Sosyal Medyada Ördek Sendromu Nedir?
Biliyor musunuz? 🙂🕊️🦆
〰️🔹
Bir çift düşünün. Evden çıkıp sinemaya gidiyorlar. Adam karısına geç hazırlandığı için kızıyor.Asansörde tartışarak iniyorlar. Yolda trafik sıkışıyor. Adam bir yandan kendisini sıkıştıran araçlara bağırıp çağırıyor, bir yandan da geç kalmalarına sebep olan karısına saydırıyor.
Kim beni sana sorarsa onlara de ki ; "Gitti "
Gitti kendini aramaya
O tarafa
Senin de bile bilmediğin bir yerde
O gece sana verdiğim fotoğrafı yak
Belki bir geceni aydinlatabilirsin
Aman kimse bilmesin
Elinle yaktığın o bendim
Ki kimsenin hoşuna gitmeyesin
Dünya kurt gibi sende kuzu olup içine düşmüşsün
Ben her daim yanında duramam
Ke pirsamin jite kır beje çû.. çû
li xwe bîgare..
Li we aliye, cîhekî tû jî nîzani
bé..
Wéneye mîn we şeva da ye té
bişewitîne
belki tû karî be şeveke xwe
Ronahî bîke...
TEKRAR....
Teyzemin hatırasına hürmeten (Sabah saatlerinde vefat haberi geldi teyzemin. Bir süredir yurtdışında idi. Haftaya kadar da cenazesi gelecek.)
Mekanın cennet olsun inşallah teyzem..
Teyzem çok güzel bir kadındı halen de çok güzel. Allah çirkin şansı versin tabirinin ne olduğunu teyzemin başına gelenlere şahit oldukça çok daha iyi
Bir çift düşünün. Evden çıkıp sinemaya gidiyorlar. Adam karısına geç hazırlandığı için kızıyor. Asansörde tartışarak iniyorlar.
Yolda trafik sıkışıyor. Adam bir yandan kendisini sıkıştıran araçlara bağırıp çağırıyor, bir yandan da geç kalmalarına sebep olan karısına saydırıyor.
Park yeri bulamayıp bir on dakika da öyle dolanıyorlar ve tam bir
''Bir şiir kitabı gibiyim
cezaevinden çıkma
yeniden yazıldım da
giderek daha ağır, daha sessiz,
eski deyimle daha asude
orası burası işaretlene çizile''
Ya ben Gülten Akın;
Bir değişiklik yapmalı, karşı çıkmalı kedere dedim bu akşam kendime.. çekmek geçiyor içimden, çekilmek uzak diyarlara…
Adı konmamış bir şehre mesela.
En koyusundan
Aslında komple Uzakdoğu Sineması başlığı altında inceleyecektim fakat çok geniş bir coğrafya ve kültür alt yapısı olduğu için, düzinelerce metin yazmak gerekebilirdi, bunu ne benim yazmaya zamanım, ne de sizin okumaya zamanınız olmayabilirdi, bu sebeple içlerinden Japon Sinemasını kendime hedef belirleyip, onu işlemeye karar verdim, zaten uzak bir
Bir sonbahar akşamı yine, Hava soğuk
İçim soğuk, insanlar zaten soğuk
Ellerim üşüyor, bedenim titriyor
Bir fincan kahve olsa gözlerinin renginde
Baksam, içime çeksem ısınsam
Tutsan ellerimden, sıcacık sarsan beni
Sonbahar hasret kokar, sonbahar sen kokar
Bana seni hatırlatır, her dökülen yaprakta
Güz mevsimi ya hani, Sen baharım olsan
Kalsan
"Aşka gönül vermem aşka inanmam
Yıllarca boş yere ağlayıp yanmam
Böyle bir arzuya meyledip kanmam"
(Beste-Güfte: Baki Çallıoğlu)
Meşhur fıkradır; Bektaşiye sormuşlar: "Hiç aşık oldun mu?" diye. "Bir kere tam olacaktım, bastılar" demiş. Bektaşi ile Schopenhauer'ın birleştiği
Gel,
İnce sızımda sezeceğim gelişini,
Ürperecek içim,
Belki bir bahar akşamı kızıla çalarken bulutlar,
Kuşlar konarken dallara,
Belki bir kış günü yerden kalkarken buharlar,
Kediler gezerken damlarda,
Baksana,
Mevsimler geçmiş,
Ve sevmişiz,
Yüzümüzle birlikte gülmüş içimiz,
İlk defa böyle bir his,
Öyle güzel beklemişiz..
@MuhayyelSofi
Şafakları ben balığa çıkarım
Akan akmayan sularda
Benim, bütün tezgahlarda paydosa giden
Bir bahar akşamı dünyada.
Ben dört duvar arasında değilim
Pirinçte, pamukta ve tütündeyim,
Karacadağ, Çukurova ve Cibalide.
Ahmed Arif