Aslında bir çocuk kitabı olan Momo'nun her yaş grubuna verebileceği dersler var. Ben ortaokuldayken de okumuştum bu kitabı fakat yetişkin halimle okurken daha çok sevdim Momo'yu.
Kimsenin bilmediği bir yerde, bilinmeyen bir zamanda, kimsenin bilmediği başka bir yerden gelip, insanların yüreklerine dokunan Momo; kimsesiz küçük bir kız çocuğudur aslında. Hatta o kadar kimsesizdir ki kendi adını bile kendisi koymuş. Nereden ve nasıl geldiiği belli olmayan gizemli bir çocuğunun ana karakter olduğu masal tadında bir anlatım. İşlenen konu "ZAMAN". İnsanların değerli zamanlarını çalan duman adamlar.İnsanların değerli zamanlarını çalıp kendileri kullanıyorlar. Hayal ögeleri barındıran kitabı öylesine okuyup geçmek yerine, asıl anlatılmak isteneni görmek lazım. Mesela "duman adamlar" gerçek olabilir mi? Zamanımız çalınıyor olabilir mi? Sosyal medya, telefonlarımız, hayatımızı kolaylaştıran ve bize "zaman tasarrufu" sağladığını düşündüğümüz teknolojik aletler, hepsi birer "duman adam" değil midir aslında? Ne zaman biraz durup pencereden dışarıyı izledik? Sürekli bir koşturma içinde olduğumuz hayatta, zamanımız yalnızca çalışıp kazandıkça değerli.Demek ki etrafımızda bir çok "Duman Adam" var.
Kitap aslında bir modern yaşam eleştirisi. Modernliğin zamanımızı nasıl öldürdüğü anlatılıyor. SabahattinAli 'nin dediği gibi Yarın öldüğümüz zaman birisi bize sorsa: "Dünyada neler gördünüz?" dese herhalde verecek cevap bulamayız. Koşmaktan görmeye vakit olmuyor ki...