"Teolojik Çözümleme"
Suç ve Ceza’nın -gerek muhtevası gerekse illeti bakımından- psikolojik çözümlemelerden vücuda geldiği düşünülür. Bizce bu, sadece bir yakıştırmadır ve acele verilmiş bir hükümdür. Üstelik sığ bir kanaatten husule gelmiş basit bir düşüncedir de. Zira eser -felsefi bir problemi kaynak alması hasebiyle (bizce)-
Size yazarı anlatmalı mıyım? Haddim değil deyip susmalı mıyım? Elbette pek çoğunuz benden çok daha iyi biliyorsunuzdur. Hele ki bu eseri okumaya kalkışmış yahut okumuş biriyseniz zaten oldukça aşina olmanız muhtemeldir. O nedenle bu çipil gözlü, ( bizim oraların deyimiyle) bi kucak sakallı adamı anlatmak işlemini pas geçiyorum.
Tolstoy bu
şunu asla unutma
izleyicisi olduğun her acının , müşterisisin ..
zemini oluşurken seyirci kalırsan
ucu sana dokunmadığında izlersen
senden olanlar yaparsa susarsan
işine yararsa destek verirsen
itiraz eden olursa yalnız bırakırsan
kendi kendine düzelsin istiyorsan
hiçbir şey değişmeyecek
katlanarak devam edecek ..
( Terör , Şiddet ,
‘Yapmamayı tercih ediyorum’’
Kitabı satın alırken tezgahtarın bana söylediği cümle idi. Sonra karşılıklı muhabbet etmek amacıyla sordum ‘’beğendiğiniz bir eser sanırım? ‘’
‘’ Evet, çok beğendim, siz de beğeneceksiniz’’
‘’Neler kaldı aklınızda?’’ dedim.
Bu tanıtım cümlesini kitabı satarken söyleme gereği duyduysa, tercih etmeye karar
Dün akşam rastlantı sonucu baktığım çöp kutusunda bir incelememin kaldırılmış olduğunu gördüm. Gönderim TOPLULUK KURALLARIMIZI İHLAL ETTİĞİ GEREKÇESİ İLE YAYINDAN KALDIRILMIŞ. İhlal edilen kural da KİTAPLA İLGİSİZ OLAN İNCELEMEymiş. Ha bir de, 1000KİTAP'IN OKUNURLUĞUNA ZARAR VERECEK ŞEKİLDE bir incelemeymiş. Bu zararı nasıl vermişim anlamış değilim. Bir de anlamadığım şey, kitapla nasıl ilgisiz oluyor? Çünkü incelemede kitaptaki alıntılara yer verilmiş ve alıntılar üzerinden yorumlama yapılmış. İnceleme bazı okurları rahatsız etmiş olacak ki, şikayet edilmiş. Çünkü incelemesi yapılan kitap özellikle erkek okurları rahatsız edecek türden. Tabii bir de İSTANBUL SÖZLEŞMESİ YAŞATIR OKUMA ETKİNLİĞİ kapsamında bir inceleme olması. Çünkü İstanbul Sözleşmesi Yaşatmaz diyen çok okur var. Size tavsiyem arada bir çöp kutusuna bakın. Sizin haberiniz olmadan birileri alıntınızı ya da incelemenizi şikayet etmiş olabilir. En azından itiraz hakkınızı kullanmış olursunuz. Hepinizden verdiğim rahatsızlıktan dolayı özür dilerim.
hizliresim.com/Vqi9xO
“Mesele çocuklarına vereceğin herhangi bir
ders değil, örnek bir yaşamdı” (s.37).
Baba, anneyle birlikte bir çocuğun sağlıklı bir benlik algısı, güçlü bir kişilik, kendisi ve toplumuyla barışık bir kimlik geliştirmesinde en önemli aktörlerden biridir. Zira bir ailede baba güveni, otoriteyi, saygıyı, cinsiyet rollerinin öğrenilmesinde onaylanmayı
Elazığ Akıl ve Ruh Sağlığı Hastanesi’nde tedavi gören ve 1965 yılında vefat eden fotoğrafta ortada olan ve deli denilen velinin Allah'a yazdığı muhteşem mektup;
“Ben dünya kürresi,
Türkiye karyesi ve Urfa Köyünden,
El-Aziz (Elazığ ) Tımarhanesi (Akıl ve Ruh Sağlığı Hastanesi) sakinlerinden; İsmi önemsiz, cismi değersiz,
Çaresiz ve kimsesiz
Arkadaşlar öncelikle kitabı inceleme yapmaya kesinlikle yaş sınırı muhabbeti ile başlamak istiyorum.(+18) veya (+21) yaş sınırı arasında gittim geldim.Yani (+18) olduğu kitabın garanti ama (+21) de olabilir.İncelememi de bu yaş altındaki arkadaşlar okumasın.Biliyorum bu tarz uyarılar o yaşlarda daha bir çekici geliyor ama bunu söylemem lazım.Çünkü
Sevgi ile ilgili kendine has tanımları olan bir eser. Kapitalizm para kazanmak için "sevgiye" belirli tanımlar getirmek zorundadır. Kadının kuaföre gitmesi, para harcaması, dişi gösteren kıyafetler alması, arzulanabilir olması ve nihayetinde birilerinin cebine para doldurabilmesi için ; sevginin tanımları birilerinin menfaatleri
“Hayatını değiştirmeyi düşünmeyen, giderek daha az şeye razı olan, hiçbir şeye itiraz etmeyen biri... İşten eve, evden işe yani. Bir gün kendime niye yaşadım ki bunca yılı diye sormaktan korkuyorum.”