Gidip gelen, koşan sonrasız bir aynada.
Bir bahçede düşünen ağacın altında,
Gecikmiş bir gemiyi bekleyen rıhtımda,
O kendi kendinin içinde garip konuk.
Varlık'ta yayımlanan ilk şiirlerinde Mehmet Ali Sel, bazı çevirilerinde Adil Hanlı imzasını kullandı. Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası şeflerinden Bando Heyeti Başkanı Mehmet Veli Kanık'ın oğlu. Yazar Adnan Veli Kanık kardeşidir. Çocukluğu Beykoz, Beşiktaş ve Cihangir semtlerinde geçti. Galatasaray Lisesi'nde yatılı olarak
Orhan Veli'nin, Oktay Rıfat Horozcu ve Melih Cevdet Anday ile beraber çıkarttıkları Varlık Dergisi'nde de bolca örneklerini paylaştıkları kafiyesiz, ölçüsüz, şairenelikten uzak yeni bir şiir akımı başlatırlar. Bu başlattıkları akımın adı da Garip Akımı'dır ve bu 3 kişi de artık Garipçiler olarak anılmaktadır.Kısa ama Orhan Veli ile dolu dolu olan bir kitap "Hoşgör Köftecisi". Kitabın başında yazdığı gibi, keşke daha çok yaşasaydı da bizi o güzel mısra ve satırlara doyursaydı...36 yaşında hayata veda eden bir Orhan Veli. Yaşasaydı kim bilir daha neler yazardı. Birbirinden güzel öykülerinin bulunduğu kitabı bir nefeste okudum. Sait Faik Gibi daha çok öykü yazabilseydi keşke.Orhan Veli elbette öncelikle şair kimliğiyle bilinir ve öne çıkar. Fakat bu kısa öykülerden oluşan kitabı okunmaya değer.
Hoşgör KöftecisiOrhan Veli Kanık · Yapı Kredi Yayınları · 20133,039 okunma
‘‘Ölünce biz de iyi adam oluruz;
Şöhretmiş, kadınmış, para hırsıymış,
Hepsini unuturuz.’’
Kitapta bende iz bırakan Orhan Veli dizeleri bunlar oldu. O yüzden yazmaya da ‘‘Ölüme Yakın’’ şiirinden bir alıntıyla başlamak istedim. Orhan Veli belki yaşarken de iyi insandı, çok seviliyordu ama o garipliği, anama duyurmayın dediği mahzunluğu; tarifsiz
Ben Orhan Veli
1914'te doğdum
1 yaşında kurbağadan korktum
2 yaşında gurbete çıktım
7'sinde mektebe başladım
9 yaşında okumaya
10 yaşında yazmaya merak saldım
13'te Oktay Rıfat'ı
16'da Melih Cevdet'i tanıdım
17 yaşında bara gittim
18'de rakıya başladım ve şarkı söylemesini çok sevdim
19'dan sonra avarelik
Ahmed Arif Diyarbakırlı. İlk şiirleri 1948-1951yıllarıarasnı da bir iki dergide göründü. O günlerde kendisi Ankara Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesinde, felsefe bölümünde öğrenciydi. Sonra tutuklandı.
İlk şiirlerini ortaya çıkardığı sıralarda Orhan Veli ve arkadaşları şiire iyice hâkim görünüyorlardı. Garip dönemi bitmiş, Sabahattin Eyuboğlu'nun deyimiyle 'halk olarak sanatın' dolaylarında dolaşılmaya başlamıştı. Bütün gençler, bütün yeni yetmeler Orhan Veli'ye, Oktay Rıfat'a, Melih Cevdet Anday'a öykünüyordu. Sanki şiir yalnız onların yazdığıydı; onların yazdığından başka şiir olamazdı sanki. Gençlerin bu bilinçsiz tutumu şiirimize zararlı olmuştur ama genç sanatçıların çoğu böyle olmakla birlikle, aralarında kendi çıkış noktalarını geliştirmeye çalışan, Orhan Veli ve arkadaşlarına pek kulak asmayan kimseler de yok değildi.
Ahmed Arif i de bunlardan biri olarak görüyoruz. İlk şiirinde bile. Gariple gelen şiirin içeriğine aldırmamıştır. Önerilmekte olan ve bir çeşit şiirsiz şiir diyebileceğimiz hareketi umursamadan kendi doğrultusunda çalışan birkaç şairden biri de odur.
"Hava iyi olunca, Küllük denilen Eminefendi kahvesi toplantı yerimizdi. Şimdi Beyazıt meydanında oturulup bir çay içilebilecek tek yer olan caminin arkasındaki çınarlı kahveye kimseler rağbet etmezdi eskiden. Eminefendi kahvesine yalnız öğrenciler değil; ressamlar, yazarlar, şairler de gelirdi. Ankara'da olmadıkları zaman Orhan Veli, M. Cevdet ve Oktay Rifat ile orada buluşurduk. Orhan Veli'nin bacakları öyle ince ve öyle uzundu ki, alçak tahta iskemlesinin üstünde otururken, herkes gibi bacak bacak üstüne atmaz, bacaklarını birbirine dolardı. Abidin Dino'nunki kadar biçimli olan elini, delik deşik izlenimini veren yanağına koyar, bir türkü söylerdi ara sıra:
Cihan da bilir benim sana yandığım,
yandığım aman
Ellerim koynumda garip kaldığım,
kaldığım aman.
Böylesi çatlak bir sesle bu kadar güzel türkü söyleyeni ömrümde duymadım."
“Genç şair ve eleştirmeciler onun için bir kaç kitap yazsalar çok yerinde olur. Aradan bir on sene geçsin, kıymeti daha çok anlaşılacak gibime geliyor. Bir genç şair eleştirmecinin onu uzun uzun, seve seve bize anlatmasını bekliyorum”, demiş Sait Faik.
Bu kitap o kitap işte. Önüme düştü şair hakkında araştırmalar yaparken. İyi ki düşmüş.
Oktay Rifat, çağdaş şiirimizin bu üç ustasının el verdiği 'Garip' akımıyla ilgili bildiklerini şöyle anlatır bizlere:
«On yıl kadar önce sıcak bir yaz günü, orta yaşlı bir köylü yolunu sormak için yanıma yanaştı. Üstünde partal bir palto, paltonun altında bir ceket, ceketin altında yelek, yeleğin altında da yakası iliklenmiş mintanı vardı. 'Yolunu gösteririm ama önce üstünden şu paltoyu çıkart!' dedim. Çıkarttı. 'Ceketi de çıkart!' Onu da çıkarttı. 'Şimdi de yeleği çıkart!' Çıkarttı. 'Çöz mintanının yakasını!' Çözdü. 'Sıva kollarını!' Sıvadı. 'Senin sorduğun yere şuradan gidilir!' dedim. Yürüyüp gitti. Giderken bir iki kez arkasına dönüp baktı. Kıssadan hisse: Garip hareketi her şeyden önce bir havalandırma hareketidir.»
Merhaba
Kıymetli okurlar ….
Orhan Veli Kanık (13 Nisan 1914 – 14 Kasım 1950), daha çok Orhan Veli olarak bilinen Türk şair.
Melih Cevdet ve Oktay Rifat ile birlikte yenilikçi Garip akımının kurucularından olan Orhan Veli Kanık, şiirlerinde yalın bir anlatımı benimseyerek şiir dilini konuşma diline yaklaştırmıştır .Şair, 36 yıllık
Hep yaşadığımı hatırlatıyorum kendime
Ve diyorum: "İşin acele!
Bir gün ne el kalacak tutmak için,
Ne yürümek için bacak,
Ne bulutların seyri,
Ne de bir hatıra dünyamızdan;
Çünkü hatıralar kuşlar gibi
Dal ister koncak."
Oktay Rifat
Melih Cevdet Anday Melih Cevdet Anday 1915-2002 yılları arasında yaşamış 87 yaşında İstanbul'da vefat etmiştir. Şiir, tiyatro oyunu, roman, deneme, makale yazarıdır. Lise arkadaşları Orhan Veli ve Oktay Rifat'la birlikte ortaya çıkardıkları Garip Akımı'nı başlatmışlardır. Gizli Emir altıncı romanı olup 1970 yılında yayımlanmıştır. Gizli Emir’de, bir kentte yaşayan farklı kesimlerden insanların “Nereden ve ne zaman geleceği belli olmayan” bir gizli emiri beklerken yaşantılara odaklanıyor.
Oktay Rifat Ali Oktay Rifat 1914-1988 yıllarında yaşamış 73 yaşında İstanbul'da kalp krizi sonucu vefat etmiştir. Orhan Veli ve Melih Cevdet Anday ile birlikte Garip akımının kurucularındandır. Şiirlerinde sürekli bir değişim içerisinde oldu, önceleri "Sanat toplum içindir anlayışıyla yazdığı şiirleri 1960'lardan sonra "Sanat, sanat içindir" anlayışını benimsedi. Bayraklarımı Çektim, Oktay Rifat’ın kitaplarından seçerek okuduğu, toplam 16 şiirden oluşan ses kaydı da yer almakta.
Melih Cevdet Anday 1915 yılında Çanakkale'de doğdu. Doğumundan kısa bir süre sonra ailesiyle İstanbul'a geldi ve çocukluğu Kadıköy'de geçti. Babasının işi nedeniyle Ankara'ya taşınmalarının ardından, lisede Orhan Veli Kanık ve Oktay Rifat'la tanıştı. Edebi hayatına 1936'da Varlık'ta yayımlanan
Tam Garip Akımı'nı temsil eden bir şiir kitabı. Vezin, kafiye yok. Gelenek dışı şiirler mevcut. Günlük yaşamdan kesitler sunuluyor. Sokak Dili kullanılıyor. Dadaizm ve sürrealizm akımlarından etkilenmiştir. Nükte ve tekerlemelere yer verilmiştir.
“Dursuncukta şafak atar
Okuyup üflemiye başlar
Süphaneke sünbülteke
Anan keçi baban teke
Estepeta
Mestepeta
Minha
Püüüüüf
Ey huzuru hazıran
Bezmi irfan
Vakti safayı canan
Laindir münafıktır şeytan
Şeytanın şerrinden sakınırım..."
Karga ile TilkiOktay Rifat · Yeditepe Yayınları · 195444 okunma