Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
448 syf.
·
Puan vermedi
·
515 günde okudu
Terapiye verecek paranız yoksa, durağınız Divan
Bu kitabı 515 günde bitirdiğime bakmayın, son 300 sayfayı 2 günde okudum. Yalom’un kalemiyle 13 yaşımda
Güneşe Bakmak Ölümle Yüzleşmek
Güneşe Bakmak Ölümle Yüzleşmek
kitabıyla tanışmıştım. Yalom’la tanışmak için sıradışı bir kitaptı. O yaşlarda ölümü çok sorguluyordum, hiç korku beslemeden. Besleyen insanlar hakkında merak düşüncelerim oluşunca bu kitabı okumuştum. Divan’dan sonra da kesinlikle
Divan
DivanIrvin D. Yalom · Ayrıntı Yayınları · 20215,2bin okunma
664 syf.
10/10 puan verdi
Selam yıldızlarım! Bugün kapağıyla beni kendine çekmeye pek ala yeten “Uyumadan Önce Tuttuğum Dilek” kitabıyla geldim. Kitabın kalınlığı, puntolarım küçük olup sayfayı doldurması beni biraz korkutmadı diyemem. Ama inanın bana, soluksuz okunuyor. Ben bir oturdum bitirene kadar da başından kalkmadım Kitabın dili beni biraz korkutuyordu, üçüncü kişi
Uyumadan Önce Tuttuğum Dilek
Uyumadan Önce Tuttuğum DilekAnita Felipova · Pukka Yayınları · 023 okunma
Reklam
·
Puan vermedi
istanbul kırmızısı
Dünyaca ünlü yönetmenimiz Ferzan ÖZPETEK’in ilk romanı olan İstanbul Kırmızısı, otobiyografik tarzda yazılmış bir eserdir. Teyzeleri, anneannesi, kardeşi ve annesiyle İstanbul’da büyüyen yönetmen; hapiste olan babasını uzun yıllar göremez. Biraz da küçük yaştaki cinsel eğilimlerinden dolayı babasıyla iyi bir ebeveyn- çocuk ilişkisi kuramazlar.
İstanbul Kırmızısı
İstanbul KırmızısıFerzan Özpetek · Can Yayınları · 2014991 okunma
192 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Şöyle afili bir giriş lazım bu kitabın incelemesine. Biraz vurdumduymaz, biraz korkusuz, yasakları çiğneyen bir giriş. "Kılığı düzgün bir adamın sokakta simit yemesi yasaktır" diyor Yusuf Atılgan. Bütün yasaklar gibi bunun da bir kaçamak yolu yok mu? Var, var elbet. Ama biz alışılmışın dışına çıkmayız. Düzene kafa tutmayız. Başkaları
Aylak Adam
Aylak AdamYusuf Atılgan · Can Yayınları · 201959,9bin okunma
512 syf.
·
Puan vermedi
Kitapta sürekli aynı diyaloglar değirmen taşı gibi dönüyor. "Efken kadınlara zarar vermez, o öyle biri değil." Bir de garip bir şekilde "Kadınlara karşı çok kabasın, o bir kadın?" durumu var. Bu nasıl çelişki, kitap boyu devam ediyor. Wattpad hali böyle değildi. Feminen düşüncelerle şekillenmiş. Doğal bir şekilde ilerleseydi takdir edilebilir ama son derece yapay. Okuyucuların tepkisinden ötürü tepki göstermeyecek şekilde yazılmaya çalışılmış. Yazarın okura yan karakterle verdiği alt mesajlar. "asla öyle biri değil" Diyaloglar çok uzun ve bir insanın kurmaya gücü yetmeyeceği kadar ilginç betimlemelerle dolu. Sanatsal hissettirmiyor. Bu yine ne saçmalıyor? Diyorsunuz. Efken gibi özürlü erkekler çok var. Mahinev'in yine feminen düşüncelerle her şeye cevap vermesi de değişik. İki ergen atışıyor.Biri neredeyse otuzunda diğeri yirmi birinde. Konuşmaları mantıklı da değil. Betimlemelerle sadeleştirmiş ama duygu vermede sıkıntılı buluyorum. Bol betimleme olan hali de farksız. Bu açıdan Yabancı serisinin yazarı daha iyi. En azından betimlemelerinde bu yazara oranla ruh var. Olay örgüsü hiç heyecan vermiyor, karakterler çok itici. Yazar olayın içine girmiyor, yüzeysel geçiyor. Konuşmalarda kalıyor her şey. İs serisini beğenmemiştim, ikinci kitabı daha güzel görünüyor. Belki diğer kitap heyecanlı olur.
İçi̇nde Bi̇r Sen
İçi̇nde Bi̇r SenBinnur Nigiz · Dokuz Yayınları · 20203,329 okunma
48 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Çatlak / F. Scott Fitzgerald Türkçesi: İrem Uzunhasanoğlu Minyatür dizi bizleri Fitzgerald’ın yaşamındaki parıltılı dönemin yerini umutsuzluğa bıraktığı o çöküş yıllarına götürüyor. 1936’da Esquire dergisinin Şubat, Mart ve Nisan sayılarında üç bölümlük bir dizi olarak yayımlanan yazılar, Fitzgerald’ın ölümünden kısa bir süre sonra derlenmiş ve dilimize ilk kez İrem Uzunhasanoğlu’nun Türkçesi ile kazandırılmıştır. Bir yazarın yükseliş ve düşüş dönemleri arasındaki derin yarıkların sezileri “Çatlak” ile hem bir içdöküş hem de bir tavsiye niteliğinde. #alıntı “Artık kendimden daha fazla vermeyecektim, fedâkarlık bundan böyle yasa dışı ilan edilmeli ve ona yeni bir isim verilmeliydi: İsraf.” ”Dünya sadece senin gözlerinin önünde var olur — senin algındır. Onu istersen büyütür, istersen küçültürsün.” “.. üstün bir zekânın kıstası iki karşıt fikri aynı anda zihninde tutabilmek ve bunu yaparken de işlevselliği koruyabilme becerisidir.” Ketebe Yayınları
İrem uzunhasanoglu
İrem uzunhasanoglu
@birdahaoku #çatlak #fscottfitzgerald #ketebe #tavsiye
Çatlak
ÇatlakF. Scott Fitzgerald · Ketebe Yayınları · 202410 okunma
Reklam
132 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Bir gece Doktor Filipoviç Şarik adlı sokak köpeğini evine getirir. Onu bir güzel temizler ve bakar. Aslında Doktor Filipoviç bu sokak köpeğini kendi deneyinde kullanmak için evine almıştır. Doktor, Şarik'i ameliyat ederek hipofiz ve er bezlerini adi, suçlu bir insanınkiyle değiştirir. Şarik'te büyük değişimler olmaktadır. O artık kaba, yüzsüz, açgözlü, sürekli küfreden bir insana dönüşmüştür. Doktor için artık bu büyük bir sorun olmaya başlamıştır. Mihail Bulgakov Sovyet dönemini mizahi yolla çok güzel eleştirilerde bulunuyor kitapta. Kitabın türünü bilimkurgu / hiciv olarak harikaydı. Okurken yer yer güldürüyor yer yer eleştirileriyle düşündürüyor. Dönemi harika yansıtmış. Sayfa sayısı az olmasına rağmen içi dolu. Çevirisi gayet güzeldi. Çeviri açıklamaları yeterliydi hoşuma gitti. Bulgakov'un yasaklı eserlerinden biri 1962 yılından sonra basılma imkanı bulmuş. Bulgakov'a başlamak için güzel bir giriş kitabı olduğunu düşünüyorum. Dönem kitaplarını ve benim gibi hiciv kitaplarını seviyorsanız kesinlikle okumanızı tavsiye ederim. "Şunu anlayın ki, asıl korkunç olan artık köpek kalbi değil, insan kalbi taşıması. Yani doğada var olanlar arasında en rezilini."
Köpek Kalbi
Köpek KalbiMihail Bulgakov · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201918,8bin okunma
612 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
11 günde okudu
Leonardo Padura’dan okuduğum ilk kitap Sapkınlar. Çok ama çok severek okudum. Kitap, her biri birbirinden güzel üç bölümden oluşuyor. İlk bölüm II. Dünya Savaşı öncesinde Nazilerin zulmünden Havana’ya kaçan Yahudi bir çocuğun öyküsünü, ikinci bölüm 17. yüzyılda Rembrandt’ın yanına çırak giren Yahudi bir gencin öyküsünü ve son bölüm günümüz
Sapkınlar
SapkınlarLeonardo Padura · Bilgi Yayınevi · 20231 okunma
52 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 saatte okudu
Bunları kendine söyler söylemez anlamıştı, ağır ve ışıl­ tılı anahtar elindeydi, uykuya dalmış derin kuyulardan alabildiğine parlak, alabildiğine keskin bir şekilde bir anda çıkagelen bağlantıyı anımsamayla birlikte kurmuştu: Yoldaki gölgeler yapmıştı bunu, kendi sözcüklerine doku­ nup onları uyandırmışlardı, evet ama bundan da fazlası olmuştu. Ve adam bir ürpertiyle gerçekleşen kavrayışının anlamını, sözcüklerin gerçeği söyleyen anlamını ansızın hissetti: Geçmişlerini arayan, artık gerçekte var olmayan geçmişe boğuk sorular yönelten bu gölgeler onların ken­ disi değil miydi? Gölgeler, canlanmak isteyen ama bunu artık başaramayan gölgeler... Ne kadın eski kadındı ne de adam eski adam... Ama tıpkı ayaklarının dibindeki bu kara hayaletler gibi kendilerini bulmak için boş yere didiniyor, cansız ve güçsüz çabalarla kendilerinden kaçıp, kendilerini yakalamaya çalışıyorlardı. Bilinçsizce iç geçirmiş olmalıydı ki kadın hemen ona doğru döndü: "Neyin var, Ludwig? Ne düşünüyorsun?" Ama adam geçiştirmekle yetinip, "Hiç! Hiç ! " dedi. İçinin daha derinlerine kulak verip geçmişe döndü; acaba o ses, anımsayarak gerçekleri söyleyen o ses ona dönüp, geçmişle birlikte bugünün üzerindeki örtüyü de kaldıracak mıydı?
Geçmişe Yolculuk
Geçmişe YolculukStefan Zweig · İş Bankası Kültür Yayınları · 202326,6bin okunma
328 syf.
9/10 puan verdi
·
39 günde okudu
Şoke edici. Çocuk kitabı gibi bir dille ve düşük fantezi tarzda başlayan, hafif fantastik öğeler bulunduran bir kitap okuyorum derken, öyle bir tırmanıyor ki, neye uğradığınızı şaşırıyorsunuz. Bir kere müthiş bağlanmış bir kitap. Karşılıklı mektuplarla karanlıkta kalan konuları aydınlığa kavuşturmuş yazar. Kitabın üslûbu, karakterleri, konusu, değindiği düşünceler, sahneleri, her şeyi çok başarılı. İçinde arkadaşlık var, yoksulluk var, dinler bolca var. Hatta miraç benzeri bir sekans bile var ki çok enteresan. Belki de kitabın en ilginç bölümüydü. İslâm dinine mensup bir insan olarak, dinimizin hassasiyetlerinden bir tanesi olan, tanrısal öğelerin betimlenmesinden kaçınma durumu genlerimize işlemiş durumda. Yani Allah ve peygamberimiz resmedilemez, betimlenemez bizde biliyorsunuz. Yalnız kitaptaki bölüm o kadar ilginç ki, mutlaka herkesin okuması lâzım. İslâma pek uygun bir diyalog geçmiyor(evet diyalog) ama zaten çocuk da müslüman değil yazar da. Bunları göz önünde bulundurmak lâzım. İslami terör, terörizm, dinler çatışması, insan manipülasyonu, toplum mühendisliği, radikalleşme gibi pek çok konuya değinilen bu kitabı mutlaka okumalısınız. Bu kitapta İslâmi terörist bir eylem anlatılırken, başka dinlere mensup toplumların da yozlaşmış yaşam ve düşünce dünyası da başarıyla resmedilmiş.
Yüzlerin Ötesini Gören Adam
Yüzlerin Ötesini Gören AdamEric Emmanuel Schmitt · Doğan Kitap · 2018114 okunma
Reklam
90 syf.
7/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Eszter'i kaldırıp bir sarsmak isteyenler derneği. Kızım bırak o adamı, bırak ben arkandayım! İşin Aslı Judith ve Sonrası kitabıyla okunurluğu artan Macar asıllı bir başka iyi yazar Sandor Marai'ın dilimize çevirilen eserlerinden bir diğeri. Eszter'in ablasının eski eşi ve çocuklarının, abla Vilma'nın ölümünden yıllar sonra Eszter'i tekrar ziyareti etrafında şekillenmiş roman. Bu eski eş, inanılmaz narsist özellikler taşıyan ve manipülasyon gücü yüksek biri ve müthiş derecede herkesi ve her şeyi sömürü kabiliyeti var. Yazar bunu rahatsız edici bir üslupla ve kasten yapmış. Bunu sevdim, fakat Eszter'in bu kadar ezik oluşunu, aşağılanmayı ve sömürülmeyi kabulünü, yazarın taşıdığı umutsuzluğu sindiremedim. İçinden çıkılmaz bir alınyazısı gibi gösterdiği yaşam stili, kitabın arkasında yazdığı gibi halklara ve ülkelere dair bir atıfsa, bence bu daha kötü. İnsana, ne yaparsanız yapın manipülasyon gücü yüksek bir otokrasiye boyun eğmek zorunda kalırsınız mesajı verir, eğer arkada yazılanlara inanırsak, ve bu çok saçma. O yüzden bunun boşuna bir yorumlama olduğuna inanmak istiyorum. Macar Edebiyatı'nda karşılaştığımız büyülü dil ve psikolojik derinliği sürdürüyor bence eser ama kurgu tekniği ve karakter donanımı açısından zayıf. Atlayıp geri döndüğü zamanların daha iyi kurgulanabileceği fikrindeyim. Her şeye rağmen okuduğuma pişman olmadım çünkü kullandığı dil çok edebi. Şiirli cümle dolu bir roman bulmak git gide zorlaşıyorken, iyi geliyor bana.
Eszter'in Mirası
Eszter'in MirasıSandor Marai · Yapı Kredi Yayınları · 2023235 okunma
200 syf.
8/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Pazartesi hapşırmayın, çarşamba doğmayın, öldürdüğünüze dokunmayın!
“Bir korkuya neden sığınır insan, neden onu içinde besler ve büyütür?” Batıl inançlarınız var mı? Çoğumuzun cevabı evet olsa da, “hadi canım, öyle şey olur mu,” diyenlerin sesini de duyar gibiyim. Ama şu bir gerçek ki gün içerisinde batıl olup olmadığına dikkat etmeksizin birçoğunu uygularken buluyoruz kendimizi. “Doğum gününde mum üflemek
Orta Çağ Avrupa’sında Batıl İnançlar
Orta Çağ Avrupa’sında Batıl İnançlarGülnur Özer · Selenge Yayınları · 202312 okunma
232 syf.
10/10 puan verdi
ZATEN Evrim GÜRLER İki kadın, iki ayrı hayat… Yaşanmışlıkları farklı olsada, hissettikleri ile birlikte yaşayacakları aynı iki kadın… Güneş ve Nil.. 𝑮ü𝒏𝒆ş Eşi Tolga ile altı yıllık güzel bir evliliğe ve reklam sektöründe başarılı bir iş hayatına sahiptir Güneş. Hatta mesleğiyle ilgili basılmış bir de kitabı vardır ki, reklam sentöründe yapmış
Zaten
ZatenEvrim Gürler · Mona Kitap · 20247 okunma
120 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Kibar,nahif, güçlü bir anlatı, yüreğime mührünü bırakan kitaplardan biri,derin ve dokunaklı bir metin. Taşların sesine kulak veriyoruz. Fransa'da bir ailenin üçüncü çocuğu engelli olarak doğar, göremez, konuşamaz, yürüyemez...Bu çocuğun tüm ailenin hayatını nasıl etkilediğini ve çocuğun gidişinden sonra varlığının sessiz izlerinin aile bireylerini etkilemeye nasıl devam ettiğini görüyoruz hatta ölümünden sonra doğan sonuncuyu bile... Olumlu birer anne baba figürü var, çocukları için ellerinden geleni yapan, obsesif bir ağabey,engelli kardeşine kendini adamış ve isyankar abla, engelli kardeşine umursamaz davranan ve sonradan doğan sonuncu, o da hiç görmediği ölen kardeşinin varlığı ve izlerini yüreğinde hissederek büyüyor.Zaman geçtikçe ailede bazı roller değişiyor, bazı şeylerin izleri ise insanın benliğine yapışıp kalıyor. Çok güzel anlatmış yazar, taşların çözülen dilinin fısıldadığı cümlelere bayıldım. Üç ayrı bölümden oluşuyor kitap: Ağabeyi, kızkardeşi ve sonuncuyu taşların ağzından dinliyoruz. Hacmi geniş değil ama içeriği çok şey barındırıyor. Aile olmayı, kardeşliği,engelli bir bireye aile olmayı, geçmiş yaşantılarımızın ömrümüzün geri kalanını nasıl şekillendirebildiğini çok güzel anlatmış. Yazarın dili ve üslubu çok iyiydi. İyi ki okudum.
Taşların Anlattığı
Taşların AnlattığıClara Dupont · İletişim Yayınları · 202439 okunma
282 syf.
5/10 puan verdi
GECE YARISI KÜTÜPHANESİ MATT HAIG "Kendime yalnızlıktan daha iyi bir dost bulamadım." “Neye baktığın değil, ne gördüğün önemlidir.” "Ne kadar dürüst olursan ol, insanlar ancak kendi gerçeklerine en yakın olan şeyleri görebilir." Kitabı çok kez duydum. Okurların çoğu tarafından beğenilen bir kitap. Eğer işiniz yoksa bir iki
Gece Yarısı Kütüphanesi
Gece Yarısı KütüphanesiMatt Haig · Domingo Yayınevi · 202155,2bin okunma
1.500 öğeden 1.471 ile 1.485 arasındakiler gösteriliyor.