Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Memleketin, yüzü ışıldayan bütün çocukları gibi, hayatının bir dönemini devrimin, insanın sırtını ılık bir elle sıvazlayan ihtimaline inanarak geçirmişti. Devrim olurdu, olmazdı orası ayrı mesele. Ama devrime yalnızca inanmanın bile, razı olmamakla doğrudan ilgili, vicdanı serinleten, en olmadık zamanda insanın içini yeşerten bir lezzeti var... ... Hayat kendini öyle bir gelip senin karşına koyuyor ki, hayallerini, umutlarını, çocukluğundan, gençliğinden beri kurduklarını yutturuveriyor sana. Sınavlar geliyor, zoraki takılmış kravatlarla, en son akraba düğününde giyilmiş biçimsiz takım elbiselerle iş görüşmeleri geliyor, askerlik geliyor, kredi kartı geliyor, ihtiyarların bir bir ölmesi, gençlerin bir bir ihtiyarlaması geliyor. Durduğu yerde ağırlaşmaya başlıyor hayat. yapış yapış bir şey gibi.
Bazen bir şey düşünüyor, buna kendim de inanmıyordum. Bazen içimde kendime karşı bir acıma duygusu beliriyor, ama aklım ayıplıyordu beni. Birisiyle konuşsam, bir şey yapsam, türlü konularda söze karışsam gönlüm başka yerde oluyordu, aklım başka yerde, ve ayıplıyordum kendimi. Dağılan, çözülen bir kitleydim ben. Sanki hep böyleydim, böyle de kalacağım: acayip, biçimsiz bir karışım...
Reklam
Karım. Sonuç elde etmek, bu kaçışı temize çıkarmanın bir yoluydu. Delirmemek için. En azından Guy buna inanıyordu. Ve Milaine'in biçimsiz yüzü, ona düşüncelerinden kurtulma imkanı sunduğu için, bundan sonuna kadar yararlanmayı düşünüyordu. Bir sonraki aşama sarsıcı bir deneyim olacaktı. Tehlikeli. Monjol sokağı. Yeryüzündeki cehennem.
'' Bu yaşlı, şişko, biçimsiz kadın, durgun bakışlarından ekmek kaygısı, borç, yokluk endişeleri dolu, yalnızca ucuzluk haberleriyle, yüzü gülen bu insan, yıllar önce canım kadar sevdiğim, o ince, zarif Varya mıydı?
ŞİMDİ SEVİŞME VAKTİ Çıplak heykeller yapmalıyım. Çırılçıplak heykeller Nefis rüyalarınız için Ey önünden geçen ak sakallı kasketli, Yırtık mintanından adaleleri gözüken
Bütün bu yazdıklarım uydurma. Aklımdan geçenleri yazmaya cesaret edemiyorum. Alışmış kalıplar içinde bocalıyorum. Kalıbım yok benim: biçimsiz bir şeyim ben. Eriyip dağılıyorum yazarken. Olmuyor. Bana uzak gelen yaşantıları düzmece bir biçimde anlatmaya çabalıyorum. İçinden geldiği gibi anlatsan Selimim. Olmaz. Deli derler adama sonra. Hemen damgayı yapıştırırlar. Daha kötüsü hiçbir şey demezler. Bunu mu yazacaktın derler; ayrıca içim o kadar karışmış ki sahtelikleri ayıplayıp temizleyemiyorum.
Reklam
Onun için 'yeryüzünde Tanrı'dan sonra en çok insan yaratmış kudret' derler; gerçekten de, onun romanlarında yazdığı insanları, fedakarı, nankörü, hırslısı, hesaplısı, aşığı, köylüsü, şehirlisi, tüccarı, fahişesi, noteri, kadını, erkeği ile canlandırıp bir yere toplasanız, adıyla anılacak bir kasabayı doldurabilecek kadar insan çıkar
Sayfa 123Kitabı okudu
Dorothy Thomson,hitler'i ilk görüşünü şu sözcüklerle anlatıyor,sön derece biçimsiz bir vücut yapısı,tıpkı karikatüre benzeyen yüz ifadesi,tümüyle kıkırdaktan oluşmuş duygusunu veren kemiksiz bir et yığını.silik bir kişilik,ağzı boş laf yapan,dengesiz,ve özgüvensiz bir adam,Tam bir küçük adam prototipi.
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.