Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
"Osmanlıları benim gibi görmüş. Evet, Osmanlılar söz arasında vatanı umursamaz gibi görünürler; o kadar aldırış etmez gibi görünürler ki konuştuğun adamı heykel zannedersin. Hele karşılarında bir düşman göster; hele vatanın kutsal topraklarını bir yabancının murdar ayağı ile çiğneyeceğini anlasınlar... İşte o zaman halka başka bir hâl geliyor, işte o zaman en güçsüz köylü ile benim aramda hiçbir fark kalmıyor, işte o zaman o abah kebeli Türkler, o tatlı sözlü yumuşak yüzlü köylüler, o çifte koşulan öküzden fark etmek istemediğimiz biçareler aradan bütün bütün kayboluyor da yerlerine Osmanlılığın kahramanlığın ruhu meydana çıkıyor. En güçsüzü dişi ile kılıca, eli ile kurşuna saldırıyor. Kimse sınırboyunun en önemsiz bir taşını korumakta, yavrusunu koruyan dişi arslandan, anasını sakınan erkek insandan geri kalmıyor."
Ey bîçareler! Mezaristana göçtüğünüz zaman, "Eyvah! Malımız harab olup, sa'yimiz heba oldu; şu güzel ve geniş dünyadan gidip, dar bir toprağa girdik." demeyiniz, feryad edip me'yus olmayınız... Mektubat - 227
Reklam
Ey hapis musibetine düşen bîçareler! Madem dünyanız ağlıyor ve tatlı hayatınız acılaştı. Çalışınız, âhiretiniz dahi ağlamasın ve hayat-ı bâkiyeniz gülsün, tatlılaşsın.
Ey hapis musibetine düşen biçâreler!. Madem dünyanız ağlıyor ve hayatınız acılaştı; çalışınız; âhiretiniz dahi ağlamasın ve hayat-ı bâkıyeniz gülsün, tatlılaşsın, hapisten istifade ediniz.
Sayfa 61
Krallar için, fakirler için, imparatorlar ve biçareler için zevk bedendedir.
Sayfa 16
Sana ne(re)ye infak edeceklerini soruyorlar. De ki: "Hayır olarak yaptığınız infak, ana-baba, en yakınlar, öksüzler, biçareler, yolda kalmışlar içindir. Hayır olarak daha her ne yaparsanız, kesinlikle Allah onu bilir."
Sayfa 34 - 2.Sûre/215.AyetKitabı okuyor
Reklam
Hayatın nedenini öğrenin, ey biçareler; kim olduğumuzu ve ne için bu dünyaya geldiğimizi öğrenin. (Persius)
Sayfa 123Kitabı okudu
"Üstadım, eyyâm-ı mübareke pek çabuk gelip geçti. Benim gibi mânevî yaralarından mecruh biçareler, böyle mübarek günlerde, elbette kusurlarının affını ve meşru emellerinin husulünü, Hallâk-ı Âlem’den temenni ve niyaz etmişlerdir. Cenâb-ı Allah, mâh-ı gufrânın kudsiyeti hürmetine, kusurlarımızı af ve mağfiret eylesin. Âmin."
Üstadım, eyyam-ı mübareke pek çabuk gelip geçti. Benim gibi manevî yaralarından mecruh bîçareler, böyle mübarek günlerde, elbette kusurlarının afvını ve meşru emellerinin husulünü, Hallak-ı Âlem'den temenni ve niyaz etmişlerdir. Cenab-ı Allah mâh-ı gufranın kudsiyeti hürmetine kusurlarımızı afv ve mağfiret eylesin. Âmîn.
Sayfa 224 - Envâr Neşriyat
Ey hayat-ı dünyeviyenin zevkine mübtela ve endişe-i istikbal ile istikbalini ve hayatını temin için çabalayan bîçareler! Dünyanın lezzetini, zevkini, saadetini, rahatını isterseniz; meşru dairedeki keyfe iktifa ediniz. O, keyfinize kâfidir.
Reklam
Üstadım, eyyam-ı mübareke pek çabuk gelip geçti. Benim gibi manevî yaralarından mecruh bîçareler, böyle mübarek günlerde, elbette kusurlarının afvını ve meşru emellerinin husulünü, Hallak-ı Âlem'den temenni ve niyaz etmişlerdir. Cenab-ı Allah mâh-ı gufranın kudsiyeti hürmetine kusurlarımızı afv u mağfiret eylesin. Âmîn.
Üstadım! Eyyam-ı mübareke pek çabuk gelip geçti. Benim gibi manevî yaralarından mecruh bîçareler, böyle mübarek günlerde, elbette kusurlarının affını ve meşru emellerinin husulünü, Hallak-ı âlem'den temenni ve niyaz etmişlerdir. Cenab-ı Allah mâh-ı gufranın kudsiyeti hürmetine kusurlarımızı aff u mağfiret eylesin, âmin!
Kendi kendime, yatağımda uzun zaman düşündüm. "Hayri İrdal, dedim, çok şey gördün, geçirdin. Yaşın ancak altmış olduğu halde birkaç insanın ömrünü birden yaşadın. Sefaletin, bir köşeye atılmış olmanın her türlü acısını tattın. İkbalin merdivenlerinden çevik ve çalak çıktın. Hiçbir zaman ve hiçbir kuvvetin halledemeyeceği meselelerin halloldu. Bütün bunlar hep onun Halit Ayarcı'nın sayesinde oldu. Seni mezbeleden o çekip çıkarttı. Hayatın için, düşünce n ve rahatın için hakiki düşman olan her şeyi ve herkesi o sana dost yaptı. Etrafında sade çirkinlik, fakirlik, sefalet gören bir adam iken birdenbire insana layık birtakım asil zevk ve saadetlerin bulunduğunu duydun ve insan ruhunun asilliğini anladın. Yakın sevgisini öğrendin. Karın Pakize'yi bile asil yüzü ile o sana tanıttı; çocuklarını Cenab-ı Hakk'ın sana azap çektirmek için gönderdiği birtakım biçareler zannederken birdenbire ve onun sayesinde evlat sahibi olmanın nimetlerine kavuştun.” (syf 11-12)
Ey hapis musibetine düşen bîçareler! Madem dünyanız ağlıyor ve hayatınız acılaştı; çalışınız, âhiretiniz dahi ağlamasın ve hayat-ı bâkiyeniz gülsün, tatlılaşsın.
Gözümün önüne,mekteplerimizin bakımsız kalmış kaba Saba ellerde ziyan olmuş,miniminileri geldi.Bu biçareler, açılmak için biraz güneş,bir parça şefkat bekleyen çiçekler gibiydi.Bu şefkati,bu harareti gösterenlere, gönüllerinin bütün minnet ve muhabbetini veriyorlardı.
Sayfa 418Kitabı okudu
1.258 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.