“Onların dediklerini tekrarlarsam benim çalışmamın bir değeri kalmaz; eğer onlara karşı çıkarsam, ki içimde sürekli böyle bir eğilim var, ardımdan gelecek başkaları da bana karşı çıkacak demektir. Alimlerin yazılarından yarına ne kalacak? Sadece kendilerinden öncekiler hakkında söyledikleri kötü şeyler. Ötekilerin kuramlarında çürüttükleri ne varsa hatırlanacak, ama kendi tasarladıkları da kaçınılmaz bir şekilde onların ardından gelecekler tarafından yok edilecek, gülünç duruma düşürülecek. İlmin kanunu budur; şiirde ise böyle bir kanun yoktur, kendinden önce gelmiş hiçbir şeyi yadsımaz ve ardından gelenler tarafından da yadsınmaz, huzur içinde aşar geçer yüzyılları. Bunun için rubai yazıyorum.”
Olayların anlamı yoktur onları biz anlam veririz olgun insan olaylara kendisinin anlam verdiğini bilir ve verdiği anlamdan sorumluluk alır. . Yetişme ortamı çocukların içinde büyüdüğü ailede sevgi mi yoksa korku mu daha baskın. . Uyumluluğu yüksek tanımlama sistemi ile ne olur bir Her şeyden önce kendisi ile ilişkisi olumlu yönde gelişir 2 kendi
Reklam
Lincoln’den Oğlunun Öğretmenine Mektup
Öğrenmesi gerekli, biliyorum; bütün insanların dürüst ve adil olmadığını... Fakat şunu da öğret ona; her alçağa karşılık bir kahraman, her bencil politikacıya karşılık kendini milletine adamış bir lider vardır. Her düşmana karşılık bir dost olduğunu da öğret ona. Zaman alacak biliyorum; fakat eğer öğretebilirsen ona; kazanılan bir liranın, bulunan
1939 Eylül'ünde şöyle yazdım: "Benim için mutluluk, her şeyden önce dünyayı algılamanın ayrıcalıklı bir yolu olmuştu; eğer dünya artık bu yolla algılanamayacak derecede değişirse, mutluluğun da artık bu denli değeri kalmaz." Ve yeniden, 1941 Ocak ayında şunu yazıyordum: "Eski mutluluk anlayışım bana ne kadar yetersiz görünüyor! Yaşamımın on yılına hükmetti, ama sanıyorum ki bundan bütünüyle sıyrıldım." Aslında ondan hiçbir zaman tamamen kurtulmadım. Daha çok, yaşamımı kendi içine kapalı özerk bir girişim olarak görmekten vazgeçtim; artık çehresini tanıyamadığım yeni bir dünya ile ilişkilerimi yeniden keşfetmek gerekti.
Bir gün Şakik, talebesi Hatem’e dedi ki: “Ne kadar zamandır benim derslerime devam ediyorsun?” Hatem: “Otuz üç seneden beri” dedi. Şakik: “O hâlde söyle bakalım: Bu zaman zarfında benden neler öğrendin?” Dedi ki: “Sizden sekiz mesele öğrendim, efendim.” Bunun üzerine Şakik: “İnnalillâh ve innâileyhirâciûn. Ömrüm seninle birlikte geçti
Ebdulrehman Mizurî- Hüzünlerimin Defterinden Bir Yaprak
(1) Ey sevgilim Bilmiyorum Nasıl daldım Karanlık gecenin kanatlarına… Nasıl da yaprak gibi.. Düştüm Göğüslerinin arasına
Sayfa 62 - İthaki YayınlarıKitabı okudu
Reklam
887 öğeden 71 ile 80 arasındakiler gösteriliyor.