Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Beş Satırla
anlamak, sevgilim, o, bir müthiş bahtiyarlık, anlamak gideni ve gelmekte olanı.
Sayfa 137 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Kapıyı çalmasan da olur gir içeri Seni elimde satırla beklemiyorum artık Zaten kök attı bekleyişim bir ağaç oldu beş yaşında Basamaklar uzandı kapına dek Ama bir uçurum açıldı önünde Oysa yürümeye başlatınca kısalır mesafeler Eğer evde yoksam it kapıyı zaten kilidi yok Gir içeri, karşında o ağacı bulacaksın otur keyfine bak sen.
Reklam
...tafsilatı koca bir cilt doldurmaya yetecek o hakikatler mülahazalar öyle beş on satırla meydana konulabilir mi?
_İnsan, kim olduğunu ancak felakete uğradığında gerçekten anlıyor. _Önemsiz bir şahsiyet olan bu Habsburglu kadının kurduğu neşeli, tasasız oyun dünyasına devrim dalıvermeseydi, o da gelmiş geçmiş yüz milyon kadın gibi sakin sakin yaşayıp gidecekti. Dans edecek, sevecek, gülecek, süslenecek, çocuklar doğuracak, en sonunda da sessizce bir yatağa
İktisad...
İslâm hükemasının Eflatun'u ve hekimlerin şeyhi ve feylesofların üstadı, dâhi-i meşhur Ebu Ali ibn-i Sina, yalnız tıb noktasında, كُلُوا وَ اشْرَبُوا وَ لَا تُسْرِفُوا (Yiyiniz, içiniz, fakat israf etmeyiniz.-A'raf:31-) Ayetini şöyle tefsir etmiş, demiş; " ilm-i tıbbı iki satırla topluyorum. Sözün güzelliği kısalığındadır. Yediğin vakit az ye. Yedikten sonra dört beş saat kadar daha yeme, şifa hazımdadır. Yani, kolayca hazmedeceğin miktarı ye, nefse ve mideye en ağır ve yorucu hal, taam taam üstüne yemektir." Haşiye: Yani, vücuda en muzır, dört beş saat fasıla vermeden yemek yemek veyahut telezzüz için mütenevvi yemekleri birbiri üstüne mideye doldurmaktır.
Sayfa 217 - Zehra
İbni Sina;
İlm-i tıbbi iki satırla topluyorum. Sözün güzelliği kısalığındadir. Yediğin vakit az ye. Yedikten sonra dört beş saat kadar daha yeme. Şifa hazımdadır. Yani, kolayca hazmedeceğin miktarı ye. Nefse ve mideye en ağır ve yorucu hal taam taam üstüne yemektir. (Yani vücuda en mızır 4-5 saat fasıla vermeden yemek yemek veya hut tenezzül için mütenevvi yemekleri birbiri üstüne mideye doldurmaktır.)
İbni sina'nın tıp noktasındaki nasihati
Reklam
Yani: "İlm-i tıbbı iki satırla topluyorum. Sözün güzelliği kısalığındadır. Yediğin vakit az ye. Yedikten sonra dört-beş saat kadar daha yeme. Şifâ hazımdadır. Yani, kolayca hazmedeceğin mikdarı ye. Nefse ve mideye en ağır ve yorucu hâl, taam taam üstüne yemektir."
Sayfa 151
Evet, zekât vermek ve iktisat etmek, malda bi't-tecrübe sebeb-i bereket olduğu gibi; israf etmek ile zekât vermemek, sebeb-i ref'-i bereket olduğuna hadsiz vakıat vardır. İslâm hükemasının Eflatun'u ve hekimlerin şeyhi ve feylesofların üstadı, dâhî-i meşhur Ebu Ali İbn-i Sina, yalnız tıp noktasında كُلُوا وَ اشْرَبُوا وَ لَا تُسْرِفُوا âyetini şöyle tefsir etmiş. Demiş: "İlm-i tıbbı iki satırla topluyorum. Sözün güzelliği kısalığındadır: Yediğin vakit az ye. Yedikten sonra dört beş saat kadar daha yeme. Şifa, hazımdadır. Yani kolayca hazmedeceğin miktarı ye. Nefse ve mideye en ağır ve yorucu hal, taam taam üstüne yemektir. "
Hekimlerin şeyhi ve feylesofların üstadı İbn-i Sina,
"İlm-i Tıbb'ı iki satırla topluyorum. Sözün güzelliği kısalığındadır. Yediğin vakit az ye. Yedikten sonra dört-beş saat kadar daha yeme. Şifa, hazımdadır. Yani, kolayca hazmedeceğin mikdarı ye. Nefse ve mideye en ağır ve yorucu hâl, taam taam üstüne yemektir."
"İlm-i Tıbb'ı iki satırla topluyorum. Sözün güzelliği kısalığındadır. Yediğin vakit az ye. Yedikten sonra dört-beş saat kadar daha yeme. Şifa, hazımdadır. Yani, kolayca hazmedeceğin mikdarı ye. Nefse ve mideye en ağır ve yorucu hal, taam taam üstüne yemektir."
Reklam
Kur'an Tercümesi Tartışması
Karabekir'in, Atatürk'le ilgili çok tartışılan iddialarından biri de Kur'an tercümesiyle ilgilidir. 15 Ağustos 1923 Çarşamba günü Eğitim Bakanı Hamdullah Suphi (Tanriöver) Darü'l Muallim'in salonunda bir heyeti ilmiye toplantısı düzenlemiştir. İki gün önce yeniden TBMM Başkanı seçilen Atatürk'ün "şeref
Sayfa 100 - İnkılap YayınlarıKitabı okudu
Nene Hatun'un Ruslara karşı verdiği vatan hizmeti.
Osmanlı Devleti’nin buhranlı yıllarında Türk milletine örnek olacak kadın kahramanlarımızın sayısı artmıştır. Bunlara verilebilecek belki de en iyi örnek, 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı’nda düşmanla kahramanca çarpışan Erzurumlu Nene Hatun’dur. Ruslar, 4 Kasımda Erzurum’un doğusundaki Deveboynu mevkisinde Ahmet Muhtar Paşa kuvvetlerine taarruz
"İlm-i Tıbb'ı iki satırla topluyorum. Sözün güzelliği kısalığındadır. Yediğin vakit az ye. Yedikten sonra dört-beş saat kadar daha yeme. Şifa, hazımdadır. Yani, kolayca hazmedeceğin mikdarı ye. Nefse ve mideye en ağır ve yorucu hal, taam taam üstüne yemektir." İbn-i Sîna
215 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.