Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Şu gül nasıl dalında açtığı andan itibaren bir hakiki gül, bu bül­bül de nasıl her zaman bir hakiki bülbülse, Ben de oldum olası bir "hakiki insan"ım. İnsan olmam için, görevimi, alın yazımı yerine getirmem ve o alın yazısı doğrultusunda yaşamam gerekmez. Be­nim ağzımdan çıkan ilk kırık dökük hecelemeler bir "hakiki insan" ın yaşam belirtisidir, yaşam savaşım onun ilk güç gösterisi, son nefesim, "insan"ın gücünün tükendiğinin son belirtisidir. .
Sayfa 405 - Kaos YayınlarıKitabı okudu
[••“Bir mezarlıkta dolaşır gibiyiz. Sevgi yok, kin yok, sıcaklık yok. Yazısı silinmiş, yosun bağlamış mezar taşları. Zavallı memleket!”••]
Sayfa 330 - İletişim Yayınları
Reklam
haykıramadığımız duygularımızın düşünce yazısı..
Git, saril, ne kadar üzgün oldugunu söyle, sonra vedalas. Yok, nerede... illa duygusal bir sahne yaratacagim, illa kendime zirnik koklatmadigim o sonsuz sefkatimle birine iyi gelecegim, illa kendimi gerekli hissedece-gim. Yok ben yanindaym'lar, yok merak etme, ben hallederim'ler. Bir kez daha ayarsiz sevecenligimin kurbanyim. Merhametim batsin.
Sayfa 30 - sel yayıncılıkKitabı okudu
İnsan yaşamının süresi bir an; özü çalkantılı; duyumları belirsiz; tüm bedeninin bileşimi, kolay bir bozulma; ruhu bir kasırga; alın yazısı güçlükle kestirilebilen; ünü belirsiz bir kanı. Kısacası, insan bedenine ilişkin her şey akarsudur; ruhuna ilişkin olanlar, düş ve duman. Yaşamı bir savaş, yabancı bir diyarda bir eğleşme; ölüm sonrası ünü bir unutulmuşluk. Bu durumda, bize ne yol gösterebilir? Yalnız bir tek şey: Felsefe.
Evet, insan kimi vakit en olmayacak, en çılgın bir düşünceye öylesine kapılır ki, sonunda bu durumu çok olağan görür. Dahası var: Bu düşünce güçlü bir tutkuyla da birleşirse kaderde olan, önüne geçilmez bir alın yazısı oluverir insanın gözünde! Belki bir önsezinin etkisi, istem gücünün zorlaması, insanın kendini gene kendi hayaliyle zehirlemesi, ya da bunlara benzer bir şey vardır bunda…
Sayfa 145 - kıbeleKitabı okudu
Hayat bazılarını, hırslarının doruğuna varmadan, ilk mücadelelerinin ortasında terk etmiştir. Bazılarını ise, bin aşağılık durumdan sürünerek çıkıp asil bir konuma ulaştıktan sonra, sefil bir düşünce ele geçirir, sadece bir mezar taşı yazısı için mücadele etmişlerdir.
Türkiye İş Bankası- Hasan Ali Yücel Klasikler DizisiKitabı okudu
Reklam
Hayat bazılarını, hırslarının doruğuna varamadan, ilk mücadelelerinin ortasında terk etmiştir. Bazılarını ise, bin aşağılık durumdan sürünerek çıkıp asil bir konuma ulaştıktan sonra, sefil bir düşünce ele geçirir, sadece bir mezartaşı yazısı için mücadele etmişlerdir.
İtalyan faşizmi elbette bir diktatörlüktü, ama tam anlamıyla totaliter değildi; ılımlı oluşundan değil, ideo­ lojisinin felsefi zayıflığı yüzünden.
Öyleyse, acaba Avrupa'da (dünyanın başka yerlerini bir yana bırakırsak) dolaşan başka bir hayalet mi var?
Parçalılık buyruğu bizi henüz ortada parçalı bir şey olmadığını duyumsamaya çağırır, tam anlamıyla değil ama tam olmayan anlamda.
Reklam
Hayat bazılarını, hırslarının doruğuna varamadan , ilk mücadelelerinin ortasında terk etmiştir. Bazılarını ise, bin aşağılık durumdan sürünerek çıkıp asil bir konuma ulaştıktan sonra , sefil bir düşünce ele geçirir, sadece bir mezar taşı yazısı için mücadele etmişlerdir . Yaşlılığın sonuna varan bazıları, gençmiş gibi yeni umutlara kapılarak büyük verildiği mücadelelerinin ortasında zayıflığından ötürü yere çakılır.
Evet, insan kimi vakit en olmayacak, en çılgın bir düşünceye öylesine bir kapılır ki sonunda bu durumu çok olağan görür. Dahası var: Bu düşünce güçlü bir tutkuyla da birleşirse kadere olan, önüne geçilemez bir alın yazısı oluverir insanın gözünde! Belki bir önsezinin etkisi, istem gücünün zorlaması, insanın kendini gene kendi hayaliyle zehirlemesi ya da bunlara benzer bir şey vardır bunda…
Sayfa 118Kitabı okudu
Söylemek-üzerelik
Soru var oysa hiç kuşku yok; soru var, ama hiç yanıt arzusu yok; soru var ve söylenebilecek bir şey yok, ama ancak söylemek-üzerelik var. Tüm soru olanağını aşan sorgulama, söz konusu ediş.
Felaket unutuşun yanındadır; belleksiz unutuş, iz bırakmamış olanın kımıltısız bir şekilde geri çekilişi -belki de anımsanamaz olan; unutuşla anımsamak, yeniden dışarısı.
'Ben bir başkasıdır'
Ben vazgeçilmez değilimdir, bendeki herhangi biridir başkası tarafından çağrılan, ona yardım borcu olan -biricik olmayan, daima yeri doldurulan- kişi olarak. Başkası aynı zamanda hep başkasıdır, ama kendini bir'e ödünç veren başkası, şu ya da bu kişi olmadan ve yine de her seferinde tek olan başkası, ki her şeyimi ona borçluyumdur, kendimi yitirmem de dâhil.
454 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.