Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Babama göre savcı O'nu kasıtlı olarak bırakmıyordu. 7 yıl verilen mahkemeden sonra 12.10.1987 tarihinde kendisi "kesin hükümlü" oldu. Yasalar uyarınca kesin hükümlülerin, yani mahkumiyeti sabitleşenlerin elinden bir takım haklar alınıyordu. Bunlardan bazıları haftada üç güne yayılan görüşlerin bir güne indirilmesi, mahkumların hücre değişikliğine tabi tutulması ve mektuplara haftada bir adet olarak sınırlama getirilmesi vardı.
Sayfa 367Kitabı okudu
...yüksek ve asil kalpli anne ve babaya malik olmak da başlı başına bir saadettir.
Reklam
Zeynep Altıok Akatlı
"Babacığım 52 yaşında bir hiç uğruna ölmedin, 34 dostunla birlikte sizin yok edilişinizden insanlık bir ders aldı. Birçok acıyı yendi, tamir etti. Adalet yerini buldu. 'Güzel günler göreceğiz'" diyemeyeceksem ne yazacağım? Hangi yüzle yazacağım babama ben? Yazamadım işte o mektubu.
PRAG ŞEHRİ VE FRANZ KAFKA
Bazı şehirler hep kişilerle anılır.Tıpkı LONDRA’nın —> SHAKESPEARE , PARİS’in —>BALZAC, St.PETERSBURG’un—> PUŞKİN VE DOSTOYEVSKİ ile anılması gibi , PRAG denince akla hemen FRANZ KAFKA gelir. Eserlerinde bunalım yüklü insanı anlatırken modern edebiyatın da temellerini atan Kafka,Prag’dan sürekli kaçıp uzaklaşmayı düşünmüş .Prag’dan ayrılır ayrılmaz ise şehre geri dönmeye çalışmış.Her insanın kendi içinde yaşadığı gelgitleri bir şehir üzerinden deneyimleyen Kafka,hayatı boyunca ne Prag’la yapabilmiş ne de Prag’sız. NOT: (sayfa:195) 1924 yılında 41 yaşında iken veremden dolayı ölen Kafka,vefatından önce pek fazla tanınan bir yazar değildir.Hatta Kafka ölmeden önce “DAVA,MİLENA’YA MEKTUPLAR ,ŞATO,AMERİKA,BABA’YA MEKTUP” gibi eserlerini yok etmesi için arkadaşı Max Brod’a verir.Fakat Max Brod ,Kafka’nın talimatını görmezden gelerek Kafka’nın ölümünden sonra bunları yayımlar ve Kafka bu eserleriyle tüm dünyada tanınan bir yazar haline gelir. Hayatı boyunca Dostoyevski,Goethe,Gogol gibi yazarların eserlerine duyduğu düşkünlükle bilinen Kafka’nın “BENİM YALNIZLIĞIM İNSANLARLA DOLUDUR” sözü aslında yazarın ruh dünyasını ve hayatını özetliyor.
Sayfa 191 - Prag, bir avrupa şehri olup,Çek Cumhuriyeti’nin de başkentidir.Kitabı okudu
HAYAT Annem babama kızdı Şımartıyormuş beni Babam ona dedi ki Nasıl olsa bir gün hayat Hayat hayat Ben hemen anladım tabii Çatık kaşlı biri hayat Dizlerine tırmanmalı Yanaklarından öpmeli
Sayfa 35 - MEBKitabı okudu
Can attığımız,elde etmek için çabaladığımız şeyleri iyice gözden geçirmeliyiz;ya hiçbir kâr yoktur onlarda ya da zararları kârlarından daha çoktur. Kimileri gereksizdir,kimileri bunca çabaya değmez.Ama biz onların içyüzünü göremeyiz aslında bize çok pahalıya mal olan şeyleri bedava aldık sanırız. İşte burada sersemliğimiz çıkıyor ortaya: Biz yalnız para verip aldığımız şeyleri satın aldık sanıyoruz,karşılığında kendi kendimizden bir şeyler yatırdığımız şeylere bedava diyoruz. Herkes için kendisinden daha ucuz hiçbir şey yok.
Reklam
Bu mektupları ebeveynlerinin odasında yazıyorum. Çöküşün belirtileri tasavvur bile edilemez. Küçük bir çocukken babamın beni alt ettiğine inanıyorum ve sürekli yenilmeye dayanmama rağmen tüm bu yıllar boyunca savaş alanını terk etmekten beni alıkoyan şey sadece gururumdu.
dikkat:birinin ilk aşkı olarak evlenmemişseniz aldatilma riskiniz vardır
“İnanmıyorum anne, babama bunu nasıl yapabildin? Senin yüzünden adam hasta oldu! Senin yüzünden öldü o! Bize bunları nasıl yapabildin?” Sonunda konuşabilen Selma Hanım çok üzgün ve kısık bir sesle, “Oğlum insan böyle şeyler olsun ister mi? Ne babanı, ne seni üzmek istemedim.” “Babam hastalandıktan sonra da mektuplaşmışsın. Bir sürü mektup buldum.” “İnsan âşık olunca gözü bir şey görmüyor. Aslında babana münasip bir dille anlatacaktım.” “Ama babam sizi bastı öyle değil mi? Belki de arkadaşıydı o adam.” “Öyle değil, oğlum, anlatayım. Tarık benim ilk gençlik aşkımdı. Sonra yollarımız istemeden ayrıldı. Ben evlendim, sizler oldunuz. Tesadüf babanın fabrikada müdür olarak çalışmaya başlayınca yollarımız kesişti.” “Neden aldattın? Senelerce onsuz yaşamışsın. Ayrılmayı bekleyemedin mi? Babam senin yüzünden öldü!” Selma Hanım’m sesi titreyerek, “O zamanlar bu işler hiç de kolay değildi. Siz vardınız. Bir saygınlığım vardı. Çevrem vardı.” “Saygınlık mı? Babam senin aldattığını her tarafa yaysa ne saygınlığın kalacaktı? Belki de sevinmişsindir, hastalanıp ölünce; kimse öğrenemedi diye.” “Öyle deme, oğlum. Senelerce ne kadar suçluluk duydum anlatamam.” “Belli oluyor. Hep bana karıştın. Hepimizin üzerinde hâkimiyet kurmaya çalıştın. Ayrıca o adamla münasebetin de devam etmiş, babamın ölümünden sonraki tarihli mektuplar da buldum. Hepsini okumayı midem kaldırmadı.”
Sayfa 150Kitabı okudu
1000k'daki konum ve değerim:)
︎ Buralarda özgürüm, sürekli dikkat ve bir çabaya katılım için zorlayıcılık yok, ama istek duyuyorsam istediğim zaman or­tak çabaya katılabiliyorum, istediğim kadar kısa veya uzun süreliğine, kimse beni ölçmüyor, kimsenin tadını kaçırmıyo­rum. ︎
Sayfa 405Kitabı okudu
“Korktuğum, hem de fal taşı gibi açılmış gözlerle korktuğum, beni korkunun anlamsız derinliklerine çeken şey (Uykuya da korkuya daldığım gibi dalsaydım, şu an yaşıyor olmazdım.), yalnızca içten içe kendime kurduğum komplo (babama yazdığım mektubu okuduğunda bunu daha iyi anlayacaksın, yine de tam olarak anlayamazsın, çünkü o mektup fazlasıyla hedefine yönelik), bu komplo benim büyük satranç oyununda, değil piyonun piyonu olmak, tam tersine, oyunun kurallarını hiçe sayarak ve bütün oyunu altüst ederek vezirin yerini zapt etmek istememe dayanıyor –ben, piyonun piyonu, yani olmayan, oyuna katılmayan bir figür–, sonra da belki şahın yerini ya da bütün tahtayı; bunu gerçekten yapmak isteseydim, başka ve daha az insanca bir yolla olması gerekirdi.”
Sayfa 84 - Can YayınlarıKitabı okudu
165 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.