Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Biçimsiz bir bedenle toprağa sabitlenmiş gibi duran insanlar yerde pineklemekten başka bir şey yapmıyorlar. Pierre Boulle
küçük günahları kendisine o kadar büyük görünüyordu ki, kendini yetersiz, biçimsiz görüyordu.
Reklam
Bu kız, trendeki biçimsiz, renksiz insanların yanına yakışmıyor. Onun İngiltere’nin soğuk, tatsız orta bölgelerine gitmesi de yersiz... Şu anda bir balkonda olması gerekirdi. Gururlu başını siyah bir dantel örtecek, dişlerinin arasında kırmızı bir gül olacaktı. Sıcak hava, toz ve kan kokacaktı. Arenaların o sarhoş edici kokusu yayılmış olacaktı etrafa... Bu kız, üçüncü mevki bir kompartımanda bir köşeye sıkışacağı yerde, olağanüstü güzel bir bahçede olmalıydı...
Sayfa 11 - Altın Kitaplar Yayınevi
Sanki normal varoluş, biçimsiz şeylerin kötü basılmış bir fotoğrafıydı da bu duygu, keskin fırça darbeleriyle yapılmış, tertemiz, önemli, yapılmaya değer bir tabloydu.
Sayfa 33 - Pegasus Yayınları
Mauro, yeni bir ülkede yaşamın büyüsü silinmeye başladığında insanı bekleyen bir acı vardır. Göç, derinin soyulması gibidir. Bir yıkım. Her sabah uyandığınızda nerede olduğunuzu, kim olduğunuzu unutursunuz ve dış dünyada kendi yansımanızı çirkin ve biçimsiz bir şey olarak görürsünüz; küçümsenen, istenmeyen bir yaratığa dönüşürsünüz.
İnsan, yoksun olduğu şeyin değerini ve anlamını daha iyi anlayabiliyor. Biçimsiz de güzellik olmayacağı, olamayacağı açıktır. Güzellik ancak biçimde kendini gösterebilir...
Reklam
Yaratım karanlık, biçimsiz varlıklara şekil verse de varlığın kendisine can vermez.
312 syf.
10/10 puan verdi
Muhteşemdiiii
Muhteşem bir kitap okudum! MUHTEŞEM 19. Yüzyılın başlarında, filozof Kant'ında doğum yeri olan Königsberg'deki bir genelevde iki çocuk doğar. Biri; sağır, dilsiz, kambur ve aynı zamanda cüce olan, çarpık bedeni ve biçimsiz suratıyla herkesin hilkat garibesi diye adlandırdığı Herkül Barfuss. Diğeri ise; dünyalar güzeli, hiçbir fizyolojik eksiği olmayan, bakanın bir daha bakmaya kıyamadığı bir zerafette olan Henriette Vogel. İki çocuk arasında zamanlar kimsenin anlayamadığı çok güçlü bir bağ oluşur. Gün geçtikçe birbirlerine büyük bir aşk beslerler. Şahit olan herkesin hayret duyacağı bu aşk, ayrılıklar, ölümler, işkenceler ve Herkül'ün türlü türlü zorluklarıyla boğuşacaktır. Herkül tam bir hilkat garibesidir. Diğer insanlar arasında yer edinemez bir türlü. Ama elinde çok da büyük bir güç saklıdır: Herkül düşünceleri okuyup, kişilerin zihnine girerek onları ele geçirebilecek bir yeteneğe sahiptir. Daha çok güzel ve çirkin hikayesi diye adlandırsada çok fonksiyonlu bir kitap benim nazarımda. Aşkın ve sevginin önünde fiziksel görünümün bir hiç olduğu, nefretin değilde sevginin asıl galip geleceğini edebi bir dille masalsı bir anlatımla bizlere sunuyor kitap. Herkesin ama herkesin okumasını şiddetle tavsiye ediyorum
Bir Garip Aşk Öyküsü
Bir Garip Aşk ÖyküsüCarl-Johan Vallgren · Metis Yayıncılık · 2019587 okunma
Rahim Haçı ve Hayat Ağacı Hayat ağacı olarak da bilinen haç, eski bir rahim simgesiydi. Bu sembol, bir üst dünya, orta dünya ve alt dünya fikrini, tezahür eden dünyanın dört köşesi veya yaratılışın dört unsuru ve merkezi bir rahim girdabına yeniden doğuşun sarmal veya labirent yolculuğunun ruhsal inisiyasyonları ile bir araya getirdi. Eskiler
Kelimeler! Sadece kelimeler! Ne korkunçtu onlar! Ne kadar apaçık, canlı ve insafsızdılar! İnsan kelimelerden kaçamıyordu. Öte yandan kelimelerin ne incelikli bir büyüsü vardı! Biçimsiz şeylere esnek biçimler kazandırır gibiydiler. Bir viyola ya da lavta sesini andıran tatlı bir melodileri vardı sanki.
Sayfa 23 - Türkiye İş Bankası, Kültür Yayınları,17. basım, Mart 2023, İstanbul
Reklam
Kelimeler! Sadece kelimeler! Ne korkunçtu onlar! Ne kadar apaçık, canlı ve insafsızdılar! İnsan, kelimelerden kaçamıyordu. Öte yandan kelimelerin ne incelikli bir büyüsü vardı! Biçimsiz şeylere esnek biçimler kazandırır gibiydiler.
Aklımdan geçenleri yazmaya cesaret edemiyorum. Alışılmış kalıplar içinde bocalıyorum. Kalıbım yok benim: biçimsiz bir şeyim ben. Eriyip dağılıyorum yazarken.
Wondrak
Bu uğursuz varlığın diğer çocuklardan tek eksiği bir parça kemik ve kıkırdak, bir parmak uzunluğunda etti. Fakat doğa bizi yaşamlarındaki ahenge, uyuma öyle bir alıştırmıştır ki , onun görmeye alışık olduğumuz uyumundaki en ufak bir kayma bizi tiksindirir, korkutur; bu nedenle Yaradan'ın her hatası yanlış yaratılmış bu varlığa karşı -her ne kadar bir haksızlık ise de ne yazık ki çözümü yoktur- içimizde öfke uyandırır. Daha da kötüsü tiksintimizi onu özensiz yaratana değil, hiçbir suçu günahı olmayan eserine yöneltiriz : Sakat ve biçimsiz varlık yeterince sıkıntısı, derdi yokmuş gibi sağlıklı ve kusursuz varlıkların nahoş davranışlarına da katlanmak zorunda kalır. Bu nedenle şaşı bir göz, yamuk bir dudak, yarılmış bir ağız gibi doğanın bir kereliğine yaptığı bir hata, bir insanın gittikçe artan acısına, ruhunda onarılmayacak bir yaraya dönüşebilir ; etrafımızı saran , dünya dediğimiz ve inanmakta güçlük çektiğimiz gezegendeki anlam ve adalete olan inancımızı şeytani bir felakete dönüştürür.
"Biçimsiz olana zarar veremezsin. Bu yumuşak olan kırılmaz ve boşluk da sınırlandırılamaz."
336 syf.
·
Puan vermedi
·
9 günde okudu
Octave Mırbeau "Bir Sinir Hastasının 21 Günü" Fransız yazarın 1901 yılında gazetede yayınladığı hikayeleri bir araya getirerek oluşturduğu bir roman. ALINTILAR •Sulak şehirlere has bir çirkinlikle beslenen bu dünya, gerçekten korkunç derecede biçimsiz... •Abysus abyssum fricat "Gelince Üst Üste Gelir." Latince bir atasözü •Basit bir insan sadece olanı görür. •Fikirler ,kitapların içinde uyuyor... Gerçek ve mutluluk asla oradan dışarı çıkmıyor. Kitaplarla Kalın ☆ Mart ayı kitabımız... Beraber okuduğumuz beğendiğimiz yorumladigimiz bir kitap oldu. Üzerinden yıllar geçsede kitabın konusu hala devam etmekte günümüzde "maalesef " Kitabımımdaki o not ♡
Bir Sinir Hastasının 21 Günü
Bir Sinir Hastasının 21 GünüOctave Mirbeau · Üç Nokta Yayınları · 2020168 okunma
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.