yaşmaya deyerese ölüm guzel
Yokluğun buz gibi soğuk Uzaklardan bir ses olmanı isterdim, bir selam, bir nefes... 'Üşüme' diye seslenmeni isterdim... Bir el olmanı isterdim, bir kol... 'Özledim' deyip sarılmanı... En karanlık yerinde düşlerimin çıkıp gelmeni isterdim kınalı bir bahar gibi, umut ışığı olmanı isterdim hayatıma... Gelseydin ve yaslasaydım başımı omuzuna,
Sayfa 457 - özlem ve ölüm
narkissos
Yunan mitolojisinde Narkissos adıyla sözü edilen, adını narsizme, narkoza, bir çiçek familyasına (nergisgiller) ve bir çiçege vermiş olan Narsis (ya da Narkissos), Klasik Mitoloji'deki bir kahraman olup, öyküsünün kaynağı eski Yunanistan'daki Eleusis misterleri inisiyasyonudur. Kendine aşık olanlara aldırmayıp, onları karşılıksız bırakan ve çok güzel bir peri kızı olan Ekho, bir gün avlanan bir avcı görür. Narkissos adındaki bu avcı çok yakışıklıdır. Ekho bu genç avcıya ilk görüşte aşık olur. Ancak Narkissos bu sevgiye karşılık vermeyerek, peri kızının yanından uzaklaşır. Ekho bu durum karşısında günden güne eriyerek, kara sevda ile içine kapanarak ölür. Bütün vücudundan arta kalan kemikleri kayalara, sesi ise bu kayalarda 'eko' dediğimiz yankılara dönüşür. Olimpos dağında oturan tanrılar bu duruma çok kızarlar ve Narkissos'u cezalandırmaya karar verirler. Gene günlerden bir gün av izindeki Narkissos susamış ve bitkin bir şekilde bir nehir kenarına gelir. Buradan su içmek için eğildiğinde, sudan yansıyan kendi yüzü ve vücudunun güzelliğini görür. O da daha önce fark edemediği bu güzellik karşısında adeta büyülenir. Yerinden kalkamaz, kendine aşık olmuştur. O ana dek kimseyi sevmediği kadar, sevmiştir kendi görüntüsünü. O şekilde orada ne su içebilir, ne de yemek yiyebilir, aynı Ekho gibi Narkissos da günden güne erimeye başlar ve orada sadece kendini seyrederek ömrünü tüketir. Öldükten sonra da vücudu nergis çiçeklerine dönüşür.
Reklam
Onbaşı Buka'dan Eri Ögircik'e Sevda Üzerine Söylevi " Tanrı insanı var etmiş. Bakmış eksiği var, us vermiş. Yine yetmemiş, sol göğsünün altına yürek koymuş. Yürek boş kalmasın diye seviyi yaratmış. Her işe karışmış Tanrı. Her işe düzen vermiş, ama yüreğin işlerine karışmamış. Kendi sevgisinde bile yüreği özgür bırakmış. Eğer yalnız kendi sevgisiyle doldursaymış yüreği, sevi diye hiçbir dert kalmayacakmış. Ama insanlar sevsin istemiş ve yüreklerini kendilerince doldursun istemiş. Beni anladın mı ? " Başını salladı Ögürcik. " Anladım..." " Gönül bu; ne zaman nereye düşeceği, ne zaman kimi seveceği belli olmaz. Dağlara bakar, dağları sever. Ağaca bakar, ağacı sever. Senin gibi, suyun başında bir kara saç görür, tutar onu sever. Kim ne diyebilir? Kimseye söz düşmez. Ha, şimdi bana sorarsan ne yapayım diye: Derim ki sev! Sevgi iyidir be Ögürcik. Özlersin, özlersen yaşarsın. Hem de iyi yaşarsın. Hem canını hem sevgini korursun. Bunun başka emi, çaresi yok. Yüreğin sev diyorsa seveceksin!" Ögürcik minnet dolu gözlerle Onbaşı Buka'ya baktı..
Sayfa 123 - Panama yayın eviKitabı okudu
İ.Ü. Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü çıkışlı bir yönetmen olan Metin Erksan, bu arada da Kamera takma adıyla sinema eleştirileri yazmaktadır. Aşık Veysel'in hayatı üzerine kurduğu "Karanlık Dünya", Erksan'ın "ilk film denemesi" olmasına karşılık ilginçtir. Türk sinemasında "ilk gerçekçi köy filmi" olarak dikkati çeker. Erksan bu gerçekçi çizgiyi "Yılanların Öcü"yle (1962) ve 1964 Berlin Film Şenliği'nde "en iyi film" seçilen Altın Ayı ödüllü "Susuz Yaz''la sürdürecektir. Bu ara da bir kent filmi olan "Gecelerin Ötesi'yle de Türk sinemasın da "toplumsal gerçekçilik" adıyla yeni bir akımın oluşmasını sağlayacaktır. Erksan, gerçekte bir "tutku sinemacısı"dır. Bu "tutku", yönetmenin dünyasında bir "kara sevda"dır. Örneğin "Acı Hayat "ta böyle bir tutkuyu anlatırken, sınıfsal çelişkileri de ortaya koyar. 1965'de yönettiği "Sevmek Zamanı" ise, ne kadar soyut bir dünyayı sergilerse de bir "tutkunun şiiri"dir. "Sevmek Zamanı'nın atmosferine son derece uygun düşüp yakaladığı bu "şiirsel estetik", Metin Erksan için olsun, Türk sineması için olsun bir zirvedir. Ve "Sevmek Zamanı" Erksan'ın en kişisel filmidir.
Sayfa 22
O zaman melankolinin kökenindeki karasevdadan yola çıkarak şu soruya yanıt aramaya çalışmak gerek: Aşk hep olanaksız mıdır? Hep hüzünlü müdür? Ayrılık bir kader midir? Hep kara mıdır sevda? Sigmund Freud'un hastalıklı sendromların prototipi olarak gördüğü normal durumlar arasında, uyku ve düşle birlikte yası ve aşk durumunu da saydığını biliyoruz. 1914 tarihli “Narsisizme Giriş” yazısında aşkı “En gelişmiş biçiminde nesne libidosunun yapabildiği öznenin nesne lehine tüm kişiliğinden vazgeçebilmesi” olarak tanımlar. "Yas ve Melankoli" metninde ise "Birbirine zıt her iki durumda, aşk tutkusu ve intiharda, benlik birbirinden çok farklı şekillerde de olsa nesne tarafından büyülenmiştir” der.
Sayfa 130Kitabı okudu
Yüzümüz AK mı KARA mı???
Çocuk doğura doğura hal kalmamış analarda. Üflesen uçacaklar cansızlıktan. Yürekleri yanık, ciğerleri delik... Şöyle bir araştırdım, en az çocuk doğuran kadın yedi çocuk doğur· muş. On, onbeş doğuranlar var. Ama ellerinde kaçı kalmış, o tarafını sormayın. Doğumda ölenler, doğduktan sonraki üç-beş yıl içinde her türlü hastalıktan ölenlerin toplamına bedel oluyor, hesaplanınca. Bu doğarken ölmede de tetanos baş rolü oynuyor. Sonrakilerin ölüm sebebini saymaya ise baş gelemeyiz. Kızamık, boğmaca, ishal, çiçek... Hem sayamıyorum, hem saymak bir fayda sağlamayacak. Saya saya sekizcik ettik dediklerine döner bu iş gide gide. Bir milletin en büyük serveti nüfustur derler. Bugünlerde yine sayılacağız. Sayılalım bakalım. Bana kalırsa, öte dünyaya doğarken gidenleri de saymalı köylerde, yüzümüz ak mı kara mı, meydana çıkar o zaman. Bütün hastalıklar, bütün ilkellikler üşüşmüş köylünün başına. Buna karşılık olarak oraya hiçbir şey yollayamıyoruz. Doktorluğu devletleştirelim diyoruz, lafta kalıyor, şunu yapalım diyoruz, lafta kalıyor. Ondan sonra da siyaset hastalığına tutulup, adamlardan oy toplama yolları arıyoruz. Onları kurtarmaya değil, kendimizi kurtarmaya çabalıyoruz. Onlar tetanoza, kızamığa, satIıcana yaklanırken ötekiler koltuğa ısınıp sandalya hastalığına yakalanıyorlar.
Sayfa 187Kitabı okudu
Reklam
26 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.