği bozmuyor.
Haluk Yavuzer’den okuduğum ilk kitap oldu. Uzun süredir okumak istediğim bu kitabı, hep gittiğim sahafın raflarından birinde görünce almadan edemedim. İlk kez dayı olmanın verdiği farklı duygularla ablamın evinden ayrılırken, yurduma doğru giderken okumaya başladım. Bebeğin de doğumunun üzerinden 11 gün geçmiş o gün. Onların hastane süreçleri, git