Daha ne olsun (!)
Bana karşı her zaman uysal ve itaatkârdı. Hovardalığa gittiğimde evde oturur ve benim için endişelenirdi. Bana hiçbir zaman bir şey söylemezdi. Aynı annem gibiydi.
Sayfa 18
Sen ne olacaksın büyüyünce? - Ben mi? dedi. Gözlerini gözlerime kaldırdı. İkimiz de mavi mavi baktık. - Ben, dedi, boyacı olacağım. - Ne boyacısı? - Kundura boyacısı. - Neden kundura boyacısı? - Ya ne olayım?
Reklam
Benim bir devletim olsaydı, annemin gülüşünü ona milli marş yapardım..
"Belki aslında hayat büyük bir rakı şişesi, Belki sen hiç olamadın, Belki ben hep sarhoştum, Belki bu hikayede bir tek annem haklıydı.."
Kendimi okudum!..
Saçlarımın beyazladığını gören annem, "saç sefayı sever, yoksa bir derdin mi var", demişti. Yüzüne kaçamak bir bakış atıp acı acı gülmüş ve şunu düşünmüştüm: Tetiği çekilmek üzere olan bir tüfeğin önünde kim olmak ister? Ben senin, hiç bir zaman övünemeyeceğin bir oğlun olarak, işte oradayım.
Kitabın adı “Grapon Kağıtları” şiiri
“Sevgili Pollyanna, Radyo tiyatrosu dinlenirdi bir zaman içimde, İçimde dünyanın en eski kedisi Eski bir sobanın yanında uyuyordu. Çocuklar bir köşede Yenidünya çekirdekleriyle beştaş oynardı Frenk elması da derler Sarılı kahverengili bir meyve. Annem işte öyle bir kadındı Çocuklar gökyüzüne bakar sorardı: Ay dede orada ne yapıyor anne? Annem
Reklam
1.000 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.