Hüsrev bir tiyatro yazarıdır ve son yazdığı eser "Ölüm Korkusu" ile aslında tevarüs edilen bir kader ile yüzleşmektedir. "O, Allah, kemâllerin kemâli. O noktaya tutkun, bilerek bilmeyerek ondan onu istiyoruz. Bu yolu açan, bu ateşi bizde yakan da o, biz değiliz." diyen Hüsrev, bir adam yaratmanın kendisinde oluşturduğu cinneti, çığlığı ancak O'nunla susturabiliyor. Karakter olarak sadece kendisinin varolduğu oyunda, diğerleri sadece gölge fonlardan ibaret. Psikoloji olarak da yalnızca Hüsrev'i görebiliyor onun duygularını hissedebiliyoruz.
Necip Fazıl'ın bizzat yaşadığı fikri buhranların yansıması olan "Bir Adam Yaratmak", dramatik yönden oldukça güçlü olduğu gibi tiyatro içinde tiyatro ile üst kurmaca yapan bir eser. Ölüm, varoluş, yaratılış ve kader hakkında uzun monologlara derin tiratlara sahip. Ancak bunlar öyle söylevler ki bir yandan kişiyi kıskaç gibi sıkarken bir yandan hakikatin ve kaderin makus rahatlığı huzura sevk ediyor.